A.B.D eğitim sistemini eleştiren ve mevcut durumu iyileştirmek için öneriler getiren 2014 yapımı Ivory Tower belgeselinde, uzaktan eğitimden, üniversitelerin şimdiki yapısına kadar pek çok konu ele alınmış.
Belgeselin ilk aşamasında A.B.D’de eğitim maliyetleri sürekli yükselirken verilen eğitimin geçerliğinin ne olduğu tartışılıyor. Artık herkese verilen bu diplomalar ne işe yarar? Üniversiteler tatil köyü haline gelip eğitim öğretimden uzaklaşırken, öğrenciye müşteri gözüyle bakıldığı için verilen eğitimin niteliği azalıyor. İnce ders kitaplarıyla kolay kolay geçilen derslerle tatil köyü şeklinde oluşturulan kampüsler birer parti üniversitesine dönüşüyor.
Öğrenciler sadece parti yapmak ve eğlenmek için üniversiteye giderken geri ödeyemeyecekleri kredilerin altına giriyorlar. Bu döngü bir krize doğru gidiyor. Parti üniversiteleri yerine hayatla iç içe, ahırı, hayvanları ve tarım aletleri ile aktif tarım yapılan uygulama temelli üniversite yapılanmaları örnek gösteriliyor. Öğrenciler öğretmenlerle daha samimi bir ortamda Freud ve Lacan hakkında konuşuyorlar. Üniversitelerin sosyal yönünün değil, akademik yönünün önde tutulması gerektiği tekrarlanıyor. Eğlence vaadiyle hayattan uzaklaştıran değil, hayata katan bir üniversite.
Bir alternatif eğitim önerisi
Belgeselin ikinci aşamasında ise bir alternatif eğitimden bahsediliyor. Udemy tarzı online eğitim platformlarının ne kadar yararlı olabileceği söyleniyor ve bunların tamamen ücretsiz olduğu vurgulanıyor. Ama bu internet üzerinden eğitim veren platformların da bazı eksikleri var. Bu eksikliklerin neler olduğu ve nasıl giderilebileceği konuşuluyor.
Öğrenciler rehberliğe ve etkileşime ihtiyaç duyduğu için uzaktan eğitim beklentileri karşılayamıyor. Fakat ciddi şekilde yararlanılabilecek bir yönü var. Online eğitim ve yüz yüze eğitimin uzlaştırılmasıyla, eğitimin herkese açık hale gelmesi ve maliyetlerin düşmesi sağlanmalı deniyor. Bir sentez üzerinde duruluyor. Bu sentez fikri önemli. Uzaktan eğitimin ciddi sıkıntılarının olduğu bugün ortada. Ivory Tower sırf bu farkındalık için bile izlenmeli.
Eğitim su gibi, hava gibi ücretsiz olmalı sözüne yer veriyor belgeselde. Ufuk açıcı bir belgesel. Online eğitimden mümkün olduğunca yararlanmalı eğitim sistemimiz. Ben bu konuda MEB’in kurduğu eğitim bilişim ağı’nı bir fırsat olarak görüyorum. Uzaktan eğitimin yine de çok sorunu var. İleri seviye eğitim için yüz yüze eğitim kaçınılmaz bana göre de.
Makyavel insan zekasını üçe ayırır. Kendi kendine anlayan insan, başkalarının anlatması ile anlayan insan, ne kendi kendine ne de başkalarının anlatması ile anlayan insan. İnsan değişmediği sürece yüz yüze eğitim temel eğitimde zorunlu olacaktır. Bununla beraber uzaktan eğitim açık bir toplum ve bilginin komünalleşmesi açısından gelecek yılların en önemli konularından birisi olacaktır, olmuştur.
Uygulama gerektirmeyen derslerin eğitimleri internetten alınıp, sınavları merkezi olarak yapılabilir. Gelişmeye çok açık bir konu. Belki ilerde sözlükler bile bu işin bir parçası haline gelebilirler.
Not: Belgeselin Türkçe altyazısı maalesef internette yok. Imdb sayfası burada.
Bir Cevap Yazın