Altın Standardı Sistemi ve Senyoraj

Devletlerin bastıkları paranın miktarı bir zamanlar kasalarındaki altın ve gümüşe göreydi bu sistemin adı altın standardı idi. Bir ons (28 küsür gram) altın Birinci Dünya Savaşı’ndan önce 20.67 dolardı. Altın standardından vazgeçildiğinde ons altın kimi yıllar değer kaybetti kimi yıllar değer kazandı. En yüksek değerine ulaştıktan sonra beş yıl üst üste değer kaybettiği yıllar olsa da uzun vadede fiyatı hep yükseldi. Bu yazının yazıldığı tarih olan 2023’te ise ons altın 2000 doların üstünde. Ons altının değerinin sürekli yükselmesinin güçlü nedenlerinden birisi, devletler artık istedikleri kadar para basabiliyorken altının sınırlı çıkarılması ve doların basım maliyetinin aksine ciddi bir çıkarma maliyeti olması. Bu maliyet farklı hesaplanma yöntemlerine ve madenden madene değişmekle birlikte 1000 dolar civarı en düşük çıkarma maliyeti olabilir.

Devletler altın karşılığı uygulamasından kurtulunca para politikaları esnekleşti. Altın karşılığı olmayınca ve paranın karşılığı sadece para olunca ve ülkedeki mal ve hizmetlerin karşılığından daha fazla para basılınca enflasyon sorunu ortaya çıktı. Altına dayalı standart zamanlarında enflasyon ciddiye alınacak seviyede değildi. Altına hücum zamanlarında bile yani altın bolluğu zamanlarında bile enflasyon %1.5 ları geçmemiş. Altın standardı terk edildiğinde ise Batı’da çift haneli enflasyonlar görünmeye başladı. Altın arzı sınırlı olan ve çıkarma maliyeti olan bir maden olduğu için enflasyona neden olmuyordu. Yine de altın standardı sistemi enflasyon açısından verimli olsa da başka kusurları vardı. Devletler ekonomileri canlandırmak istediğinde bol para basamıyor ya da kamu harcamaları yapamıyordu. Krediler sınırlı kullandırılabiliyordu. Bol para basarak enflasyon pahasına piyasaları canlandırmak mümkündü.

Enflasyon ve Senyoraj

Enflasyon ve deflasyon fiyatların artması ve azalmasını ifade eden iki kavramdır. Enflasyon borçlunun borcunu hafifletir deflasyon ise alacaklılar için avantajlı olabilir. Altın standardı enflasyonu engellediği için alım gücünün çok büyük ölçüde korunmasını sağlıyordu. Bu para politikası açısından değerli olsa da devletlerin elini kolunu bağlayan bir durum olabilir. Para basmak demek piyasadaki parayı arttırarak diğer paraların değerinin düşmesini sağlamak demektir. Diyelim ki bir milyon dolar biriktirdiniz ve bende hiç para yok. Piyasaya bir milyon dolar soktuğumda artık ikimiz de aynı maddi güce sahibiz. Piyasada ne var ne yoksa fiyatı artacaktır çünkü o ürünlerden bir tane varsa ve bir milyonu olan kişi o ürünü alabilecekse artık ikimizde de bir milyon olduğuna ve o üründen hala bir tane olduğuna göre ürünün fiyatı 2 milyona çıkabilir.

Devletler para basma hakkına sahiptir ve bu haktan elde ettikleri gelire senyoraj denir. 100 doların basım maliyetine 0.50 cent gitse 99.50 dolar devletin geliridir. Devlet para basarak hesaplardaki paraları değersizleştirebilir. Kripto paralar ve özelinde Bitcoin felsefesi de bu düşünceyle ilişkilidir. Her devlet kendi para biriminin rezerv para olmasını ister ve bunun için çabalar. Senyorajı kendisinde olan para birimini dünyaya yayabilmek, kabul ettirmek herhalde zenginliğin garantisidir. ABD’nin kendi ülkesinde olmayan ürün ve hizmetleri dolar vererek alması ve bu parayı kendisinin basması ona avantaj sağlayabilir. Herhangi bir sosyal veya siyasi felakette daha fazla dolar bastığında başka ülkelerin kasalarındaki parayı da azaltabilme durumu söz konusu. Doğal olarak bu parayı yeteri kadar topladığını ya da bu paranın bir şekilde kendilerine karşı silah olarak kullanılabileceğini düşünen ülkeler bu paranın etkisini azaltmanın yolllarını aramaktadır. Kendi para birimleriyle ticaret ya da başka bir değer aracı toplama gibi.

Otoritelerden bağımsız bir değer aracı

Devletlerin daha güvenilir bir takas aracı aramaları altınla yollarını kesiştirir. Altının senyorajı büyük ölçüde dağılmış haldedir. Farklı ülkelerinn farklı maden şirketleri aradaki farkı kar olarak yazabilirler elbette ama bu senyorajdan çok farklıdır. Altının arzı kısıtlıdır ve madenlerdeki rezerv sonsuz değildir. Fiziki altın öyle sınırsızca basılamaz. Altın bir anlamda merkeziyetsizdir ve dünya tarafından kabul görmüştür. Devletler kontrolsüzce para basmaya başladığında bir sığınak olarak oradadır. Hangi devletin kontrolsüzce para basacağı sadece bir zaman meselesidir. Enflasyon insanları çok da rahatsız etmeden paralarını azaltmanın yoludur. Dünya devletleri birbirleriyle rekabet etmek için paralarının değerini düşürmeye çalıştığında ya da büyük kamu yatırımları yaparak halka çalıştığını göstermeye çalıştığında daha fenası dünya pandemi gibi savaş gibi ekonomik bir bunalıma gireceği zamanlarda devletlerin kontrol edemeyeceği bir araç olarak oradadır.

Altın bir anlamda dünyanın ortak değer birimidir. Bir devlete ya da coğrafyaya ait değildir. Merkez Bankaları toplasa da satsa da yatırımcı tarafında karşılığı olduğu için alanı uzun vadede üzmüyor gibi görünmektedir. Bugün otoritelerden bağımsız ve arzı kısıtlı belki de sonlu böyle bir değer aracı yoktur. Bitcoin ve kimi kripto paralar belki bu özelliklere sahiptir fakat henüz tarihin süzgecinden geçmemişlerdir. Ne olacakları belli değildir ve riskler tam olarak ortaya konmuş değildir. Kripto paralardan bazıları altın gibi işlevlere sahip olsa da altın daha “sade” bir değer aracı olarak görünmektedir. Evde ya da banka kasasında saklanabilen, isterseniz varlığından kimsenin haberi olmayacağı bir değer aracı.

Not: Bu yazı altın standardı sistemi, enflasyon ve senyoraj ilişkisi üzerine bir bilgilendirme metnidir. Bir yatırım tavsiyesi değildir. Bazı uzman yatırımcılar altının portföylerde belli bir miktarda “hedge” amaçlı bulunmasını tavsiye ederler.

Bir Cevap Yazın

Diğer 1.068 aboneye katılın
%d blogcu bunu beğendi: