Asıl Tehlike Zamyatin’in Velinimetidir Big Brother Değil

Distopya seveler Orwell’ın 1984 ve Huxley’in Cesur Yeni Dünya kitaplarını duymuşlardır. Bu kitaplara ilham olduğu söylenen ilk kitap ise Yevgeni Zamyatin’in Biz kitabıdır. Hapisanede yazılıp yurt dışına kaçırılarak basılan kitaptan Ursula K. Le Guin de övgüyle bahsetmiştir. 1984 ve Cesur Yeni Dünya kitabı okunduktan sonra Biz farklı bir hava içerse de biraz yavan gelebilir. Roman günlükler halinde yazılmış. Diğer iki kitap gibi totaliter sistem eleştirisi üzerine kuruludur.

Biz’in biraz yavan kalacağını söyledim fakat bu okumaya gerek yok anlamında kullanılmış bir ifade değildir. Farklı tatlar vardır bu kitapta. Distopya yanı öne çıkan özelliği olsa da edebi olarak daha başarılı bir kitaptır bence. Gerçeğe daha yakındır ki gerçeğin ateşinde pişmiştir zaten. Edebi anlamda çok güçlü altı çizilesi cümleler vardır. Altını çizdiğim birkaç cümleyi yazayım buraya da.

“Mutluluk kesirinin pay ve paydalarının neşe ve kıskançlık olduğu hepimizce açık değil mi?”
“Sadece boyun eğdirilmeyenler sevilebilir.”
“Yüz yılda bir kez açan çiçeklerin olduğu söylenir. Öyleyse neden bin yılda, on bin yılda bir açan çiçekler de olmasın? Belki de “bin yılda bir”e henüz ulaştığımız için, bu çiçeklerin açtığını daha görmedik.”

Biz kitabında totaliter öğeler ve bunların vatandaşlarca içtenlikle nasıl kabullenildiği çok iyi gösterilmiştir. Aşağıda seçim süreci hakkında kitabın baş karakteri d-503’ün seçimler hakkındaki görüşleri var. Kitapta karakterlerin isimleri değil sayıları vardır. Mahremiyete ve şahsiyete yer yoktur.

Ve seçimler aslında bizim milyonlarca hücreli, tek bir güçlü organizma, eskilerin deyişiyle, bölünmez bir bütün olduğumuzu hatırlatmayı amaçlayan, sembolik bir tören. Zaten Tek Devlet’in tarihinde o kutsal birliği bozmaya cüret eden tek bir çatlak sese bile rastlanmamıştır. Eski insanların seçimlerini hırsızlar gibi gizlilik içinde yürüttükleri söylenir.

Bu gizliliğin nedenini henüz kimse açıklayamadı. Seçimler herhalde, mistik, batıl inanca dayalı, hatta suç unsuru taşıyan bazı ayinlerle bağlantılıydı. Ama bizim gizleyecek ya da utanacak bir şeyimiz yok. Biz seçimleri açıkça, dürüstçe, gün ışığında yapıyoruz. Ben herkesin Velinimet için oy kullandığını görüyorum, herkes de benim Velinimet için oy kullandığımı. Gerçekte ‘herkes’ ve ‘ben’ değil, ‘biz’ var olduğuna göre, bu iş başka nasıl yapılabilirdi ki zaten! Bu, eskilerin korkakça ve sinsice ‘gizlilik’lerinden çok daha yüce, içten ve görkemli bir tutum.

Orwell’ın Big Brother’ı neden yapaydır ama Velinimet çağların gerçeğidir?

1984 kitabında Big Brother sürekli izlenmeyi temsil eden aslında olmayan, iktidarın sembolü olarak oluşturulan sanal bir karakterdir. Big Brother aslında yoktur ama totaliter devlet onun temsili üzerinden devleti yönetir. Zamyatin’in velinimeti ise vardır ve kanlı canlıdır. Kitleler onu sever ve izler. Adının Velinimet olması tesadüfi değildir. Kitleler ekmeğin peşinden giderler ve kitleleri kontrol edecek kişi elbette bir velinimet olmalıdır.

Kitleler psikolojisinde sadece korkuya dayalı bir itaatin karşılığı yoktur. Lider kitlelerin büyük çoğunluğu tarafından sevilip benimsenmiyorsa o ülkeyi uzun süre idare edemez. Kitleleri peşinden sürüklemenin temel şartı budur. Tarihi olarak baktığımızda da kitlelerin isimlerin peşinden gittiğini görürüz. Hitler, Stalin vs gibi isimler kitleleri peşinden sürüklemiş ve etki altına almış isimlerdi. Ülke adeta şahsiyetlerinde bir olmuştu. Orwel’ın Big Brother’ı ise tarihsel olarak gerçek değildir. Ancak bürokratik bir devlet tasavvuru olarak filmlerde ve kitaplarda ortaya çıkabilecek bir karakterdir.

Zamyatin insanları uyarmıştır. Aynısını kuşkusuz Orwell da yapmıştır fakat Zamyatin gerçekliği çok daha iyi görmüştür. Onun distopyasının kötülüğü gerçek olma ihtimalindedir. Biz kitabı daha az sürükleyici olsa da edebi anlamda ve gerçeklik anlamında daha başarılıdır. Son olara kitaptan bir bölümü eklemek istiyorum. Baş karakter d-503 ve Velinimet arasında bir konuşma geçer. Velinimet sevgideki şiddetin kaçınılmaz olduğuyla ilgili nutuk atar d-503’e. Zamyatin’in neden karamsar olduğunu, Big Brother’ın neden sanal olduğunu anlarız Velinimeti tanıyınca.

Hıristiyanların Çok Merhametli Tanrı’sına ne oldu? Kim asileri Cehennem’in usul usul yanan ateşinde kömüre çeviriyor?.. O da bir yok edici değil mi? Ya da autos-da-fé ve şenlik ateşlerini ele al, Gerçekten de, Hıristiyanların yaktıklarının sayısı yanan Hıristiyanlar’dan daha mı azdı? Ve yine de -bunu anlamalısın!- bu Tanrı, yüzyıllar boyunca Sevgi Tanrısı olarak taçlandırıldı. Saçma mı? Hayır: Tam tersine, insanoğlunun yanılmaz sağduyusunun kanla yazılışıdır bu. O daha kıllı bir yabaniyken, insanlığın hakiki, cebirsel sevgisinin hiç de insani olmadığını kavradı. Hakikatin şaşmaz gösterisi zorbalıktı. Ateşin şaşmaz gösterisi de ateşin ateşle yakılışıdır, tıpkı bunun gibi. Bana yanmayan bir ateş gösterebilir misin? Hadi, tezlerini hazırla! Tartış benimle!”

Anımsa: Mavi şafakta bir dağ, bir haç ve bir kalabalık. Yukarıda, üstü başı kan içinde bazı adamlar birini haça çiviliyorlar; diğerleri de haçın ayakları dibinde gözyaşlarına boğulmuş ona bakıyorlar. Bu yukarıdakilerin rolü sana çok daha zor ve önemli gibi gelmiyor mu? Eğer onlar bu rolü üstlenmeseydi bu muhteşem trajedi sahnelenir miydi?

Zamyatin’in Biz kitabını Ayrıntı yayınlarından okudum. Kitabı buradan satın alabilirsiniz. Bu kitabı dilimizden bu şekilde okumak mutluluk verici.

Bir cevap

  1. […] vardır. Biz hakkında yazarken asıl tehlikenin “Biz” kitabındaki velinimet olduğunu düşünmüştüm. Katedral’de Sohbet bu kitaplar gibi daha temeldeki ideayı arayan bir kitap da değil. Bir […]

Bir Cevap Yazın

Diğer 1.068 aboneye katılın
%d blogcu bunu beğendi: