Kötülük Problemine Evrimsel Bir Bakış

Kötülük problemi yani teodise insanlığın geçmişten günümüze çözemediği bir problem olsa da nedenleri bugün doğal seçilimin işleyişi sayesinde bir bir ölçüde ortaya çıkarılmıştır. Kötülük nedir? Neden dünyada kötülük var ve bunlara Tanrı neden engel olmuyor? Bu soruların elbette mutlak bir cevabı yok ve soru doğru mu o bile belli değil ama kötülük problemi hakkında buradaki yazı bu sorulara biraz daha cevap verebilir. Bu yazı kötülük problemine değinmez, kötülüğünü evrimsel açıklamasıyla ilgilidir.

İnsana baktığımızda gördüğümüz şey her zaman bizi memnun etmeyebilir. “İnsan kötüdür.” , “İnsan zaman zaman kötüdür.” , “İnsanların arasında kötü insanlar vardır.” bu üç önermeden hangisini seçersek seçelim kötülüğün kaynağının büyük ölçüde insan olduğunu kabul etmemiz gerekecektir. Hırsızlık, şiddet, gasp, tecavüz, cinayet, işkence vs. insan eylemleri olarak karşımıza çıkıyor. Evrimsel olarak insanlarda bu davranışların bulunması nasıl açıklanabilir?

Doğal seçilim bazen kötü dediğimiz davranışlarına neden olan genlerin aktarılmasını sağlar.

Kötülükle ilgili davranışları sayarken bu davranışların aslında iki taraf için de kötü olmadığına dikkat etmek gerekir. Hırsızlık veya düşen birinin cüzdanını ona vermemek eğer yakalanmayacaksanız sizin yararınızadır. İyi ile yararlı arasındaki ayrıma dikkat etmek gerekiyor. Hırsızlık ve şiddet gibi eylemler bir tarafın yararınadır ve onu kötülük olarak gören karşı taraftır. Doğal seçilim mekanizması uyumlu bireylerin genlerini gelecek kuşaklara aktarılmasını açıklar. Eğer bir toplumda evlenmeye ve çocuk yapmaya imkan veren genler varsa bu genler sonraki kuşaklara da kendilerini aktarır.

Biraz somutlaştırmaya çalışayım. Eğer bir toplumda kaba, şiddete meyilli ve kaypak olmak işe yarıyorsa bu özelliğe sahip insanlar daha kolay eş bulabilecek ve bu genlerini çocuklarına aktarabileceklerdir. Aynı şekilde kibar, barışçıl ve dürüst olmak eş bulma ve çocuklarını hayatta tutma başarısını arttırıyorsa bu genler sonraki kuşaklara aktarılacaktır. Burada önemli olan eş bulma ve çocuk yapma imkanını arttıran genlerin çoğalmasıdır. Doğal seçilim bir amaca yönelik değildir, bir planı yoktur. Çoğalmayı başaran genler sonraki kuşaklara aktarılır. Bu kadar.

İnsanın geçmişte yaşadığı zor koşullar göz önünde bulundurulursa bazen kötü kabul ettiğimiz genlerin insanların hayatta kalmasını sağlamasını bekleyebiliriz. Örneğin şiddete meyilli bir insana daha az bulaşılabileceği için şiddete yatkınlık bir avantaj olabilir. İnsanları kullanmak kişiye daha fazla eş ve çocuk imkanı sağlıyorsa bu genlerin çoğalması beklenebilir.

Yanomami halkına dair kitapları ve makalelerinde Chagnon, bu insanların sık sık savaşıp akınlar düzenlediğini belgelemiş, bu cinayetlerde yer alan erkeklerin yer almayanlara kıyasla daha fazla karısı ve çocuğu olduğunu ileri süren veriler sunmuştu.26 (Bu bulgunun kışkırtıcı bir etkisi vardır, çünkü insanların evrimleştiği devlet öncesi toplumlarda bu sonuca yaygınlıkla rastlanıyorsa, şiddetin stratejik kullanımı evrim sırasında seçilimden geçmiş olabilir.)

Boş Sayfa: İnsan Doğasının Modern İnkârı / Steven Pinker

Şiddet için geçerli olan bu bulgular neden diğer davranışlar için de geçerli olmasın? Kötü davranışlara neden olan genler bir şekilde çoğalmayı sağlayabilir ve yayılabilir. Bu alıntıyı yaptığım Boş Sayfa kitabında diğer konularla ilgili açıklamalar da yer alıyor. İyinin ve kötünün ötesinde bir durum. Fırsat bulduğunda ortaya çıkacak ne kötülükler vardır belki de?

Doğal seçilim hep kötü davranışların aktarılmasına mı neden olur?

Elbette hayır. Kötü davranışlara neden olan genler kendisinin yok olmasına neden olabileceği gibi iyi davranışlara neden olan genler de eş bulma ve çoğalma şansını arttırabilir. Yardımlaşma, fedakarlık ve empatiye neden olan bu genler çoğalma şansını arttırdığında topluma yayılacaktır. Kötü davranışlara neden olan genlere sahip insanlar çete savaşlarında, hapishanelerde, uyuşturucu kullanımı gibi başka tehlikeli deneyimler sonucu ölerek genlerini aktaramayarak elenebilirler. Arasında dayanışma olan toplumlar ise diğer toplumları yenerek, yok ederek büyüme şansı bulabilirler.

Bu yazı insan doğası üzerine sizi kötümserliğe ittiyse meseleyi anlatamamışım demektir. Çok çalışma, barış yanlısı olma gibi özelliklerin de gensel nedenleri vardır. Çinliler’in çok çalışkan olmalarını, hayatta kalabilmek için çeltik tarlalarında çok çalışmaları gerektiğine bağlayan yorumlar vardır. Kötülük problemi ile ilgili bize düşen sanıyorum bir gölge tarafımız varsa bile bunun doğasını anlamaya çalışmak ve onla mücadele etmek. Toplumsal düzenimizi, yasalarımızı buna uygun hale getirmek. Kötülük hep vardı ve hep var olacak. Düşmanı tanımadan onunla savaşılamaz. Kötülük problemi ve evrim arasındaki ilişkiyi açıklayan Özdemir ASAF’ın şu harika şiiriyle bitireyim:

Dün sabaha karşı kendimle konuştum
Ben hep kendime çıkan bir yokuştum
Yokuşun başında bir düşman vardı
Onu vurmaya gittim kendimle vuruştum

Bir Cevap Yazın

Diğer 1.068 aboneye katılın
%d blogcu bunu beğendi: