Kavalalı Mehmet Ali Paşa isyanı Osmanlı tarihindeki en dikkat çekici olaylardandır. Osmanlı’nın bir vali ile yönettiği Mısır bu asi valinin isyanı ile elden çıkmıştır. Süreç daha sonra Osmanlı için daha büyük bir tehlikeye dönüşecektir. Önce Kavalalı Mehmet Ali Paşa’nın şu kısa biyografisine bakalım:
Mehmet Ali Paşa 1769 yılında Kavala’da doğmuştur. Herhangi bir eğitim almamasına rağmen zeki ve cesur kişiliği sayesinde kendisini kısa sürede çevresine kabul ettirmiştir. 18 yaşına kadar çeşitli mesleklerde çalıştıktan sonra askeri alana yönelmiş, 1799 yılında Kavala’dan gönderilen seçilmiş askerlerin başında Kahire’ye gelmiştir. Fransızların Kahire’yi boşaltmasından sonra doğan boşluğu kısa sürede kontrol altına almış, Kahire’de bulunan askeri birliklerin komutanı olmuştur. (Enver Ziya Karal, Osmanlı Tarihi)
Mehmet Ali Paşa, Mısır’ın bu karmaşık durumunu iyi kullanmış, mevcut güç odaklarını birbirine kırdırıp doğan boşluktan yararlanarak egemen güç haline gelmiştir. Bu durumu şu şekilde örneklendirebiliriz: Osmanlı yönetiminde bulunan Mısır’ın en büyük problemi Kölemenlerdir. Mehmet Ali Paşa, Kölemenleri Osmanlılara, Arnavutları da Kölemenlere karşı kışkırtmış, ortaya çıkan kargaşayı kendi lehine kullanıp halkın güvenini kazanmıştır. Çeşitli entrikalarla kendisini Mısır Valisi yaptırmıştır.
Mehmet Ali, paşa unvanıyla vali olduktan sonra Mısır’daki kargaşayı ortadan kaldırmak için çalışmalara başlamış, ilk olarak Kölemen beyleri ile mücadelelere girişmiştir. Mart 1811’de Mısır’daki tüm Kölemen beylerini ortadan kaldırarak Mısır’ın hâkimiyetini tamamen eline almıştır. (Üniversitedeki hocamız konuyla ilgili olarak Kölemen beylerinin Mehmet Ali Paşa tarafından bir kutlama için kaleye çağrıldığı ve kaleden atılarak öldürüldüğünü söylemiştir.) Mısır’da hâkimiyeti sağlayan Mehmet Ali Paşa, Fransız uzmanlar getirterek modern bir ordu ile donanma kurdurmuş, böylece bölgede yeni bir güç olmayı başarmıştır.
1818’de Hicaz’daki Vahabi ayaklanmasını bastıran Mehmet Ali Paşa güç ve kudretini iyice artırmıştır. Bu durum İslam dünyasındaki saygınlığını da giderek artırmıştır. Bu gelişmeler üzerine, Osmanlı Devleti kendisine Hicaz ve Habeş valiliklerini de vermiştir. 1822’de Sudan’ı tamamen ele geçiren Mehmet Ali Paşa, hızla güçlü bir Mısır devleti kurmaya başlamıştır. (Şinasi Altundağ, “Mehmet Ali Paşa”, İslam Ansiklopedisi, c. 7, Milli Eğitim Basımevi, İstanbul, s. 570.)
Güçlü bir devlet kurmayı amaç edinen Kavalalı Mehmet Ali Paşa, askeri, ekonomik ve idari alanda pek çok reform yapmıştır. Ekonomik alanda yaptığı hamleleri ise en önemli itici gücü olmuştur. Bu anlamda yaptığı ilk iş Mısır’da bulunan toprakların tamamını millileştirerek pamuk üretimine öncelik vermesidir. Fransa ile sürdürülen ilişkilerden yararlanıp iplik, bez, şeker, zeytinyağı ve alkol fabrikaları ile Mısır ekonomisi yeni bir çehre kazanmıştır. Dört yıl içinde milli gelir 13 bin kese altından 400 bin kese altına çıkmıştır. Kavalalı bu paranın bir bölümü ile Fransa’dan askeri uzmanlar getirterek modern bir ordu kurmuştur.
Mısır İsyanı
Mora’da Yunanlılar tarafından çıkarılan isyanda II. Mahmut, Mehmet Ali Paşa’dan yardım istemiştir. Mehmet Ali Paşa bu yardım isteğini Mora ve Girit valiliklerinin verilmesi şartıyla kabul etmiş ve isyanı kısa sürede bastırmıştır.
Mora İsyanı kısa süre içinde uluslar arası bir mesele haline gelmiş, bundan dolayı da Osmanlı ve Mısır donanmaları Avrupa devletleri tarafından Navarin’de ortadan kaldırılmıştır. Navarin faciasından sonra Avrupa devletleri ile çatışmak istemeyen Mehmet Ali Paşa, Osmanlı Devleti’nden izin almaksızın İngiliz donanmasından aldığı yardımla Mora’da bulunan askerlerini geri çekmiştir. Bundan dolayı kendisine Mora valiliği yerine sadece Girit valiliği verilmiş ancak Mehmet Ali Paşa Suriye valiliğini de istemiştir. (Mora’nın artık Osmanlı Devleti’nin elinde kalamayacağı kesinleşmiştir.) Mehmet Ali Paşa’nın bu istekleri karşısında II. Mahmut onu ortadan kaldırmak için bazı planlar yapmış ancak bu planlardan Mehmet Ali Paşa’nın haberi olmuş ve aldığı tedbirlerle valilikten uzaklaşmamıştır.
Kavalalı Mehmet Ali Paşa’nın ayaklanma sebeplerini şöyle sıralayabiliriz:
- Mısır’ı, komşuları olan Sudan Arabistan’ın tamamında en üstün güç haline getirmek.
- İstanbul’dan bağımsız hareket edebilmek.
- Mısır valiliğini hanedanlık sisteminde olduğu gibi babadan oğla geçirmek.
- Suriye, Anadolu ve belki de Osmanlı’nın tamamını ele geçirmek. (Oral Sander, Anka’nın Yükselişi ve Düşüşü, Osmanlı Diplomasi Tarihi Üzerine Bir Deneme)
Kavalalı Mehmet Ali Paşa’nın oğlu İbrahim Paşa kısa sürede Suriye’yi ele geçirmiş, oradan Torosları geçip Konya’ya kadar gelmiştir. Bu durum üzerine II. Mahmut, Reşit Paşa’yı İbrahim Paşa’nın karşısına göndermiş ancak Mısır ordusu modern bir ordu olduğu için Reşit Paşa pek fazla tutunamamış ve çok büyük kayıplar vermiştir. Böylece İstanbul önündeki tüm engeller kalkmıştır.
Kavalalı Mehmet Ali Paşa’ya karşı Osmanlı’nın müttefik arayışı
Osmanlı İmparatorluğu, Mehmet Ali Paşa kuvvetleri Anadolu içlerinde ilerlediği sırada öncelikle İngiltere’den yardım istemiştir ancak İngiltere Belçika ve Hollanda sorunu yüzünden bu yardım isteğini geri çevirmiştir. Bu sırada Fransa Mısır’ı desteklemektedir ve herhangi bir yardım isteğini kabul etmeyecektir. Osmanlı Devleti son çare olarak Rusya’yı yardıma çağırmıştır. Rusya ise bölgede güçlü bir Mehmet Ali Paşa görmektense güçsüz bir Osmanlı görmenin daha iyi olacağından yardım çağrısını geri çevirmemiş, memnuniyetle kabul etmiştir.
1833 yılında İstanbul’a bir donanma ile 5000 kişilik bir ordu gönderen Rusya artık Osmanlı Devleti üzerinde etkili bir duruma geçmiştir. Bunun üzerine bölgede çıkarları olan İngiltere ile Fransa, Mehmet Ali Paşa üzerinden diplomatik baskı yapıp İstanbul ile bir anlaşma istemişlerdir. (Osmanlı Devleti burada denge siyasetinin meyvesini almıştır.) Bu baskılar sonucunda Mehmet Ali Paşa, Osmanlı Devleti ile 5 Mayıs 1833’te Kütahya Antlaşması’nı imzalamıştır. Bu antlaşma ile Mehmet Ali Paşa’ya Mısır ve Girit valiliklerinin yanında Suriye valiliği, oğlu İbrahim Paşa’ya da Cidde valiliğinin yanında Adana’dan vergi toplama hakkı verilmiştir.
II.Mahmut, Kavalalı’ya güvenmediğinden dolayı Rusya ile 8 Temmuz 1833 tarihinde bir ittifak anlaşması olan Hünkâr İskelesi Antlaşması’nı imzalamıştır. Sekiz yıl geçerli olacak bu antlaşma ile Osmanlı Devleti’ne bir saldırı olursa Rusya, karadan ve denizden yardım göndermeyi garanti etmiştir. Antlaşmanın gizli maddesi ile de Rusya boğazlar konusunda avantaj elde etmiştir. Bu gizli maddeye göre Rusya’ya bir saldırı olursa Osmanlı Devleti boğazları kapatacaktır. Gizli maddeleri öğrenen Fransa ile İngiltere, bu antlaşmayı tanımayacaklarını belirtmişlerdir.
Mısır meselesini içine sindiremeyen II. Mahmut, verilen imtiyazları geri almak için gerekli hazırlıklara başlamıştır. Kavalalı ise verilen imtiyazları bunları az bulmuş ve bundan dolayı savaş hazırlığına başlamıştır. 1839 yılında, II. Mahmut bir bahane ile ordusunu Suriye’ye sokmuş, Hafız Paşa komutasındaki Osmanlı ordusu İbrahim Paşa komutasındaki Mısır ordusu ile karşı karşıya gelmiştir. Asker bakımından her iki ordunun da sayısı neredeyse eşittir.
Osmanlı ordusunda danışman olarak bulunan Prusyalı kurmay subaylar (en önemlisi Moltke) hemen saldırılması halinde savaşın kazanılacağını belirtmiş ancak ulemalar cuma günü savaşın dine uygun olmadığı belirtip kabul etmemişlerdir. Prusyalı subayların diğer bir teklifi de gece baskını olmuş ancak ulemalar padişahın şanına yakışmaz gerekçesiyle yine kabul etmemişlerdir. Osmanlı ordusunda bu tarz kararsızlıklar yaşanırken İbrahim Paşa ordusuyla Osmanlı ordusunu kuşatmış ve 4 saat gibi kısa bir sürede orduyu imha etmiştir. Bu esnada II. Mahmut vefat etmiş, yerine 16 yaşında olan büyük oğlu Abdülmecit tahta geçmiştir. Taht değişikliği sırasında Kaptan-ı derya olan Ahmet Fevzi Paşa, Osmanlı’ya ihanet ederek emrinde bulunan donanmayı İstanbul’dan kaçırarak Kavalalı’ya teslim etmiştir.
Rusya’nın Osmanlı ile yapmış olduğu anlaşmaya dayanarak Akdeniz’e inip bölgeye hakim olmasından çekinen Fransa ile İngiltere, Mısır sorununu bir Avrupa sorunu haline getirmişlerdir. Bu durum üzerine İngiltere ile çatışmayı göze alamayan Rusya, bu karara katılmak zorunda kalmıştır. Fransa daha sonra bu kararından vazgeçerek Mehmet Ali Paşa tarafını tutmuştur. Mehmet Ali Paşa ise Fransa’nın bu desteğiyle daha serbest hareket etme imkânı kazanmıştır. Her ne kadar Fransa kabul etmese de İngiltere, Rusya, Avusturya ve Prusya arasında Temmuz 1840’da Londra’da bir antlaşma imzalanmıştır.
Bu antlaşmayı Osmanlı Devleti de kabul etmiş ve bu dört devletle sonradan bir antlaşma yapmıştır. Bu antlaşmada alınan kararları Mehmet Ali Paşa kabul etmemiştir. Bunun üzerine Osmanlı, İngiliz ve Avusturya ortak donanması Suriye kıyılarını kuşatmış ve Lübnan’a asker çıkarmıştır. Diğer taraftan kuzeyde ilerleyen Osmanlı ordusu, İbrahim Paşa kuvvetlerini yenerek İbrahim Paşa’yı Suriye’den çekilmeye zorlamıştır. İngiltere ise İskenderiye limanını bombalamaya başlamıştır. Bu olaylar sırasında Fransa’nın saf değiştirmesi ile yalnız kalan Mehmet Ali Paşa anlaşmayı kabul etmek zorunda kalmıştır. Yapılan anlaşma ile Mısır valiliği Mehmet Ali Paşa’ya babadan oğla geçecek şekilde verilmiş ancak bölge Osmanlı Devleti’ne bağlı kalacak ve vergi ödemeye devam edecektir. Mısır özel bir statüye gelmiş ve Mısır sorunu resmen sona ermiştir.
Sonuç
Zeki ve marifetli bir adam olan Kavalalı Mehmet Ali Paşa, Mısır’ı askeri, ekonomik ve eğitim alanlarında geliştirmiştir ve modern teknikleri uygulamıştır. Bu süreçten sonra yaklaşık 10 yıl kadar Osmanlı Devleti için çok büyük bir sorun haline gelen Mısır, Osmanlı’yı oldukça yıpratmıştır. Mısır sorunu, II. Mahmut gibi yenilikçi bir padişahın önene engel olmuş, Osmanlı’nın gelişim hamlelerini kısmen de olsa engellemiştir. Bu süreçte belki de Osmanlı’yı tamamen ele geçirmek isteyen Kavalalı Mehmet Ali Paşa Mısır ile yetinmek zorunda kalmış fakat soyu bu nimetten faydalanmıştır. Bu sorundan en büyük faydayı ise kuşkusuz İngiltere sağlamıştır. Hem sömürgelerine giden yoları hem de Doğu Akdeniz’i güvenlik altına almıştır. Osmanlı Devleti ile yapmış olduğu ticaret anlaşmalarıyla da çıkarlarını iyice artırmıştır.
Bir Cevap Yazın