Felsefedeki öteki kavramı bizim dışımızdakileri ifade eder. Biz ve biz olmayan yani öteki. Ötekiye karşı genelde kuşkulu yaklaşılır. Öteki belli özelliklerle tipleştirilebilir. Tıpkı 300 Spartalı filminde olduğu gibi cesaret, bağımsızlık, onur, güzellik ve iradenin karşısına Persliler yerleştirilebilir. Öteki olan Persliler çirkin, onursuz, korkak ve köledirler. Ötekine karşı genel bir kalıp oluşturur ve onu düşmanlaştırır toplumlar.
Tarih ve bugün bir öteki kavgasıdır. Milletler ve dinler birbirlerini ötekileştirebilirler. Öteki aynı ülke sınırları içinde de olabilir. Komşu il, ilçe, mahalle ve köy…Hepsi öteki olabilir. Günümüzdeki öteki sorunu daha çok göçmenlerle ilgilidir. Öteki bir haz hırsızı olarak değerlendirilir. Dahil olmadığımız büyük bir coşku var ve biz bundan payımızı alamıyorsak mutlaka bizim payımızı birileri alıyor olmalıdır. Tabii ötekiye yönelik düşmanlığın işsizlik vs gibi gerçekçi yanları da olabilir.
Öteki kavramını kalabalıkların içinde düşünmek rahatlatıcı fakat bu kavram tüm medeniyetimizin kuruluşunu etkilemiştir. Öteki her anımızdadır. Hayat insanların insanlarla mücadelesi olduğu kadar insanın insanla mücadelesidir de. Öteki kavramını kalabalıklardan çekip bireysel alanda düşünelim. Gerçek şu ki; öteki komşudur. Belki de daha ötesidir.
G. K. Chesterton her zaman yaptığı gibi hedefi on ikiden vuruyor: “İncil bize komşularımızı sevmemizi söyler, düşmanlarımızı da; böyle demesinin sebebi belki de bunların genelde aynı kişiler olmalarıdır.”
İşler yeterince kötüye gittiğinde komşularımız artık sadece komşularımız olmayabilirler. Düşünmenin üzücü olduğu belki de kimseye fayda getirmeyeceği bir toplum ütopyası bu ama bazı konular derinlemesine ele alındığında ötekiye ulaşırız. Öteki bir tehdittir. Schopenhauer “Erkeğin kadına olan aşkı, kurdun kuzuya olan aşkı gibidir.” bir sözü olduğunu hatırlıyorum. İşler yeterince kötüye gittiğinde ne olur? Antik Yunan’da baş edilemeyen bir kolera salgını toplumda baş gösterince şunlar olmuş:
Salgın, ölümün kutsiyetine saygı gösteren ritüelleri ortadan kaldırarak ilk ve en ölümcül darbeyi şehrin toplumsal dokusuna indirmişti. Yunanlılar birbirlerinin ölülerine saygısızlık yapmaya başlamışlardı: “Ölüleri yakmak amacıyla başkaları tarafından hazırlanmış olan odun yığınlarına onlardan önce gelip kendi ölülerini yerleştiriyor ve yığını ateşe veriyorlardı; ya da yanmakta olan bir yığınla karşılaşınca başka bir yığının üzerinde bulunan kendi ölülerini oraya atıp gidiyorlardı.” Bazı insanların onurlu davranarak hastalara bakmış ve böylece hastalık kapmış olmalarına rağmen “…felaket o kadar büyüktü ki bundan sonra başlarına ne geleceğini bilmeyen insanlar dinin hiçbir kuralını umursamaz olmuşlardı”.
Ritüel hastalandıktan sonra salgın siyasete de sıçradı. “Kimse yargılanıp ceza görecek kadar uzun yaşamayı beklemiyordu.” Atinalılar özdisiplin ve kendi kendini yönetme güçlerini kaybetmişlerdi; bunun yerine salgın karşısında kendilerini geçici ya da yasak hazlara vermişlerdi…
Richard Sennett / Ten ve taş
Joker Karakteri ve Temsili
Hem Batman The Dark Knight hem de Joker filminde karakterin temsil ettiği bir gerçeklik vardı. Belki de bu gerçeklik Joker karakterinin bu kadar sevilmesini sağlamıştır. Batman The Dark Knight filminde Joker Batman’e şunları söyler:
“Dürüstlükler, senin kuralların… Bunlar kötü birer şaka. Belanın ilk ışığında pes ettin. Onlar, dünyanın izin verdiğince iyiler. Sana göstereyim, işler ters gittiğinde bu uygar insanlar, birbirlerini yerler. Gördün mü, ben bir canavar değilim. Sadece herkesten öndeyim.”
Joker filminde de işlerin ters gitmesi vurgusu vardır. Jokerin hayatı kötüye gitmektedir. Diğer insanlarla ilişkileri iyi değildir. İş arkadaşları ve patronu tarafından anlayışsızlık ve ihanetle karşılaşmıştır. Diğer öteki ise Thomas Wayne ve oğlu Bruce Wayne (Batman) dir. Wayne’in oğlu olmadığını annesinin hasta olduğunu öğrendiği halde bu konuyu takıntı haline getirmesi haksızlığa uğradığı düşüncesidir. Wayne aşırı hazzıyla Joker’i rahatsız etmektedir. İlk karşılaşma sahnesinde küçük Bruce’u demir parmaklıklar arasından görmesi öteki ile arasındaki ayrımı göstermek içindir.
Eğer hayat herkesin herkesle mücadelesine dayanan bir kör dövüşüyse ve toplum bir ütopyaysa Joker bir sonuçtur. Çünkü bu düşünce delilikten beslenir ya da deliliğe gider. Ötekiye bakış medeniyetin de meselesidir. İnsan insanın kurdudur. Ya da insan insanın baharıdır.
Bir Cevap Yazın