Evrensel Temel Gelir Üzerine

Yapay zeka ve otomasyon nedeniyle zamanla iş gücüne olan ihtiyacın azalacağı konusunda ciddi tahminler var. Bir başka görüş ise daha iyimser. İş gücüne olan ihtiyacın azalmasının bir “illüzyon” olduğunu, otomasyonun daha fazla insan istihdam edilmesini sağlayacağını savunuyor. İkinci görüşü ciddiye alacaksak bile evrensel temel gelir üzerine düşünmekte fayda var. Hiçbir şey yapmamaktansa bir plan oluşturulmuş olur. Yapay zeka ve otomasyon tartışmasının işleri yok edip etmeyeceğini düşünmeden önce şunun farkında olmakta fayda var. Bir avukatın tüm işi avukatlık değildir. Avukatlık diyelim ki otuz farklı görevi yapmayı gerektiren bir iştir. Yapay zeka bu otuz işten beş tanesini bile yapmaya başladığında, (örneğin chatgpt dava dilekçelerini yazmaya başladığında) avukata duyulan ihtiyaç azalacaktır.

Evrensel temel gelir derken kastedilen insanların çok büyük bir çoğunluğu işsiz kaldığında hayatlarını idame ettirebilmeleri için verilebilecek ücret. Bu ücret elbette görecelidir ve tartışmaya açıktır. İnsanlar donanımlı çadır ya da konteynerlarda sadece makarna yiyerek de hayatta kalabilirler. Üstelik bu çadırları büyük şehirlere kurmak gerekmiyor. “Homeless”lık müessesesi ya da geliştirilmiş bir EYT (Emeklilikte Yaşa Takılanlar) evrensel temel gelir uygulaması için model alınabilir. Alınmak istenirse 🙂

ETG konusunda ilk fark edilmesi gereken şudur ki İskandinav ülkeleri ile Afrika ülkelerinin kişi başına düşen milli gelirleri bir olmadığı gibi evrensel temel gelirleri de bir yani evrensel olmayacaktır. Hatta muhtemelen “failed state” kapsamında değerlendirilebilecek bölgelerde herhangi bir evrensel gelir uygulamasına geçilemeyecektir. Para kimilerinde olacak kimilerinde olmayacaktır! Evrensel temel geliri sosyal devlet anlayışının bir sonraki aşaması olarak görmek de mümkündür. Eğitim ve sağlık yanında barınma, yeme içme ve küçük hobiler de kapsama dahil edilebilir. Para olduktan sonra yapılmayacak bir şey yok. Eldeki para miktarınca vatadaşların çalışmadan yaşamaları için gerekli miktar vatadanşlara ödenebilir. Çok daha etkili yöntemler bulunabilir parayı bulduktan sonra yöntemi bulmak kolay olur.

Evrensel temel gelir ütopyalardan gelmiş bir fikir gibi. Sadece gerçekten çalışmak istediğimiz işlerde ve istediğimiz zaman çalışacağız. İstersek çalışmayacağız çünkü ay sonunda hesaba evrensel temel gelirimiz yatacak. Finansal özgür olacağız. Peki ama bu nasıl olacak? Teoride tarlaları makineler ekecek, tarladan patatesi makine çıkaracak, makine temizleyecek, makine paketleyip kargoya verecek ve sürücüsüz tırlar dağıtıma çıkacak vs. İş gücü gerekmeyecek ya da çok az gerekecek. Avcı toplayıcı yaşam formunda insan sayısının az ve kaynakların bol olması nedeniyle insanların neredeyse çalışmadığıyla ilgili ciddi görüşler var ama biz hemen bu kadar eskiye gitmeyelim.

Kabile büyücüsünün ortaya çıkması

Üretim fazlalığı, boş zamanın ve şehrin ortaya çıkması için şarttı. Köylerde hemen herkesin işi olduğu için boş vakit çok azdır. Sanatın ve bilimin ortaya çıkması için üretime doğrudan katılmayan ama hayatta kalabilen bir zümrenin ortaya çıkması gerekiyordu. Coğrafi Keşifler ve özellikle Sanayi Devrimi sayesinde üretim bollaştı ve ciddi sermayeler oluşmaya başladı. Bu sermaye fazlalığı bir şekilde sanatın ve bilimin desteklenmesinde kullanıldı. Daha doğrusu yeni bir sınıfın, burjuva sınıfının ortaya çıkmasıyla bu faaliyetler hız kazandı. Bu çağ aydınlanma çağı olarak isimlendirildi.

Artık zamanın ortaya çıkması elbette daha erken başladı. Daha önceki zamanlarda da sanatçıları ve bilimcileri himaye eden krallar ya da beyler vardı. Kilise tarafından desteklenen bir ruhban sınıfı vardı. Daha öncesine gidilirse kabile büyücüsü bile üretim fazlasının ortaya çıkması neticesinde var olabilmişti. Herkes ava giderken ya da tarlada çalışırken büyücü bu faaliyetlere katılmayarak şefin ya da kabilenin desteği ile yaşamını devam ettirebiliyordu. Herhangi bir kimsenin ya da zümrenin kendi zamanına sahip olabilmesinin yolu toplumda artan üretim fazlalığı ve bu fazlalıktan onun pay alabilmesi şeklinde olmuştur. Üretim bollaştıkça tarım ve sanayi dışında işler yaparak üretime katılabilecek insan sayısı artacaktır.

Kapitalizmi tabana yaymak

Günümüzdeki ETG tartışmasının temelinde de bir üretim fazlalığı olması gerektiği açıktır. Otomasyona dayalı çok bol üretim olacak. Hizmet faaliyetlerini gerçekleştirecek sistemler kurulacak. Aldığı temel gelir sayesinde herkes temel seviyede de olsa bir anlamda eşit olacak. Bu eşitlik çukurda bile olsa bir eşitlik oluşabilir. Bu olduğunda Adam Smith’in insan doğasıyla ilgili dikkat çektiği önemli bir noktaya geleceğiz sanırım. İnsanın ihtiyaçlarını karşılamakta çoğu zaman sorun yoktur. İnsanlar kendilerini diğer insanlardan üstün hissettirecek nesnelere para yatırırlar. Yani herkes Mercedes aldığında Mercedes bile artık Tofaş’ın kuş serisi arabaları kadar değer görecektir.

Evrensel temel gelir planları yapılırken toplumsal bir dönüşüm, bir zihniyet dönüşümü de planlanmalıdır. Tüketim alışkanlıkları değiştirilmelidir. Medya ve sanat bu yeni yaşam tarzını cazip göstermelidir. Belki hiç paramız yok ama hepimiz eğlenerek dans ediyoruz safsatasından bahsetmiyorum. Minimal yaşam bir devlet politikası haline gelmelidir. Belki de artık çalışma işlevi kalmayan ve zamanı kendisine kalan kalabalıklar yeni toplumsal sorunlara neden olacaktır. Bireylerin psikolojik yönden buna hazırlanması ekonomik hazırlıklar kadar önemlidir. Belki de devrim yerine ıslahat yaparak sosyal devlet anlayışını güçlendirmek ve iş gücü ücretlerini yükselterek zengin ve fakir arasındaki gelir farkının bu ölçüde açılmaması sağlanmalıdır.

İnsanların evrensel temel gelire hiç ihtiyaç duymayacağı bir ülke olmak belki daha gerçekçidir. Norveç Varlık Fonu Norveç’in üretim fazlasını dünya piyasalarında değerlendirip katma değeri kendi vatandaşlarına harcaması gibi bir model de uygulanabilir. Basit işler yaparak çağın sunduğu imkanlara erişilebiliyorsa ve işleyen bir emeklilik sistemi varsa evrensel temel gelirle ilgili planlar yeterince süre askıda bekletilebilir. Sanırım bu ülkelerde evrensel temel gelir gibi bir uygulamaya gerek yoktur. Belki de evrensel temel gelir fikri, fakir ve zengin arasındaki uçurumu kapatılamaz noktaya getirmiş ve ekonomik büyüme adına doğayı talan eden küresel ekonomik sistemimizin son anda aklına gelen parlak fikirlerden biridir. Belki de otomasyonun getireceği korkunç olasılıkları göz ardı edelim diye ortaya atılmış siyasi bir söylemdir.

ETG uygulaması birkaç farklı ülkede denenmiş ve hala denenen bir model. Bazı meseleler çözülemiyor gibi. Deneyi yapan birkaç ülkede program çeşitli nedenlerle sonlandırıldı. Sorun nasıl çözülecek olursa olsun gerekli olan sürdürülebilir bol üretim. Bunun vatandaşa yansıması için de yüksek eğitime sahip insanların oluşturduğu güçlü şirketler, çoklu ortaklığa şüphe duyulmasına bile izin vermeyecek güçlü kurumlar, bu ortakları sonuna kadar koruyacak güçlü bir hukuk sistemi, finansal okuryazarlığı yüksek bir halk ve oyuncak edilemeyecek güvenilir bir borsa. Üretim bollaşmadan parlak bir fikirle geleceğe hazır olacağını sanan toplumlar ancak çukurda eşitliği yakalayacaktır.

Bir Cevap Yazın

Diğer 1.068 aboneye katılın
%d blogcu bunu beğendi: