Diyalektik tarafların birbirleriyle düşüncelerini paylaşarak doğruya ulaşmaya çalışmalarıdır. Tarafların uzlaşması esastır. Diyalektik Hegel ve Marx ile anlam genişlemesine uğramıştır fakat özü iki tarafın birbirleriyle olan etkileşimidir. Diyalektik taraflara bağlı bir süreç olduğundan tarafların iyi niyeti ve amaçları bu yöntemin doğruya ulaşmada işe yarayıp yaramayacağını doğrudan etkiler.
Diyalektik, niyetler iyi olursa belki sonuca ulaştıracak bir yöntemdir fakat bu çok nadirdir. Tartışmalar çoğunlukla karşı tarafı manipüle etmek, haklı çıkmak, ego tatmini vs için yapılır. İzlemek çoğu zaman dram, başkası adına utanmaktır. Sofistler, laf ebeleri, siyasetçiler, gündem olmak isteyenler doğruya ulaşmak için değil de puan toplamak için karşı tarafla bir mücadeleye girerler. ABD başkanlık tartışmaları için bile geçerlidir bu söylediğim. Bu tartışmalar yararsız değildir fakat doğruya ulaşmayı sağlamaz.
Diyalektik sürecin iki iyi niyetli kişi arasında gerçekleştiğini varsaysak bile diyalektik sürecin başka sorunları vardır. Taraflardan birinin diğerini ikna etmesi ya da iki tarafın aynı noktada uzlaşması bir şeyin doğru olduğu anlamına gelmez. Ortak akıl önemlidir fakat yeterli değildir. Tarafların bilmediği değişkenler, gözden kaçan noktalar ya da küçümsenen riskler her şeyi değiştirebilir. Diyalektikten daha iyi belki de onun doğrulayıcısı olarak deney ve gözlem yani bilimsel yöntem doğruya ulaşmada en doğru yöntemdir.
Bilimsel yöntem insanlar arası ilişkilerde kullanılamayacağından iş diyalektik yönteme kalıyor. Bu yüzden insan ilişkileriyle ilgili sorunlar tartışılırken taraflardan birine katılmak yerine içecek bir şeyler araştırırım. Bir şey hele ki insanlar arası ilişkilere dayalı bir şey diyalektik yönteme kaldıysa orada susup, gözlerimiz dalmış gibi yapıp başımızı hafif hafif ileriye doğru sallamak da bir çözüm ama sürece çekilmek zorunda olduğumuz zamanlar da az değildir. İnsan ilişkilerinin komediye çok yatkın olmasında neredeyse bütün meselelerin diyalektik yöntemle çözülmeye çalışılması etkili olmalı.
Haklı olduğumu biliyorum ama henüz ispat edemiyorum
Diyalektik yöntemin büyük sorunu doğrunun tartışmanın kendisinden bağımsız olmasıdır. Birbirimizi ya da birini ikna ettiğimizde bu doğrunun kendisini etkileyen bir şey değildir. Doğru tartışmalardan bağımsız olarak oradadır. Birini düz dünya fikrine ikna ettiğinizde dünya düzleşmeyecek. Bu durum iki kişi arasındaki her tartışma için geçerlidir. Benim ikna olmuş olmam ikna olduğum şeyin doğru olduğunu göstermez. Diyelim ki sokak hayvanlarına karşı duyarlı olmadığım konusunda beni ikna ettiniz fakat bu aynı zamanda doğru mudur?
Doğrunun diyalektikten bağımsız olduğunu söylemek aslında beraberinde bir tehlikeyi getiriyor. Postmodernizm alternatif doğrular önerebilir bu doğrunun dağılması tehlikesini ortaya çıkarır fakat doğrunun bir olduğu ama diyalektikle ulaşılamayacağı kabulü iknayı imkansız hale getirme tehlikesini doğurur. Bana gelen her mantıklı cümleyi başka mantıklı bir cümleyle savuşturabilir en olmadı ikna olmuş olmamın karşı tarafın haklı olduğu anlamına gelmediğini düşünüp söylenenleri kabul etmeyebilirim.
“Haklı olduğumu biliyorum fakat henüz ispat edemiyorum.” Bu söz şaka olarak benim etrafımdakilere karşı kullandığım bir söz. Zaman zaman sürekli haklı olmak, haklı olduğuna çok inanmakla eleştirilirim. Bir keresinde kardeşim sevdiği bir kitaptaki bir testi uyguladı bana ve sende haklılık şeması var dedi. Bu yönetmem gereken bir sorunmuş. Daha sonra bu şemaya sahip kişilerin bazı olumsuz özelliklerini saydı.
Bunun bir biyoiktidar çalışması olduğunu düşündüm. Önce beni yaftaladı, sonra başka olumsuz özellikler söyleyerek beni bir sorunum olduğuna ikna etmeye çalıştı. Normal bir insanken bir anda bir “vaka” olmuştum. Cinayet gibi suçlar varken haklılık şemasına sahip olmak mı bir sorundu? İyi ama gerçekten haklıysam, bir insan bu konularda dikkatliyse, hakkını vererek meseleleri düşünüyorsa haklı olması normal olmaz mı? Eğer çoğunlukla haklıysam, haklı çıkmak yönetilmesi gereken bir şey midir? Ben haklılık şemasına ve yönetilmesi gereken bir sorunum olduğunu düşünmüyorum. Beni birisi bunun aksine ikna da edebilir. Ederse de kabul etmem zaten. Dediğim gibi, beni ikna olmuş olmanız haklı olduğunuz anlamına gelmez. Belki sizde haklılık şeması vardır? Diyalektik ile haklı olmak böyle bir şey.
Bir Cevap Yazın