Dionysos eşlikçisi Kral Midas’a dünyada insan için en iyi şeyin hiç dünyaya gelmemek olduğunu, ikinci en iyi şeyin ise bir an önce ölmek olduğunu söylemişti. Dionysoscu hakikat budur. Dünya ölümün bahçesidir, yaşam onun şerefine yazılmış bir kasideden başka bir şey değildir. Filmlerde düşmesi ve tüm hayatı yok etmesi beklenen meteor temsili ölüm için kullanılır. Her birimiz meteorun çarpmasını ve tüm hayatı sonlandırmasını bekleriz. Meteor ölümdür ve asıl olan odur. Öyleyse bu hayatın anlamı nedir?
Hayatın anlamı derken elbette insan hayatını kastederiz. Diğer canlıların hayatının bir anlamı olduğunu düşünmeyiz çoğunlukla. İnsan hayatının anlamı nedir? Dionysoscu hakikat duymak istemediğimiz cevabıdır bunun. Hayatın bir anlamı yoktur. Anlam yoktur ve içe dönme çabaları boşunadır. Her içsel yolculuk arzunun şekil değiştirmesinden, başka bir şeye yönlendirilmesinden başka bir şey değildir. Bir arzu makinesi olan bu bedenin içinde bağırsaklar vardır. İnsan ve hayvan olmak arasındaki ayrım düşünmek istediğimiz kadar fazla değildir.
Dünya bir oyun bahçesi, hayallerimizi gerçekleştirmek için gönderildiğimiz mi harikalar diyarı değildir. Başta meteor tehdidi olmak üzere türlü türlü eziyetler vardır insan için. “Haddini bil.” büyük bir bilgeliktir. Schopenhauer insan mutluluğun, arzunun peşinden değil huzurun peşinden koşmalı diyordu. Haklıydı. Tarih insanların başına gelen felaketler tarihidir. Kıtlık, fakirlik ve savaş tarihidir tarihimiz. İlerleme bir yanılsamadır. Her ilerleme, Apolloncu her atılım daha değişmiş bir Dionysoscu etki çıkarır karşımıza.
Dionyoscu hakikat ve Erzurumlu Tahsin Hikayesi
Ahmet Hamdi Tanpınar’ın Erzurumlu Tahsin hikayesi Dionysoscu hakikati yüzümüze çarpan derin bir hikayedir. Felsefenin en karmaşık konularını onun yazdıklarında bulmak pek keyiflidir. Erzurumlu Tahsin hikayesinde şunları söyler hasta olmaktan korkan baş karaktere yarı deli Erzurumlu Tahsin, “Ah, sen ölürsen dünya ne yapar? Zavallı dünyanın sensiz halini düşün, aman kendine dikkat et…”
Erzurumlu Tahsin’in ağzından şu cümleler çıkar sonra, “Sen cüssene bakmadan kainatı fethe kalkışmışsın…Dolduracağın çukur dışında işin ne?” Bu sözlerden sonra insanlık adına cevap verir baş karakter. Apolloncu ilerlemeden bahseder. İnsanlık olarak ileriye gittiğimizi, muvaffak olduğumuzu söyler. Erzurumlu Tahsin şunları söyler:
-Muvaffak mı, dedi, nerede, ne vakit? Nasıl? Hangi muvaffakiyet…Sırtında bit gibi yaşadığın devin müsamahasından bir an dışarı çıkabildin mi? Hayat mütemadiyen ölümün zaferini teganni ediyor. Sen küçücük başını sallayıp geçmeğe çalışıyorsun!
-Yaşamın ve sevginin zaferleri de var, dedim. Hem de tabiatın değişmez kanunları içinde!
-Sana tekrar söylüyorum. Her şey, hepsi ölümdür. Her şey ondan gelir ve oraya döner…Biz, bütün bu gördüğün şeyler, her şey, hepimiz, büyük ve muazzam bir kadavranın üzerinde gezinen kurtlarız…Anlıyor musun? Kadavra kurtaları…
Dionysoscu hakikat işte buradadır. İnsan dünyanın fatihi değil, ona uyum sağlaması ve haddini bilmesi gereken bir canlıdır. Hayat bir oyun değildir, gerçektir. Meteor her an düşüp bu hayatı bitirmek üzeredir. İlerleme bir vehimdir çünkü tüm ilerleme dediğimiz şeyler aldanmaz yargıç Dionysos karşısında hesap verecektir. Dionysos bir neşe kaynağıdır da çünkü acıdan, sarsıntıdan doğan bir neşe vardır hayatta. O çoşkudur Dionysos.
İlerleme mümkün değil midir?
Her ilerleme her Apolloncu atılım Dionysoscu bir karşılık doğurur. İlerleme mümkünse de karşısındaki Dionysoscu etki ortadan kalkmayacaktır. Apolloncu ve Dionysoscu karşıtlık ilişkisi üzerine daha fazla bilgiye bağlantıdan ulaşılabilir. İlerleme kendi sorunlarını beraberinde getirecek ve bir yan etki doğuracaktır. Çünkü insan tam olarak rasyonel bir canlı değildir. Tüm rasyonaliteyi elinin tersiyle itebilir. Her ilerleme kötü bir amaç için de kullanılacaktır. Medeniyetin ilerlemesi Freudyen id, ego ve süperego ayrımındaki idin silinmesini sağlamayacaktır. İd hep orada, tetikte bekleyecektir.
Doğanın elinden kozlarını alarak onu ehlileştirmek de mümkün olmayacaktır büyük ihtimalle. Bunların bir Dionysoscu karşılığı olacaktır. Modernizm yoksullukla baş etmek için Apolloncu bir ilerleme sağlayacak fakat depresyon ve küresel ısınma ortaya çıkacaktır. Son yüzyılın ilerleme düşüncesi bizi gaza getirmemelidir. En ileri medeniyetlerden iki dünya savaşı çıkmıştır ve her şeyin yok olması bir çılgınlığa bağlıdır. Tehditler son bulmuş değildir. Tarihin sonu teorisine çok bel bağlamamak yerinde olabilir çünkü tüm bu ilerleme dediğimiz şeyler tersine dönebilir ya da eşsiz acılara neden olabilir.
Dionysoscu olan nedir? Bu sorunun cevabının farklı farklı yorumları vardır.
Bir Cevap Yazın