Kitle TDK tanımıyla; bir yerde toplanmış, bir araya gelmiş insan topluluğu, demektir. Dünyanın farklı yerlerindeki kitleler ortak özellikler gösterirler. Yazıya başlamadan önce kitleler psikolojisi hakkında Elias Canetti Kitle ve İktidar, C. G. Jung’ın Dört Arketip ve Gustave Le Bon Kitleler Psikolojisi kitaplarından faydalandım.
Kalabalık içindeki birey telkine açıklığının kurbanı olur. Herhangi bir şeyin olması, örneğin bir öneride bulunulması, bu öneri ne kadar ahlakdışı olursa olsun, bireyin de buna katılması için yeterlidir. Dolayısıyla, grupla özdeşleşme basit, kolay bir yoldur, ama insanın zaten bulunduğu durumdan daha derinlere inmez. İnsanda bir şeyleri değiştirir ama değişim kalıcı değildir, aksine: deneyimi sürekli kılmak ve ona inanabilmek için kitlenin verdiği sarhoşluğun tekrar tekrar yaşanması gerekir.
C. G. J / Dört Arketip
Kitleler psikolojisi ve iktidar arasındaki ilişki konunun zayıf kalan yanı oldu. Liderlerin özellikleri konusuna girmedim. Şimdi bu üç kitapta da ortak sayılabilecek kitle özelliklerine bakmadan önce Elias Canetti’ye göre kitlenin en doğru simgesi olan ateş ile kitle arasında bir benzerlik kuralım:
Bütün yok etme araçlarının en etkileyicisi ateştir. Çok uzaktan görülebilir ve daha da çok insanı kendine çeker. Geri dönüşsüz bir biçimde yok eder; ateşten sonra hiçbir şey eskisi gibi olamaz. Bir şeyi ateşe veren kitle kendisini karşı konulamaz hisseder; ateş yayıldığı sürece herkes kitleye katılacaktır ve ona düşman olan her şey yok edilecektir.
Kitle her yerde, bütün zamanlarda ve kültürlerde aynıdır; çok farklı kökenlerden, eğitim düzeyinden ve dillerden insanlar söz konusu olsa da kitle temel olarak aynı kalır.
Kitle ve İktidar / Elias Canetti
Kitle Psikolojisinin Özellikleri
1- Bilinçli kişiliği ortadan kaybolması
Kitle bilinçli kişilik kaybolur. Bireyler duygu ve düşüncede birleşir. Normaş şartlarda barışçıl ve ılımlı olan insanlar kitle içinde tam tersi davranabilirler. Kitlenin ruhunu alırlar.
2- Tek başlarına bireylerde görünmeyen yeni davranışlar ortaya çıkar.
Kitle içindeki kişi kendini kalabalık nedeniyle yenilmez hisseder. Sorumluluk ve cezalandırılma korkusu ortadan kalkınca kitle içindeki birey normalde bastırdığı duygu ve içgüdülerini açığa çıkarır.
3- Kitle içindeki birey kendi çıkarlarını kolektif çıkarlar uğruna feda edebilir.
Kitle içindeki duygular bulaşıcıdır. Kişi içinde bulunduğu durumda normalde vazgeçmeyeceği çıkarlarından kitle için vazgeçebilir.
4- Telkine yatkınlık
Kitle içindeki birey lider telkinine yatkın olur. Meseleleri mantık süzgecinden geçirmez. Açık çelişkileri bile göremez.
5- Kitle hoşgörüsüz ve otoriterdir.
Kitle neyin hakikat neyin hata olduğunun kesin olarak farkındadır. Gücüne güvenir. Farklı bir sese ya da fikre tahammülü yoktur. Tek başınayken tartışmaya açık olan bireyler kitle içindeyken farklı fikirler yuhalarlar ve öfkelenirler. Kitlenin inançlarına itiraz etmek anlamsızdır.
Kitle zayıf otoriteye başkaldırır, güçlü otoriteye ise köle olur.
7- Kitle sıklıkla bayağı içgüdülere teslim olsa da yüksek ahlak gösterdiği durumlar da olur.
8- Kitleye telkin edilen fikirler çok sade olmalıdır.
Kitleye sunulan fikirlerin niteliği ne olursa olsun çok sade olmalıdır. Kitle bu fikirleri bir imge olarak oluşturur ve aklındaki ideal olanla sloganı eşleştirir. Kitlelerin birbirleriyle en çelişkili fikirleri kabul edebilmelerinin nedeni budur.
9- Kitle basit akıl yürütmeler ile etki altına alınır. Mantık ilkelerince gerçekleştirilen bir muhakeme kitle için anlaşılmazdır.
Kitleye argüman sunarken benzerlikler kurmak ve özel durumları genelleştirerek kitlenin duygularına oynamak gerekir. Kitle akıl yürütmez.
Kitle imgelere önem verir. Kitleye sunulması gereken iki şey; ekmek ve gösteri.
Teatral temsiller kitle üzerinde muazzam bir etki yaratır. Antik Roma plebleri için ideal mutluluk ekmek ve gösteri demekti. Bu ideal hala değişmemiştir. Kitle için teatral olan gerçektir. Eski Türk filmlerindeki kötü adamların halk tarafından dövülmesi gibi. Gerçek dışı olan ile gerçek arasında kitle için fark yoktur. Sanıyorum Rambo filmlerini de bu bağlamda değerlendirmek gerekir.
11- Kitleye hakim olmak için kitle imgelemini iyi anlamak gerekir.
Kitlenin değer yargılarını ve sembollerini anlamayan kişi kitleyi etkileyemez.
12- Kitleyi olaylar ve istatistikler değil simgeler harekete geçirir.
Antonius, halkı Sezar’ın katillerine karşı kışkırtmış, bunu bilgece bir retorik yoluyla değil, kalabalıklara Sezar’ın vasiyetini okuyup ölü bedenini göstermekle başlamıştı.
Kitleler Psikolojisi / Gustave Le Bon
Kitle çok sayıda kişinin öldüğü yüzlerce küçük olayı önemsemez fakat gözle görülür ama daha az kişinin öldüğü bir olayı çok ciddiye alır. Örneğin binlerce çocuk göç ederken öldüğü halde Aylan Bebek olayı kitlede büyük bir etki yaratmıştı. Özetle kitleleri harekete geçiren olaylar değil, onların paylaşılış ve sunuluş şeklidir.
13- Kitleler ilahlaştırdıkları liderler isterler.
Kitleler din kelimesini kullanmasalar da başlarındaki kişiyi ilahi bir varlık olarak görürler. Lider putlaştırılır ve kitlede tanrının yerini alır. Dini inancın nesnesi değişse bile özü aynı kalmıştır. Troçki dizisinde bu durum çok güzel işlenmiştir.
14- Kitle ruhunun değişmesi kısmen de olsa eğitim ve öğretim yoluyla sağlanabilir.
15- Kitleler belli başlı kelimelere antipati besledikleri için yeni kelimeler bulmak gerekir.
Toplum bir arada yaşadıkça kurumlara ve kitleyi rahatsız edecek uygulamalaa maruz kalacak. Öyleyse yapılması gereken toplumda nahoş olan kelimeler yerine yenilerini bulmaktır. Fransa eskiden “taille” arazi vergisine, “gabelle” tuz vergisine “aides” dolaylı vergiye dönüşmüştür. (Zam değil güncelleme) Kitle imgeleminde olumsuz olan kurum adları da değişmelidir.
16- Kitle hiçbir zaman hakikate susamamıştır.
Kitle keyfini kaçıran hakikatlerle karşılaştığında başını çevirip yalanı tercih eder. Onu yanıltan onun efendisi haline gelir, ona gerçeği gösteren kurban edilir.
Bir kuşağın edinmiş olduğu deneyim bir sonraki kuşakta işe yaramaz.
Kitlenin hafızası yoktur. Geçmişteki açık dersler onu etkilemez. Aynı hatalar yapılmalıdır. Siyasette hiçbir şey yaşanmadan tecrübe edilmez denir. Bununla ilgili olmalı.
18- Lider arayışı içgüdüseldir.
Belli sayıda bir araya gelmiş canlı varlık içgüdüsel olarak kendilerini bir liderin otoritesi altına yerleştirirler. Önderler genelde fikir insanı değil eylem insanıdırlar.
19- Kitle özgürlük değil kölelik ister.
“Kitleler itaat etmeye öyle susamışlardır ki, kendisini onların efendisi ilan eden kişiye içgüsüsel olarak boyun eğerler.
20- Kitleler fikirlerin değil kişilerin peşinden giderler.
21- Kitle saygınlığa ve onun göstergesi olan sembollere hayrandır.
Pascal, cübbelerin ve sarıkların yargıçlar için şart olduğunu, otoritelerinin dörtte üçünü cübbe ve peruk sayesinde sağladıklarını söylüyordu. Sosyalistlerin en ateşlisi bile bir prens gördüğünde etkilenir.
Kitleler Psikolojisi / Gustave Le Bon
Şantiyeye gelen müteahhitin arabasının marka ve modeli çalışanların ruh hallerine etki edecektir. Saygınlığın kaynağı ise başarıdır. Başarı ortadan kalkar kalmaz saygınlık yok olur.
22- Kitle fikirlere bağlanırken argümanlara bakmaz, fikrin saygınlığına bakar.
Bir fikir mantıksız da olsa eğer kabul görmüş saygın bir fikirse kitle gözünde değerlidir. Kitleler kendilerine dalkavukluk yapılmasını isterler. Övülmekten hoşlanırlar. Dört elle sarılırlar bunlara.
23- Bir kitlenin iç yaşamının en çarpıcı özelliklerinden biri zulme uğramış olma duygusudur
Deşarj yaşanmak zorundadır.
Deşarj olmaksızın, gerçekten bir kitlenin var olduğunu söylemek imkânsızdır. Eskiden, halka açık idamlarda suçlunun kesilen başı cellat tarafından havaya kaldırıldığı anda ya da günümüzde spor olaylarında duyulan çığlık kitlenin sesidir. Ancak bu çığlık kendiliğinden olmalıdır. Provası yapılmış ve düzenli olarak tekrarlanmış çığlıklar kitlenin kendine ait bir yaşam kazandığının kanıtı değildir.
Kitle ve İktidar / Elias Canetti
Kitleye karşı bireyselliği koruyamamak neden tehlikelidir?
C. G. Jung’ın Keşfedilmemiş Benlik ve Dört Arketip kitaplarındaki şu uyarıya dikkat etmek gerekmektedir.
Örgütlü kitleye direnebilmek, ancak ve ancak, insanın bireyliğini o örgütün organizasyonu kadar iyi organize etmesi ile mümkündür. Bu önerimin günümüzün insanına hemen hiç anlaşılmaz geleceğinin farkındayım.
C. G. Jung / Keşfedilmemiş Benlik
Eğer grup çok büyükse, ortak ruh bir tür hayvan ruhu gibidir. Büyük örgütlerin ahlakının daima şüpheli olmasının nedeni bu olsa gerek. Bir insan kalabalığının psikolojisinin avamınkinin düzeyine inmesi kaçınılmazdır. {48} Bilincin daha alt ve ilkel düzeyinde yaşanan gerilemeli özdeşleşme, yaşam duygusunun artmasına neden olur, taş çağında yarı hayvan atalarla gerilemeli özdeşleşmenin diriltici etkisinin nedeni budur.
C. G. Jung / Dört Arketip
Kaynak
Yazıyı yazarken büyük oranda Gustave Le Bon Kitleler Psikolojisi kitabından faydalandım. Özellikle 1. maddeden 22. maddeye kadar. Kitabı buradan inceleyebilirsiniz. Konu hakkındaki en beğendiğim kitap oldu. Kitleler Psikolojisi kitabının yanında Elias Canetti Kitle ve İktidar kitabı ile Jung’ın Dört Arketip kitabını kaynak olarak kullandım. Konu kitleler psikolojisi hakkında bir giriş yazısı oldu. İlginizi çekiyorsa önce Kitleler Psikolojisi sonra da Kitle ve İktidar kitaplarını okumanızı tavsiye ederim.
Bir Cevap Yazın