Göbeklitepe: Bir Diziden Bir Tarihe

Son günlerde Netflix’ in ikinci Türkiye dizisinin Beren Saat’in başrolde oynayacağı ve Göbeklitepe ‘yi de konu alan “ATİYE” dizisi yayınlandı.

İstanbul’da bir ressam, çıktığı kişisel yolculukta Anadolu’daki arkeolojik bir alana dair evrensel sırları ve bu alanın kendi geçmişiyle ilişkisini ortaya çıkarır.

Bu konu hem Unesco kültür mirası listesine 2018 yılında giren Göbeklitepe (Şanlıurfa) için hem de uluslararası alanda tarihi mekanlarımızın tanıtımı için oldukça önemli bir konu olarak görüyorum.

Bu yazıyı oluşturmadan önce benim de genel fikrim Göbeklitepe’ nin Dünya tarihinin ilk tapınağı olduğu yönündeydi. Tabi bu fikir tarihi yerinden oynatan bir düşünceyi de oluşturuyordu. Bunun alt metninde ise şu vardı yerleşik yaşamın başlangıç nedeni tarımın başlaması olarak biliriz fakat Göbeklitepe örneğinde bazı tarihçiler yerleşik yaşama ilk defa ibadet için ya da din için geçildiği belirtiyordu. Bu fikirlerden bazıları Göbeklitepe arkeolojik kazısının başlamasını sağlayan ve ölümüne kadar bunu sürdüren Klaus Schmidt‘ in düşüncelerinden geliyordu bazıları ise tarihçilerin yorumlarıydı.

Özellikle bilimsel araştırmalarda genel bir tarama yaptığımda bazı makalelerde buranın bir ibadet yeri olduğu ve çevresinde yerleşim yerlerinin oluştuğu bilgileri de mevcuttu fakat gerçeğin biraz daha farklı olduğunu ben de geç öğrendim.

Göbeklitepe Tarihi Alanına İlişkin Soru-Cevap

Göbeklitepe’ ye ilişkin aşağıda soru cevap şeklinde oluşturduğum şablon 8 Temmuz 2018 tarihli Teke Tek adlı programından aldığım notlardır. Makalelerden derleme yapmaktansa programa katılan alanında uzman üç kişinin söylediklerinden oluşturmanın yazının objektifliği ve okunurluğu açısından daha doğru olduğunu düşündüm. Ayrıca ilgili programa buradan ulaşabilirsiniz. Programdaki katılımcıların kim olduğunu ise yazının sonuna eklemiş bulunmaktayım.

Soru 1: Göbeklitepe tarihi alanı nasıl ortaya çıkarıldı?

Alman arkeolog Klaus Schmidt’in 1995 yılında bölgede yaptığı araştırmalar üzerine ortaya çıkarılmıştır. Zamanın Şanlıurfa müze müdürü Adnan Mısırlı’ nın da katkıları oldukça önemlidir.

Soru 2: Göbeklitepe Dünya tarihi için neden önemlidir?

Yaklaşık olarak 12. bin yıl önce yazı olmadığı bu dönemi anlamamız açısından Dünyanın en önemli arkeolojik alanlarındandır. Ayrıca o dönemin sembolik dünyasını anlamamız açısından eşsiz bir öneme sahiptir.

Göbeklitepe’ nin bu sütunlarında hayvan sembolleri ile oluşturulan bu mitolojik hikayeler ise alanın önemini daha da arttırmaktadır.

Soru 3 : Göbeklitepe Bir tapınak ya da bir ibadet merkezi mi?

Bu yapıların tapınak olduğuna dair bir bilgi mevcut değil bunlar genel teoriler. Fakat ağırlığı olan bilim çevresinde bunun bir ibadet yeri olmadığı yönünde bir kanı mevcut. Daha çok kabul gören teorilerden biri kabilelerin belli zamanlarda toplanma alanları olduğudur. (Klaus Schmidt de teorisi bu yönde)

Dünyada da bunun pek çok örneği vardır. Sütunlardaki sembollerinde bu kabilelerin sembolü olduğu yönünde de teoriler mevcut. ( Aynı zamanda bunlar tapınak dahi olsa en eski tapınakların olmayacağı Prof. Dr. Gökhan Bozkurtlar tarafından belirtildi.)

Soru 4: Abidelerde ya da sütunlardaki bu semboller daha çok neleri ifade ediyor.

Önceki soruda bunun kabile sembolü olabileceği ifade edilmişti ama başka teorilerde mevcut. Bunun bir tür yazı biçimi olduğuna yönelik fakat bunla ilgili sağlam bir argüman mevcut değil.

Sembollerdeki diğer ilginç bir özellik ise resmedilen hayvanların hepsinin (akrep, aslan, domuz vs.) erkek olmasıdır. Bu da bize ataerkil bir toplum yapısını göstermektedir. Ayrıca dikkat edildiğinde yabani hayvan kullanılmıştır tüm sembollerde.

Diğer bir bulgu ise insanların henüz kendilerini hayvanlardan ayırmadığını görmekteyiz.

Soru 5: Göbeklitepe’ nin yapımında kullanılan taşlar nereden getirilmiştir?

Bu taşların oldukça yakın alanlarda getirildiği net bir bilgidir. Çevrede varolan taş ocakları bunu kanıtlamaktadır. Hatta bazı taş ocaklarında yapım aşamasında bırakılan sütunlar bile görülmüştür.

Soru 6: Göbeklitepe arkeolojik alanı büyük bir alanı kapsadığı biliniyor peki geriye kalan çok büyük alanda neden bir çalışma yok?

Göbeklitepe’ nin ülkeye ve dünyaya tanıtımı yeterli bilimsel çalışması henüz bitmemiştir bu daha sindirilmeden yeni alanlar açmak doğru değildir. Ayrıca kazı yapılan her alanın korunması ve onarımı da gerekmektedir. Henüz bu denli bir çalışma için yeteli kaynak mevcut değil.

Soru 7: Göbeklitepe’ de yapının daire şeklinde olduğunu görmekteyiz bunun nedeni nedir?

Aslında bunun oldukça net bir cevabı var çünkü henüz köşe keşfedilmemiştir. Ayrıca yapıyı yerden yükseltmekten çok kazdıkları çukurların kenarlarından destek alıp o şekilde yükseltmektedirler.

Soru 8: Göbeklitepe’ gibi tarih öncesi devirleri anlayacağımız daha eski yapılar mevcut mudur?

Bu gibi yapılar mevcut ama daha çok mağaralardan bu bilgileri almaktayız ve daha eskileri de mevcuttur.

Soru 9: Göbeklitepe’ de alan yönetimi yapılmışmıdır, gelen ziyaretçilerin bir engel teşkil eder veya zararı dokunur mu kazıya?

Unesco kültür mirası listesinde olan bu alanın alan yönetim planı yapılmıştır. Alan yönetimi gelen ziyaretçilerin kullanımından kullanacakları yola kadar her alan belirtilmiştir. Zaten Unesco kültür mirası listesine girmenin bir şartı da budur.

Soru 10: Göbeklitepe ne kadar süre kullanıldı ve üzeri neden örtüldü?

Göbeklitepe yaklaşık olarak bin yıl kullanıldı ve daha sonra üzeri insanlar tarafından üzeri toprakla örtüldü. Bu örtülme hakkında teoriler var ama Dünyada da bu tarz uygulamalar görmekteyiz. Kullanım azaldıkça insan ömrü gibi düşünülüp sanki ölmüş gibi üzeri örtülmektedir.

Soru 11: Göbeklitepe’ye yapılan çatı sistemi balanın silüetini bozuyor mu?

Dünya’ da pek çok arkeolojik kazı alanını korumak için örtme sistemleri kullanılmaktadır hepsinin avantajları ve dezavantajları vardır. Bu sistem Klaus Schmidt’in Almanya’ da açtığı bir yarışmada kazanan kişinin projesi uygulanarak yapılmıştır. Avrupa Birliği tarafından finanse edilmiştir.

Özellikle kazının genişlemesiyle kazıya engel olan bir yapısı mevcut olsa da koruma açısından fayda sağlamaktadır. Bu bölümde özellikle katılımcıların bu örtme sisteminin gösterişli bir yanının olmasının alanı gölgeleyeceği korkusu da mevcut olduğunu ben gözlemledim

8 Temmuz 2018 tarihli Teke Tek programının katılımcıları

Prof. Dr. Aslı Özyar: Boğaziçi Üniversitesi Tarih Bölümü Öğrt. Üyesi

Gökhan Bozkurtlar: Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü Daire Başkanı

Prof. Dr. Necmi Karul : İstanbul Üniversitesi Tarih Öncesi Arkeolojisi Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi

Not: Bu ünvan ve çalıştıkları yerler 2018 temmuz ayına aittir.

Bir Cevap Yazın

Diğer 1.075 aboneye katılın