Gen Bencildir – Richard Dawkins

Gen Bencildir ve Cennetten Akan Irmak kitabı aynı konuyla ilgili yazılmış kitaplar. Bu yazı iki kitap ile ilgili. Kitaplarla ilgili yabancıların yaptığı yorumları okuyunca içim acıdı biraz. En çok beğenilen yorum, kitaba gelebilecek olumsuz değerlendirmelerin önünü saldırgan bir dille kesmiş bir yorumdu. Kitap hakkında gördüğüm yorumların hepsi olumluydu.

Herkesin okumaya çalıştığı böyle bir ortamda dünya çapında bir profesörün yazdıklarına lisans okuyarak karşı çıkmanın yersizliğini herkes fark ediyor. Peki birinin ellerini kirletmesi gerekiyorsa (ki gerekmiyor) ben geldim. Sözlük tabiriyle aranan kan bulundu. Kitapta Gen Bencildir kitabıyla bağlantılı fikirlerle Darwincilik işleniyor. Daha doğrusu Darwincilik DNA aktarımı açısından ele alınıyor. DNA’lar kendilerini kopyalayabilmek için sürekli üremeyi destekliyorlar ve içinde bulundukları canlının hayatta kalması için değişiklikler yapıyorlar. Tabii bu süreç bilinçli değil. İşe yarayan değişiklikleri tesadüf eseri yapan DNA yok olmayarak çoğalıyor. Yazar Gen Bencildir de kısaca şunları söylüyor:

Dawkins kendi “gen” ve bencillik tanımını yaparak girmiş konuya. Bencil gen dediği diğerlerini yok eden ya da onlara zarar veren değil hayatta kalmayı sağlayan gendir. Bencil gen teorisi sanıyorum şu : Eğer fedakarlık daha fazla genin yeni kuşaklara aktarılmasını sağlayacaksa, fedakarlık yapılabilir. Çünkü insan veya bir başka canlı DNA aktarmak için vardır. Bir geyik, sürüsü için kendini feda edebilir çünkü sahip olduğu genler sürüdeki diğer geyiklerin genleri ile benzerdir. Daha fazla gen kurtarılacaksa bir geyik veya bir insan hayatından vazgeçebilir. Fedakarlık duygumuzun en yakınlarımıza karşı daha fazla olmasının nedeni budur.

Biz canlıların, genlerin yaşam kalım makineleri olduğu gibi ilginç bir düşünce etrafında dönüyor konu. Genler sonraki kuşaklara geçmek için kullanıyorlar bizi. Tabi bu düşünce beraberinde eşeyli üreme, eşeysiz üreme, her durumda genlerin %50 sinin kaybolması gibi durumların irdelenmesini gerektiriyor. Alanla ilgili bilgi az olduğu içinse Gen Bencildir kitabı bir teoriler yumağı. Kimi yerlerde teori içinde teori var. Öyle teori üretmeye açık bir alan ki okurken birkaç teori de sizin aklınıza gelebilir.

“EKS” kavramının matematiksel olarak anlatılmaya çalışıldığı yerler daha yavaş aktı. Karıncalardan kuşlara ve memelilere ilginç bilgiler var kitapta. Konu insana geldiğinde (kitabın sonu oluyor) ise “MEM” dediği düşüncelerin aktarılmasından bahsediyor yazar. Kitabın başında hala evrimi anlamaktan uzak olduğumuzu söylediği için ne kadar anlamsız bulsam da okumaya devam ettim bu MEM bölümünü. Yani sadece genler değil fikirler de ayakta kalıyor ve bunun da evrimin bir parçası olabileceğini düşünüyor Dawkins. Din fikrinin böyle güçlü olmasının MEM’le ilgili olabileceğini söylüyor.

Cennetten Akan Irmak

Peki neden oluyor bunlar? Hiçbir sebebi yok yazara göre. Ve bu soru insanı yaratılışçı anlamsızlığa götürür diyor yazar. “Hiçlik yerine neden bir şeyler var? “Neden” sorularından vazgeçmiş eğitimli insanlar bile bu hataya düşüyor diyor yazar. Bu bir amaçlılık yanılsamasıdır. Neden bir amaç arıyoruz ki sadece var işte diyor.

Kitaptaki sağır anne hindiler, dans eden arılar, yuvanın ağzına avını bırakıp içeriyi kontrol eden yaban arıları hakkında anlatılanları okumak keyifli olsa da kitap bu noktada bir başka “inanca” dönüşüyor. “Neden?” sorusunun birden neden anlamsız, neden modası geçmiş bir düşünce olduğunu anlayamadım. Bir şeyi amaçlılık ilkesine göre veya öylesine olduğunu düşünmek arasında seçim yapmak inancın konusu olmuyor mu? Bilimsel mi gerçekten bu? Birini tercih edeceksem işe yararlığı çokca ortaya konmuş olan amaçlılığı tercih ederim. Evrenin bir ayna olduğunu, büyük küçük karşımıza çıkan her olayın anlamamız gereken bir mesaj olduğunu ve bu mesajı anlamayanların gaflet içinde olduğunu söylemekle, her şeyin sadece var olduğunu söylemek arasında bilimsel açıdan bir fark var mı?

Bunun yanında evrimin bir DNA kopyalama sistemi üzerine kurulu olması akla yatkın gelmiyor bana. Eğer amaç DNA’nın kopyalanmasıysa bunun bilinçsiz olarak daha verimli modelleri olabileceğini varsaymak sanırım hatalı olmaz. Özellikle de DNA sürekli değişime uğrarken. Her üremede yarısı yok olurken ya da. Mitokondri DNA’ya göre çok daha az değişime uğruyormuş kitapta yazana göre. Mitokondrileri izleyerek kökenlerimiz hakkında tahmin yapmak mümkün. İnsanlığın kökeninin Afrika olduğu yazıyor kitapta. Afrikalı Havva fikri ele alınıyor. İleride bir başka bilim adamının bu mekanizmayı daha doğru açıklayacağına inanıyorum.

Kitapla ilgili görsel ararken eski bir Papa’nın şöyle bir yorumua rastladım. Richard Dawkins’s The Selfish Gene is a classic example of science fiction. – Pope Benedict. “Richard Dawkin’in Bencil Gen kitabı bilim kurgunun klasik bir örneğidir.” Tuhaf. İlgili kitapları okumak için buraya (Gen Bencildir) ve buraya (Cennetten Akan Irmak) göz atabilirsiniz.

Bir cevap

  1. Kitapla ilgili yazılan diğer metinlere baktığımda kimi noktaları anlayamadığımı fark ettim. Yanlış anlamadıysam şu açıklamayı bırakmak yerinde olacak:

    Aslında Dawkins doğal seçilim mekanizmasının fedakarlık gibi duyguları neden izin verdiğini anlatmaya çalışıyor. Bir toplumda fedakarlık varsa ve o fedakarlık toplumun hayatta kalmasını sağlıyorsa fedakarlık geni sonraki kuşaklara artarak geçer. Örneğin etrafta şahin varken ölmek pahasına dikkat çekerek diğer fareleri uyaran bir fare topluluğu olsun. Diğer fare topluluğunda ise fareler fedakarlık yapmasın ve bencilce davransın. Fedakar farelerin olduğu topluluk şahinlerden kurtularak çoğalırken bu genin olmadığı fareler zamanla yok olacaktır. Böylece fareler arasında fedakarlık duygusu yayılacaktır.

    Buradaki örnek elbette hayali ve süreç bu kadar basit değil. Fedakar fareler yine fedakarlık geni bulunan kendi akrabalarının çoğalmasını sağlar ve fedakarlık fareler arasında yayılır. Gen burada bilinçsizce ve doğal seçilimin bir sonucu olarak kendini aktarmak için organizmayı feda eder. Elbette bu feda ediş bilinçli bir eylem değildir. Gen bunları bilinçli olarak yapmaz.

Bir Cevap Yazın

Diğer 1.068 aboneye katılın
%d blogcu bunu beğendi: