Benim Küçük Dostlarım – Halide N. Zorlutuna

Benim Küçük Dostlarım MEB’in bu yıl öğretmenlere önerdiği kitaplardan biri. Halide Nusret Zorlutuna’nın kitabı. Kitap daha çok bir anı kitabı olarak değerlendirilebilir. Yazar kimi öğrencilerini ve kimi anılarını anlatmış. Duygusal yanı ağır basan bir kitap. Kitap tanıtımından şu alıntıyla başlayalım:

İdealist bir öğretmenin kitap gibi okuduğu öğrencilerini ve anılarını edebi bir dille anlattığı doyumsuz bir eser olan Benim Küçük Dostlarım aynı zamanda MEB’in tavsiye ettiği 100 Temel Eser’de (İlköğretim) yer almaktadır. Her çocuk, bence zevkle okumaya değer meraklı bir kitap; karşısında uzun uzun, hayran hayran düşünülecek bir bilinmeyenler âlemidir. Yirmi bir yıldan beri bu kitapları yaprak yaprak,satır satır okumaya ve anlamaya çalışıyorum. Fakat hâlâ “Çocuk” adlı kitapla anlayamadığım, sökemediğim cümlelere rastladığım olur. Bu itirafımdan sonra, okuyucularım bu eserde, tecrübelerin belki haklı; fakat herhâlde soğuk ve tatsız gururunu elbette aramayacaklardır.

Benim Küçük Dostlarım ilk birkaç anıda yazarın kimi öğrencilerinden bahsetmesiyle başlıyor. Onların görünüşlerini ve ruh hallerini anlatıyor yazar. Daha sonra öğretmenlik anılarına geliyor konu. Çok başarılı öğrenciler ve başarısız öğrenciler. Kimi hikayelerde bu başarısızlıkların nedenine iniliyor. Ailelerinde huzuru olmadığı için başarısız olan öğrencilerin hikayeleri çıkıyor ortaya.

Aslında, herhangi bir öğretmenin başına gelebilecek olayların anlatıldığı kitapta öğretmenler için bir ipucu veya bir tavsiye yok. Başta dediğim gibi gönül yanı ağır basan bir kitap bu. Belki mesleki deformasyondan unuttuğumuz, artık ayırt edemediğimiz konuları tekrar önümüze getirdiği için güzel bir kitap. Öğrencilerin o iç dünyasında olaylar nasıldır, yetişkinlere sıradan gelen olaylar onları nasıl da ciddi etkileyebilir.

Benim Küçük Dostlarım

Benim Küçük Dostlarım’ı okurken yazarın nasıl bir öğretmen olduğunu düşünmeden edemiyorsunuz. Yazar öğrencilerin iç dünyasına mutlaka inmeye çalışıyor. Onları yakından tanıyarak güvenlerini kazanıyor. Ders dışı konularda öğrencilerle kurduğu bağ onu öğrencilerin gözünde farklı bir noktaya getiriyor. Yazarın öğretmenlikle ilgili kitaptaki şu değerlendirmesini de çok yerinde buldum. Doğu çocukları (yani Türkiye) için şunları söylüyor:

Eğer karşılarındakinin adil olduğuna ve kendileri için iyiyi istediğine bir kere inanırlarsa onlardan uysalı, onlardan terbiyelisi yoktur.

Muhtemelen evrensel olan bu durum bizim ülkemiz için geçerlidir. Yazarın Benim Küçük Dostlarım dedikleri arasında bir de düşmanı var. Bir eski öğrencisi kendisinden onun için kız istemesini istiyor. Yazar istiyor fakat bu adam türlü rezilliklere bulaşıyor. En son kötü davrandığı eşi hamileyken hırsızlıktan hapishaneye düşüyor…

Kitap ayrı ayrı anılardan oluşuyor. Bu anılardan birisi ortaokulda Türkçe dersinde okuduğumuz bir anı. Fahrünnisa… Yıllar sonra karşılaşınca çok hoşuma giderek okudum bu anıyı. Fahrünnisa dersi çok iy bildiği halde parmak kaldırıp derse katılmayan bir öğrencidir. Biliyorum dersem ve bilemezsem korkusuyla böyle davranmaktadır. Daha sonra akademisyen olacaktır.

Cenazelere çelenk göndermek yerine, Çocuk Esirgeme Kurumu’na bağış yapılsın.

Yazar Benim Küçük Dostlarım kitabındaki son anıda bu projesinden bahseder. Çok istediği gibi olmamıştır netice. Çelenk Çocuk Yurdu açılsun, bu yurdun kaynakları da çelenk almak yerine buraya bağış yapanlardan sağlansın istemiştir. Öyle ya cenazeye çelenk göndermek yerine kimsesiz çocuklar için bağış yapmak hem bu dünya hem de diğer dünya için daha hayırlıdır.

Kitaptan bahsederken bu son fikirden bahsetmemek olmazdı. Belki gerçekleşir ilerde böyle bir şey. Kitabı buradan satın alabilirsiniz. Zaten 130 sayfalık kısa bir kitap. Eski ve iyi bir öğretmenin anılarını okurken hem başka bir öğretmenin tecrübelerinden faydalanmış olacağız hem de eskiden eğitim işi nasıl oluyormuş bir fikrimiz olabilir.

Kitap hakkında bir makale çalışması yayınlanmış. Kitaba göre öğretmenin nitelikleri nasıl olmalı ve öğretmen-öğrenci ilişkileri nasıl olmalı sorusuna cevap aranmış. Çalışma sahibi şu sonuçlara ulaşmış:

Öğretmenin Nitelikleri

1. Öğretmenlik, Allah’ın bu meslek için yarattığı özel kişilere mahsus bir meslek, doğuştan getirilen bir kabiliyettir.
2. Öğretmen, sınıfta kullanacağı kelimeleri özenle seçmelidir.
3. Meslekî heyecanını sonuna kadar kaybetmemelidir.
4. Ülke zor durumdayken, öğretmenlik vatan borcudur.
5. Öğretmen, bilgi verme yanında eğitmeyi de hedeflemelidir.
6. Öğretmen, dersi zenginleştirerek, öğrenci için cazip hale getirmelidir.
7. Farklı yaradılış ve özelliklere sahip çocuklara bir şeyler öğretmek çok zordur. Bu yüzden öğretmenlik, özellikle ilkokul öğretmenliği, tahammül ve fedakârlık ister.
8. Öğretmen olmak için zor koşullar altında çalışmayı kabul etmek gerekir. Rahatına düşkün olan kişiler bu mesleği yapamazlar. Öğretmen olan kişi bütün ömrünü bu yolda harcamak durumundadır.
9. Öğretmen, öğrencilerin aileleri ile yakın ilişkiler kurmalıdır.
10. Öğretmen, çalıştığı çevreye uyum göstermeli, yaşadığı çevrede sevilen ve sayılan biri olmalıdır.
11. Mesleğinde başarılı olabilmek için öğrencisini yakından tanımalıdır. Halide Nusret’e göre, taşrada ve yatılı okulda çalışan öğretmenler, öğrencilerini ve ailelerini yakından tanıma imkânına sahiptirler.

Öğretmenin Öğrencileriyle İlişkileri

1. Öğretmen, öğrencilerine kendini sevdirmeli, onları sevmeli ve zaman ayırmalıdır. Öğrenciler, genç öğretmenleri severler. Yaşlı öğretmenler de tecrübeleri ve öğrencilere gösterecekleri şefkat ile sevgiyi kazanabilirler. Öğrenci, öğretmenin bilgisinden çok, dış görünüşüne ve kendisine yaklaşımına önem verir.
2. Öğretmen, öğrencilerine eşit davranmalı, güven vermelidir.
3. Öğretmen, başarısız öğrencilere özel ilgi göstermeli, cesaretlendirmeli, başarılı öğrencileri teşvik etmelidir.
4. Çok düşük notlar vererek öğrencileri umutsuzluğa düşürmemeli, çalışma azimlerini yok etmemelidir. Öğrencisinin eksiklerini ona uygun bir dille, kırmadan anlatmalıdır.
5. Ümitsiz olmamalı, kötü alışkanlıkları olan öğrencilerini düzeltmek için sonuna kadar mücadele etmelidir.
6. Geçeği araştırmalı, duyduklarına hemen inanmamalı, öğrencileri hakkında ön yargılı olmamalıdır.
7. Sabırlı olmalı, öğrencilerinin psikolojilerini anlamalı, hatalarını affetmelidir.
8. Öğretmenlik, anneliğe benzer. Öğretmen, öğrencilerini çocukları gibi görmelidir.
9. Öğretmen, öğrencilerinin gelecekteki hayatları ile de ilgilenmeli, onları merak etmelidir.

Bir Cevap Yazın

Diğer 1.069 aboneye katılın