Rivayete göre, Tanrı Bayezid-i Bistami’ye ne dilediğini sorduğunda Bayezid, “Dilememeyi dilerim.” demiş. Dua ve isteme çok değerli olsa da hakikat makamına varınca artık istememe noktasına varır derviş. Artık istememek nefsin öldüğünün kanıtıdır. İstenildiği gibi, ölmeden önce ölmüş gibidir derviş. Feridüddin Attar’ın yanına bir derviş gelmiş ve Allah rızası için ondan bir lokma istemiş. Attar vermiş. Derviş, Tanrıdan ne dilersin diye sormuş ona. Attar, “Senin gibi olmayı dilerim.” demiş. Derviş sen benim gibi olabilir misin, demiş. Attar, Elbette olurum deyince, derviş ah deyip orada can vermiş. İnsan bir ömrün tamamlandığını ya da ne zaman ondan vazgeçebileceğini ne zaman anlar?
Bayezid’in aksine Attar daha bu yola girerken derviş gibi olma dileğinden bahsetmiş. Dervişin derviş olması için dervişliği dilemesi gerekmez mi ya da derviş kemale erince artık dilemekten vazgeçiyorsa derviş olma dileğinin de beyhude olduğu ortaya çıkmaz mı? İstemek bir bakımdan noksan olmanın delilidir. İstekler ihtiyaçlardan gelir. İhtiyaç duyan tamamlanmış değildir. Tanrının bir şey isteyip istemeyeceğiyle ilgili tartışmalar bu sorunun etrafında döner. İstek iki yönlüdür. Aslında istek ne kadar şiddetliyse isteğin öznesi üstümüzde o kadar tahakküm kurmuş demektir. Medusa’nın gözlerinin içine bakan onun gibi taşlaşmaya başlar.
Bir şeyi dilememe yani istememe konusunda sanırım önemli bir ayrım yapılmalıdır. Dilememeyi dilemekten maksat nedir? Daha büyük bir şeye erişme arzusuyla küçük dileklerden vazgeçmek sanırım dilememeyi istemek olarak değerlendirilmemelidir. Dilememeyi dilerken ne dileriz? Dileğimiz şan şöhret elde etmek ya da zaten görünmezliğimizi “hiç” olmaya uğraşarak gün yüzüne çıkarıyorsak yani aslında mertebe atlama olarak görüyorsak bu dilememe durumu da sanırım ciddiye alınmamalıdır. Elde edilmesi mümkün olmayan bir şeyi istememe iddiasında bulunmak ya da istemiyormuş gibi yapmak ise olsa olsa komik olur. Kinikler de bu yüzden biraz rahatsız edici gelir bana.
Karanlıkta açan çiçek
İstemek en belirgin özelliklerimizden birisi. İstemek ve sahip olmak bizi mutlu ediyor. Dostoyevski hapishanedeyken canının hiçbir şey istemediğini, hiçbir şey istemediğinde artık hevesin kalmadığında hapishanede olduğundan bahsediyordu. Bir şey istememek sanırım depresyon belirtilerinden biri olarak kabul edilebilir. İstemek her zaman kötü olabilir mi? Yabancı dil öğrenmek, limonlu kek yemek veya gitar çalmak isteyen birini gördüğümüzde aklımızın bir tarafında bunun aynı zamanda bir olumsuzluk göstergesi olduğuyla ilgili bir uyarı işareti mi yanacak? Bana öyle geliyor ki cevap hayır. Dervişlerin dilememeyi istedikleri konu daha çok mal mülk ve bedenin istekleri ile ilgili.
Dileklerin en büyüğü sanırım başkasının kalbinde yer etme isteği. Ün arayışı, başkalarının arzuladıkları nesnelere sahip olma ve dolaylı olarak başkalarının arzusuna dönüşmeye çalışma çabası bununla ilgili gibi görünüyor. Bunda toplumsal anlamda bir sorun da olmayabilir. İnsanlar bu itki sayesinde üretirler ve zenginleşirler. İstemedeki sorun ne olabilir? Belli belirsiz bir şeylerin yanlış olduğunu seziyoruz belki fakat dile getirmek zor. Örneğin parayı ele alalım. Parayı dilersem ve param olursa bunda bir sorun olmayabilir ama akıllı bir dilek parayı dilemek değil parayla ilişkiyi kesmeyi dilemek olabilir. Dilek sonucu gelen para sürekli çoğaltılmaya çalışılıyorsa yani dilek sürekli kendini üretiyorsa burada bir noksanlık söz konusu olabilir. Paraya artık ihtiyaç duymamak ise bir noksanlığın kapatılması olabilir.
Dilekler kendilerini üretiyorlarsa çünkü noksanlıklardan geliyorsa doğru dilek belki gerçekten de noksanlığın halli yani dilememeyi dilemek olabilir. Ya da belki daha iyisi doğru tutum bir şeylerin bir şeklini tercih etmek ama olmazsa da diğerine aldırmamak olabilir. Diğer seçenekler canımızı yakmadığında belki olmaya başlıyoruzdur. İnsanların kalbinde yer etme isteğine geri dönelim şimdi. Olursa olur olmazsa da sorun değil. İnsanlar tarafından sevilmeyi tercih ederim ama diğer seçenek de beni rahatsız etmez diyebilir miyiz? İşimde çok başarılı olmak isterim ama olmazsa da beni rahatsız etmez diyebilir miyiz? Bu soruları daha hassas olduğumuz konulara getirdikçe zorlanacağımızı göreceğiz.
Dilememeyi dilemek büyük bir iddiadır. Kim kabullenebilir tüm şıkları? Hiçbir şey dilemeden hiçbir şey beklemeden ve bunları savunma mekanizması gereği değil içsel bir güçle yapmak. Böyle birine hala insan diyebilir miyiz emin değilim. İnsandan fazlası ya da azı mıdır ona da emin değilim. İnsan tüm elde ettiklerini kaybedip kaybetmemeyi umursamadan, diğerlerini umursamadan bir çağdan geçip gidebilir mi? İnsan, karanlıkta açan bir çiçek olabilir mi? Bunlar elbette zor sorulardır.
Bir Cevap Yazın