John Dewey, Eğitim Anlayışı ve Köy Enstitüleri

Cumhuriyetimizin ilk yıllarındaki eğitim anlayışı anlaşılmak istendiğinde John Dewey ismiyle ve bir o kadar ses getirmiş olan köy enstitüleri meselesi ile karşılaşıyoruz. Yazıda John Dewey’den, eğitim anlayışından ve onun yaparak yaşayarak öğrenmeye dayalı köy enstitülerini nasıl etkilediğinden bahsedilmiştir.

Köy enstitüleri teoriye değil uygulamaya dayanan eğitim anlayışını benimsemişti. Burada öğrenciler tarım, hayvancılık, yapı, müzik gibi alanlarda eğitim alıyordu. Bu eğitim öğrencilere sınıflarda değil sahada veriliyordu. Bu öğrenciler atölyelerde dokumacılık yapıyor, kendi okullarını inşaa ediyor ve ekip biçiyorlardı. Köy enstitüsü fikrinin kaynağı olan John Dewey ve eğitim anlayışı hakkında:

(Bertrand Russel Batı Felsefesi Tarihi (3. Cilt) kitabından)

1859’da doğmuş olan John Dewey, genellikle Amerika’nın önde gelen filozofu sayılır. Bu değerlendirmede ben bütünüyle varım. O yalnız filozoflar arasında değil, eğitim, estetik ve siyasal kuram alanında çalışanlar arasında da büyük nüfuza sahiptir. Dewey, asla «baştan aşağı filozof» denen bir tip olmamıştır. Özellikle eğitim, onun ilgilerinde ön safı işgal etmiş ve Amerikan eğitimine derin etki yapmıştır.

Dewey 1894 yılında Chicago’da felsefe filozofu olduğu zaman, onun ilgilendiği konular arasında pedagoji de vardı. Değişik öğrenim yapan bir okul kurdu ve eğitim hakkında çok yazı yazdı. O sırada yazdıkları, Okul ve Toplum (1899) adlı yapıtında toparlanmıştır. En çok etkiyi bu kitapla yaptığı kabul edilen Dewey, yaşantısı boyunca eğitim üzerinde hemen hemen felsefe konusunda yazdığı kadar yazmağa devam etmiştir.

Rusya’ya ve Çin’e yaptığı gezilerin etkisinde kalmıştı. Birinci ülkeden olumsuz ikincisinden olumlu biçimde etkilenmişti. Dewey, diktatörlüğe götüren şiddetli devrimin iyi bir toplum yaratmanın yolu olmadığı yolunda bir inanca varmıştı. Bütün ekonomik sorunlarda çok liberal olmasına karşın hiç bir zaman Marx’çı olmamıştır.

«Pragmatizm» ve araççılık («enstrumantalizm») adı verilen kuramın ileri gelen temsilcilerinden birisi olması açısından önemlidir John Dewey. Wikipedi tanımıyla pragmatizm kelime anlamı olarak şudur:

“Pragmatizm, felsefede; uygulayıcılık, uygulamacılık, fiîliyye, faydacılık, yararcılık gerçeğe ve eyleme yönelik olan, pratik sonuçlara yönelik düşünme temelleri üzerine kurulmuş olan felsefi akım.” Bu tanımda önemli olanın pratik olan, hayata dönük olan olduğu anlaşılır. Pragmatikler için bunun olması deneyime bağlıdır.

Deneyimlenmeyen bir olayla deneyimlenen bir olay arasındaki ayrım nedir? Yağdığı görülen ya da hissedilen yağmur deneyimlenmiştir. Fakat hiç bir canlı varlığın bulunmadığı çöle düşen yağmur, deneyimlenmemiştir. Böylece biz ilk noktamıza varıyoruz: Yaşantının olduğu yerler dışında deneyim yoktur. Fakat deneyim yaşantıyle eş-uzanımlı değildir. Ayırt etmediğim (fark etmediğim) çok şey gelir başıma. Bunları deneyimlediğim pek söylenemez.

Köy Enstitüleri ve John Dewey

John Dewey eğitim alanındaki çalışmaları nedeniyle ilgiyle izlenen bir bilimciydi. John Dewey 1924 yılında Türkiye’ye davet edilir. İstanbul, Ankara ve Bursa’da incelemeler yapar. Geri döndüğünde 30 sayfalık bir rapor yazar maarif sistemimiz hakkında. Köy enstitülerinin bu rapordan faydalanılarak kurulduğuna değinilir.

John Dewey’in deneyime dayalı öğrenmesinde çevre ile etkileşim önemlidir.

Pegem‘in sitesinden alıntıyla:

John Dewey’in hazırladığı rapor eğitim sistemimizde etkili olmuştur. Hatta Köy Enstitülerinin kuruluş mantığı ve dayanaklarında da bu raporun doğrudan yansımalarını görmek mümkündür (Altunya, 2005; Altunya, 2000). John Dewey 1945 yılında ülkemize tekrar geldiğinde Hasanoğlan Köy Enstitüsü’nü inceledikten sonra söylediği, İngiltere ve Amerika’daki konuşmalarında da aynen tekrarladığı “Benim düşlediğim okullar Türkiye’de Köy Enstitüsü olarak kurulmuştur. Tüm Dünyanın bu okulları görüp eğitim sistemini, Türklerin kurduğu bu okulları göz önünde bulundurarak yeniden yapılandırması isabet olacaktır” şeklinde batı basınında yayınlanan sözleri tarihe geçmiştir (Ata, 2001). Bu sözleriyle, kurulan bu okullara dünyanın ilgisini çekmiştir.

John Dewey’in raporundan ne derece faydalanıldığı tartışma konusudur. John Dewey’in Türkiye’de nasıl karşılandığı hakkında yabancı devlet adamlarınca yazılan raporlar konu hakkında bize bilgi vermektedir. Tedmem‘de konu hakkında bir çalışma var. Çalışmadan bir alıntı:

Dewey, görüşme tekniğini çok iyi kullanarak, Türk eğitimcilerinin ihtiyaç ve beklentilerinin sentezini yaptığı sağlam bir rapor metni ortaya çıkarmıştır. Özellikle Dewey’in 24 Ağustos 1924’te Ankara Türk Ocağında düzenlenen Türkiye Muallimler Kongresine katılmış olması, 16 Eylül’de İstanbul Muallimler Cemiyeti’nin Türk Ocağında düzenlediği toplantı sırasında ve ülkenin değişik yerlerinden gelen öğretmenlerle yaptığı görüşmeler, Türkiye’de eğitimin durumunu gerçeğe uygun bir şekilde yansıtabilmesine yardımcı olmuştur.

Bilindiği gibi daha sonra bu köy enstitüleri kapatılacaktır. John Dewey faydaya dayalı, deneyimleyerek öğrenme anlayışını savunmuştur. Köy Enstitüleri ne kadar başarılı bir projedir veya ilk okullarda yaşanılan başarı sonraki okullarda devam edebilmiş midir? Bu ayrı bir tartışma konusu. Konu hakkında köy enstitüleri ile ilgili buradaki yazıya göz atabilirsiniz.

Bir Cevap Yazın

Diğer 1.071 aboneye katılın
%d