Eğitimde Yapısal Reformlar

Yapısal reformlar özellikle ekonomiyle iç içe geçmiş düzenlemeleri içerir.  Tanınmış bir sunucu konu hakkında konuşurken “Ben çocukken bile yapısal reformlardan bahsediliyordu.” diyor. Yapısal reform, “Yaptım kurtuldum.” denilebilecek bir iş değildir. Sorunlar karşısında uzun vadeli, çağın gerektirdiği önlem ve çözümleri uygulamaya koymaktır.

Yapılsal reform nedir, ne işe yarar? Yapısal reformlar ekonomiyi daha esnek ve krizlere daha dayanıklı hale getirir. Uzun vadede istihdam olur ve maaşlar artar. Kısacası ekonomi güçlenir. Ekonomi ise doğası gereği, sadece ekonomik tedbirler ile güçlenebilecek bir şey değildir. Eğitim ve hukuk gibi kavramlarla iç içedir. “Ekonomi beton düz mü?” diye betonun üstüne koyulan su terazisi gibidir. Betonun bir noktasında hata varsa ekonomiyi de etkiler.

Eğitim Ekonomi İlişkisi

Ülkelerin ekonomik seviyeleri, kişi başına düşen milli gelirleri, belli noktaya kadar ülke kaynakları ile gelişebilir. Bu noktayı aşmak için ise katma değeri yüksek olan ürünler üretmek gerekir. Bunlar; uçak, uydu, işlemci, iphone, whatsapp gibi yüksek teknoloji ürünleri olabilir. Bunlar yüksek teknoloji ürünleri olmasa da dünyaca bilinen markalar olabilir. Eğer bir ekonomi marka veya yüksek teknoloji üretemiyorsa orta gelir tuzağı olarak adlandırılan “1,006 – 12,275 dolar arası” kişi başına düşen milli gelire sahip ekonomilerden biri olur.

(Orta gelir tuzağı hakkında ayrıntılı bilgi için Mahfi Eğilmez Hoca’nın ilgili yazısını okuyabilirsiniz.)

Peki bir ekonomi orta gelir tuzağından nasıl kurtulabilir? Bu sorunun cevabı, “Yapısal reformlar yaparak.” tır. Bu yapısal reformlardan önemli bir kısmı eğitimle ilgilidir çünkü orta gelir tuzağından çıkmanın yolu eğitim sisteminin iyileştirilmesinden geçiyor. Yüksek katma değerli ürünler üretebilmek için o ürünleri ortaya koyacak insan yetiştirmek gerekiyor. Bunun da yolu eğitimde bazı yapısal reformlar yapmak.

Eğitimde Yapısal Reformlar

Yapısal reformların ekonomi, hukuk ve eğitimle ilgili olduğunu yazmıştım. Ekonominin güçlenmesi için gereken yapısal reformların bir listesini yine Mahfi Hoca yapmış. Ben onun listesinden eğitimle ilgili olanı alıntılayarak Selçuk Şirin Hoca’nın (Yol Ayrımındaki Türkiye kitabından) kitaplarında ve köşe yazılarında, eğitimle ilgili verdiği tavsiyelere yer vereceğim. Öncelikle eğitimle ilgili genel olarak şu yapısal reformlar Mahfi Hoca tarafından önerilmiş.

Eğitim reformu

Şimdiki durum:

Ezbere dayalı bir eğitim sistemi uygulanıyor. Eğitimini tamamlayan gençler analiz yapmayı bilmiyorlar. O nedenle buluş yapan kuşaklar yetiştirilemiyor.

Yapılması gerekenler:

Bilimsel, sorgulayıcı, analitik düşünmeye yönelik bir eğitim sistemine geçilmeli. Felsefe, psikoloji, sosyoloji, mantık, biyoloji dersleri lisede zorunlu olmalı. YÖK kaldırılmalı, üniversiteler özerk yapılara dönüştürülmeli.

Eğitimde Reform İçin Yedi Öneri

1- Veriye dayalı reform kültürü

Eğitimde yapılacak uygulamaların başarılı olması için verilere göre karar verilmeli. Bilimsel olarak alan araştırılması yapılmadan herhangi bir konuda karar alınmamalıdır. Konu yanlış anlamadıysam Google’da ki şu mantığa dayanıyor:

İnsanların isteklerini temsil etmesi açısından verilere bu derece bağlı olmak Google’ın kurumsal kültüründe o kadar ciddi bir yere sahiptir ki, şirket politikalarını bile geri planda bırakabilir. “Fikir en favori çalışandan dahi çıksa, veriler ve ölçümlemeler olmaksızın harekete geçmiyoruz,” demişti Mayer. “Veriler apolitiktir.” Google verilere güveniyor.

2- Herkes için okul öncesi eğitim

Okul öncesi eğitime yapılan yatırımların geri dönüşünün kitapta, 1’e 7 olduğundan bahsediliyor. Eğitimde yapılacak reformlardan ikincisi kaliteli okul öncesi eğitimini tüm yurtta zorunlu yapmaktır. Türkiye okul öncesi eğitimde %30 ile AB ve OECD’de son sırada yer almaktadır. Öğretmenden müfredata ciddi bir kalkınma hamlesi yapılmalıdır.

3- Öğretmenlik profesyonel bir meslek olmalı

Asya ülkeleri ve Finlandiya’nın başarılarının altında öğretmenlere verilen değer vardır. Öğretmen seçimi, eğitimi ve sosyoekonomik statüsü buna göre organize edilmelidir. Reformun merkezinde teknoloji yerine öğretmen olmalıdır.

4- Ankara’nın egemenliğine son!

PISA‘da yüksek skora sahip ülkeler merkezden bağımsız kararar alabilen okulların olduğu ülkelerdir. Ankara’nın elinde olan bazı yetkiler il, ilçe ve okul yönetimlerine bırakılmalıdır.

5- Dezavantajlı öğrenciler için küçük sınıflar

Fakir öğrencilerin sayısı arttıkça sınıfların kalabalıklaştığı tek ülke Türkiye’dir. Sosyoekonomik açıdan dezavantajlı öğrencilerin olduğu yerlere daha çok öğretmen gönderilmeli ve yoksul çocukların gittiği okullarda sınıf mevcudu aşağı çekilmelidir.

6- Milli STEM seferberliği

Matematik ve Fen sonuçlarımız PISA sonuçlarında iyi görünmüyor. STEM (fen, teknoloji, matematik, mühendislik eğitimi) yeni ekonominin ihtiyaç duyduğu insan tipini yetiştirmek için önemli. Bu yüzden her ilde en az bir fen ve teknoloji lisesi açılmalıdır.

7- Başka bir sınav mümkün

Çoktan seçmeli sorular, öğrencilerin ezber yeteneklerini ölçer. Bu yüzden yapılan sınavlarda açık-uçlu sorularla muhakeme ve eleştirel düşünce gibi üst beceri seviyelerine hitap eden bir sınav yapılmalıdır.

Sonuç;

Önerilen yedi yapısal reform halihazırda üstünde çalışılan kimi konuları içeriyor. Bu sorunlarl bütçe eksikliği nedeniyle ilgilenilmemesi doğru bir strateji gibi görünmüyor çünkü bütçe eksikliğine neden olan şeylerden biri de eğitime ayrılan bütçenin azlığı.

Güncelleme: Ben yazıyı yazdıktan sonra Selçuk Şirin Hoca Hürriyet‘te ki köşesinde bu yedi reformdan bahsetti. Burada bulunsun.

In

Bir Cevap Yazın

Diğer 1.068 aboneye katılın
%d blogcu bunu beğendi: