Açık Kaynak mı Yerli ve Milli mi?

Yerli ve milli teknoloji olarak duyurulan PttMessenger’ın açık kaynak kodlu Signal uygulamasının teknolojilerini kullandığı ortaya çıktı. Açık kaynak, yazılımların kodlarının herkese açık olduğu ve herkesin bu kodlardan faydalanabildiği bir yazılım geliştirme modeli. Yani açık kaynak kodlu yazılımları istediğiniz gibi kullanabilir, geliştirebilir, değiştirebilir ve yeniden dağıtabilirsiniz.

Açık kaynak kodlu yazılımlar, herkesin kullanımına açık olduğundan ve son derece çeşitli gönüllü ve ücretli geliştiricilere sahip olduğundan sahiplenmeye çok elverişli değildir. Bu yazılımları kullanan topluluklar hoşlarına gitmeyen bir durum olduğunda mevcut kaynak kodlarını kullanarak kendi yazılımlarını farklı bir isimle yayınlayarak yollarına devam edebilirler. OpenOffice’in LibreOffice olarak devam etmesi gibi.

Yukarıda nedenlerden dolayı açık kaynak kodlu yazılımlar belki de yerli ve milli olmaya en uzak yazılımlardır. Böyle olması da kötü bir şey değildir. Örneğin ülkemizde Pardus isminde, açık kaynaklı Linux kerneli üzerinde çalışan, yine bir açık kaynak projesi olan Debian işletim sisteminin teknolojilerini kullanan bir işletim sistemi vardır. Tüm dünyadan geliştiricilerin katkıları sayesinde ortaya çıkan Pardus, başta kamu bilgisayarlarında kullanılan güvenli ve ekonomik bir işletim sistemi olmuştur.

Bir yazılımı sıfırdan kodlamak yerine mevcut kütüphaneleri vs. kullanmanın başta maliyet ve zaman olmak üzere çeşitli faydaları vardır. Bu işte ciddi aşama kaydetmiş çalışmalar üzerine yeni şeyler inşa edilir. Böylece Amerika’yı yeniden keşfetmeye gerek kalmaz. Red Hat (Bir başka açık kaynak işletim sistemi) yöneticileri bu modele “devlerin omuzlarında yükselmek” diyor. Bu nedenle ülkemizde kullanılacak herhangi bir yazılımın açık kaynak yazılım geliştirme modelini benimsemesi bana doğru geliyor.

Peki sorun nerede?

İlk sorun, bir yazılımın benimsenmesini sağlayan güvenin yok edilmesi. Kullanıcı sizi sevmezse ve tekel değilseniz yaptığınız işin bir yere varması zor. İşin en önemli yanı olan insanlara karşı şeffaf olmamak bu tür işlerin benimsenmemesine neden oluyor. PttMessenger ile ilgili şu açıklama mesela:

“PttMessenger, tamamen millî mühendislik kabiliyetleriyle geliştirilmesi nedeni ile, güncellenmeye elverişli bir tasarıma sahiptir.”

Esasında açık kaynak teknolojilere katkı yapmak yerli ve milli olmaktan çok daha faydalı olabilir. Açık kaynak yazılım dünyasındaki en güzel şeylerden biri belki de. Açık kaynak kodlardan yararlanmanın olumsuz bir yanı olmadığı vurgulanmalı. Bunun yanında açık kaynak yazılımları sadece kullanmak yerine, bu yazılımlara yeni teknolojiler ve özellikler kazandırarak insanlığa sunmak asıl hedef olmalı.

Kullanılan kodları geliştirmek, ilk başta faydalanılan bu projeleri daha ileriye götürmek ve konu hakkında otorite haline gelmek çok daha önemlidir. Böylece hem yapılan işler hem diğer geliştiricilerin kontrolüne sunulur hem de “devlerin omuzlarından” daha yukarılara erişme imkanı olur. Kodları herkese açmak ve onlara yeni eklemeler yapmak bir manada er meydanına çıkmaktır. Zaten vardı, peki sen var olanı ne kadar ileriye götürebildin?

Eğer aynı kodları kullanan diğer projeler de senin kodlarından faydalanmaya başlarsa yapılan iş değerli demektir. Yoksa ortaya bir uygulama koymak zor bir iş değildir. Onun belli standartları karşılaması önemlidir. Bu açıdan açık kaynak kodlardan faydalanmak ve onları ileriye götürmek yapılan işin büyüklüğünün güvencesidir.

Aşağıdaki görselde bazı açık kaynak teknolojiler yer alıyor. Açık kaynak kodlu işlerin neden yüksek standarları olduğunun bir kanıtı görsel. Chrome, Firefox gibi tarayıcılar, Android işletim sistemi, dünyadaki sitelerin büyük çoğunluğunda kullanılan WordPress  açık kaynak kodlu projelerdir.

Yerli ve milli olmak bir yazılım özelliği değildir.

LibreOffice denilen Microsoft Office muadili bir programın geliştirilmesiyle ilgili bir haber eklemek istiyorum.

Bilindiği üzere LibreOffice‘in geliştirme çalışmaları, kar amacı gütmeyen ve tarafsız bir uluslararası kuruluş olan Belge Vakfı (The Document Foundation) tarafından koordine edilmektedir. Vakıf, LibreOffice‘in geliştirme çalışmalarına sürekli ve yüksek kalitede katkı sağlayan geliştiricilere verdiği Sertifikalı LibreOffice Geliştiricisi (LibreOffice Certified Developer) unvanını Türkiye’de bir ilk olarak, Pardus projesi ekibinde geliştirici olarak görev yapmakta olan Muhammet Kara’ya layık görmüştür. Dünya genelinde bu unvana sahip 55 geliştirici bulunmaktadır.

Yerli ve milli anlayışı özellikle yazılım alanında geçerliliği olmayan bir ifade. Bir şeyi ilk yapan sen olursan yerli ve milli olması gerekmediği gibi, yerli ve milli olmak bir özellik değildir. Yaptığın işi uluslararası pazarlara sunduğunda özelliklerinden birine yerli ve milli olması yazılabilir mi? Bu ülkeye katma değer sağlayacak, bu ülkede yaşayan insanların katkılarının olduğu işleri görmeyi çok istiyoruz fakat asıl konuyu ıskalamamak gerektiğini düşünüyorum.

Bir Cevap Yazın

Diğer 1.068 aboneye katılın
%d blogcu bunu beğendi: