İstiklal Marşı, Kurtuluş Savaşı’nın milli bir ruhla devam etmesini sağlaması ve bir milletin yeniden ayağa kalkmasına olan inancı yansıtması bakımından önemlidir. Wikipedia‘da milli marşımızla ilgili genel bilgiler şu şekilde özetlenmektedir.
İstiklâl Marşı, Türkiye ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin[1] millî marşı.
Güftesi, Anadolu’da Millî Mücadele’nin devam ettiği sırada Mehmet Âkif Ersoy tarafından kaleme alınmış şiir. Şairin Kurtuluş Savaşı’nın kazanılacağına olan inancını, Türk askerinin yürekliliğine ve özverisine güvenini, Türk ulusunun bağımsızlığa, Hakk’a, yurduna ve dinine bağlılığını dile getirir.[2]
Şiir, 12 Mart 1921’de Birinci Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından İstiklâl Marşı olarak kabul edilmiştir. Bestesi Osman Zeki Üngör’e aittir. Orkestrasyonu Edgar Manas tarafından yapılmıştır.
İstiklal Marşının kabulü
İstiklal Marşı, Dönemin Milli Eğitim Bakanlığı (Maarif Vekaleti) tarafından düzenlenen bir yarışmada yazılan 724 şiir arasından seçilememiştir. Yarışmaya katılanlar arasında Mehmet Akif yoktur çünkü para ödülü için milli marş yazma fikrine sıcak bakmamaktadır. Daha sonra Hamdullah Suphi Bey’in (dönemin Milli Eğitim Bakanı) Mehmet Akif’e yazdığı mektup sonucu Akif İstiklal Marşı olarak bildiğimiz şiiri yazmıştır.
İlk önce Batı cephesindeki askerlere okunan ve Hakimiyet-i Milliye gazetesinde de yayınlanan İstiklal Marşı daha sonra 12 Mart 1921’de Mustafa Kemal’in başkanlığını yaptığı meclis oturumunda, ön elemeyi geçen diğer altı şiirin okunmasına gerek kalmadan, kabul edilmiştir.
İstiklal Marşı yarışması için Kazım Karabekir de bir şiir göndermiştir. Mehmet Akif’in şiirini kabul edilmesini eleştirir. Şiir hakkında “Milletin vicdanından çıkacak bir feryad değil, muhterem şair’in halka hitabesidir.” der. (Yazı sonunda Kazım Karabekir’in yazdığı şiir var.)
Mehmet Akif Ersoy bu yarışmadan kazandığı parayı yoksul kadınlara ve çocuklara iş öğreterek onlara yardımcı olmak için kurulan Darülmesai’ye bağışlamıştır. İstiklal Marşımızın sözleri:
İstiklal Marşımızın ilk halini de buradan dinleyebilirsiniz.
İSTİKLÂL MARŞI
Korkma, sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak;
Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak.
O benim milletimin yıldızıdır, parlayacak;
O benimdir, o benim milletimindir ancak.Çatma, kurban olayım, çehreni ey nazlı hilâl!
Kahraman ırkıma bir gül! Ne bu şiddet, bu celâl?
Sana olmaz dökülen kanlarımız sonra helâl…
Hakkıdır, Hakk’a tapan, milletimin istiklâl!Ben ezelden beridir hür yaşadım, hür yaşarım.
Hangi çılgın bana zincir vuracakmış? Şaşarım!
Kükremiş sel gibiyim, bendimi çiğner, aşarım.
Yırtarım dağları, enginlere sığmam, taşarım.Garbın âfâkını sarmışsa çelik zırhlı duvar,
Benim iman dolu göğsüm gibi serhaddim var.
Ulusun, korkma! Nasıl böyle bir îmânı boğar,
“Medeniyet!” dediğin tek dişi kalmış canavar?Arkadaş! Yurduma alçakları uğratma, sakın.
Siper et gövdeni, dursun bu hayâsızca akın.
Doğacaktır sana va’dettiği günler Hakk’ın…
Kim bilir, belki yarın, belki yarından da yakın.Bastığın yerleri “toprak!” diyerek geçme, tanı:
Düşün altındaki binlerce kefensiz yatanı.
Sen şehid oğlusun, incitme, yazıktır, atanı:
Verme, dünyaları alsan da, bu cennet vatanı.Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki fedâ?
Şühedâ fışkıracak toprağı sıksan, şühedâ!
Cânı, cânânı, bütün varımı alsın da Huda,
Etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüdâ.Ruhumun senden, İlâhi, şudur ancak emeli:
Değmesin mabedimin göğsüne nâ-mahrem eli.
Bu ezanlar -ki şehadetleri dînin temeli-
Ebedî yurdumun üstünde benim inlemeli.O zaman vecd ile bin secde eder -varsa- taşım,
Her cerîhamdan, İlâhi, boşanıp kanlı yaşım,
Fışkırır ruh-ı mücerred gibi yerden na’şım;
O zaman yükselerek arşa değer belki başım.Dalgalan sen de şafaklar gibi ey şanlı hilâl!
Olsun artık dökülen kanlarımın hepsi helâl.
Ebediyen sana yok, ırkıma yok izmihlâl:
Hakkıdır, hür yaşamış, bayrağımın hürriyet;
Hakkıdır, Hakk’a tapan, milletimin istiklâl!
Kazım Karabekir’in yazdığı şiir:
Cihan-Harbi yangınından, bağrı-yanık Vatan’a
Türk’ü boğmak maksadıyla, girdi düşman askeri,
Kan ve yangın başlamıştır; ırz ve namus kalmıyor;
Tehlikeye düştü vatan, yas içinde her yeri.Kahraman halk! Kalk, silahlan! Ahd ü peymân Tanrı’ya
Vur! Ve haykır! Türklük ölmez, Türk de yılmaz, ileri!Çelik gibi kollu, tunçtan ayaklı
Türk hiç yılar mı, Türk hiç yılar mı?
Türk yılmaz, Türk yılmaz!
Cihân yıkılsa, Türk yılmaz!Göksü imanlı, temiz vicdanlı
Türk hiç yılar mı, Türk hiç yılar mı?
Türk yılmaz, Türk yılmaz!
Cihân yıkılsa, Türk yılmaz!Düşmana salsa, tek bile kalsa
Türk hiç yılar mı, Türk hiç yılar mı?
Türk yılmaz, Türk yılmaz!
Cihân yıkılsa, Türk yılmaz!
Milli marş kavramı üzerine
Milli marşlar nedir? Neden ve ne zaman ortaya çıkmışlardır? Milli marşın Wikipedia’da ki tanımıyla:
Millî marş ya da ulusal marş; bir ülkenin bağımsızlığının ve gücünün simgesi olan, yurtseverlik duygusunun ifadesi olarak hükümet tarafından onaylanmış ya da halk arasında benimsenmiş, genellikle bestelenmiş haliyle çeşitli etkinliklerde seslendirilen sözlü müzik parçası.
Ulusal marşların yazım amacının eski uygarlıklarda savaşta karşı tarafı ürkütmek, kaçırmak olduğu bilinir. İlk çağlarda sadece sözlü ve danslı olan marş, ileriki yıllarda Peru ve Yeni Zelanda yerlilerinin sesli müzik aletlerini kullanmasıyla,başka ülkeleri de teşvik etmiş ve birçok ülke aynı anda besteciler bularak marşlarını bestelemiştir.
En eski ulusal marş; İngiltere’de 18. yüzyılın ortalarından beri kraliyet törenlerinde söylenen ve 1825’te ulusal marş ilân edilen God Save the King/Queen”(Tanrı Kralı/Kraliçeyi Korusun)” adlı marştır. 19. yüzyılda ve 20. yüzyılın başlarında Avrupa ülkelerinin çoğunda ulusal marşlar bestelenmiş ya da var olan ezgiler bu amaca uyarlanmıştır.
Bazı ortak marşlar:
*Enternasyonal Marşı, dünya sosyalist hareketinin marşı sayılır.
*Neşeye Övgü; Ludwig van Beethoven’ın 1824 yılında tamamladığı 9. senfonisinin dördüncü ve sonuncu bölümlerini bu şiire uyarlamasından dolayı tanınmıştır ve Avrupa Konseyi ile Avrupa Birliği tarafından Avrupa Marşı olarak kabul edilir.
Youtube’da ülkelerin milli marşları aramasını yaptığınızda birçok ülkenin milli marşına erişebiliyorsunuz. Avrupa ülkelerinin çoğunun marşı birbirine benziyor ve hoş gelmediler bana. İsrail ve Kazakistan’ın marşları hoşuma gitti. İsrail’in marşı dini öğeler içeriyor ve melodisi hoş fakat çok coşkulu değil. Kazakistan milli marşı, İstiklal Marşı’ndan sonraki en beğendiğim marş oldu.
Tüm ülkelerin milli marşlarını (National anthem) dinleyebileceğiniz böyle bir Youtube kanalı da var.
Bir Cevap Yazın