Şili’de kadın cinayetlerinin artması sebebiyle Las Tesis adlı feminist dans grubunun kadın cinayetleri, erkek şiddeti ve tecavüzlerini eleştiren sözlerle yaptığı danstır.
bizi dünyaya gelmiş olmakla suçlayan,
ve cezamız senin görmediğin şiddettir.
Kadın cinayetleri
Katilimin cezasız kalması.
Kaybolmaktır.
Tecavüzdür.
Tabi ki de suç bende değildi, ne nerede bulunduğumda ne de nasıl giyinmiş olduğumda.
Tecavüzcü sendin.
Tecavüzcü sensin.
Polis,
Hakimler,
Devlet,
Başkan.
Baskıcı devlet eril bir tecavüzcüdür.
Tecavüzcü sendin, tecavüzcü sensin.
Şili’de başlayan bu toplumsal hareket, Paris, Barselano, Beyrut, Roma gibi dünyanın büyük şehirlerine de yayıldı.
Türkiye’de Las Tesis
Türkiye’de Kadın Meclisleri’nin çağrısıyla ve onun önderliğinde de İstanbul’da gerçekleşti. İstanbul’un ardından Ankara ve İzmir’de bu harekete katıldı.
NTV, STAR TV, CNN TÜRK gibi kanallarda haber oldular.
Bununla birlikte sözlerinde; polisin, hakimlerin ve devletin de eleştirildiği danstan sonra polisler tarafından dansa katılan bazı kadınlar gözaltına alındı.
Gözaltına alınan kadınların ardından polislere: “Kadınları değil, katilleri durdurun.” denildi.
15 Aralık’ta TBMM’de CHPli kadın milletvekilleri Las Tesis’in ritmini tutarak şarkının sözlerini söyledi.
“Bu eylemi yapmak için dokunulmaz olmamız gereken tek ülke ise sayenizde Türkiye oldu.”
Sufrajet Hareketiyle Benzerlikleri
Sufrajet hareketi, 19. yy’ın sonu ve 20. yy’ın başlarında ortaya çıkan feminist nitelikli bir toplumsal harekettir.
Özellikle Sanayi Devrimi sonrası gelişen ekonomik, toplumsal ve siyasal değişimlerin etkisiyle kadınlarda da belirli bir bilinç oluşmaya başlamıştı. Örneğin kadınlar fabrikalarda erkek işçilerden daha düşük ücretlerle daha fazla çalışmaktaydı bununla beraber eviçi sorumlulukları da devam ediyordu.
Sufrejet hareketinin Sanayi Devrimi’nin öncüsü olan İngiltere’de baş göstermesi de anlaşılır bir durum oluyor böylece.
Kadınlar, eviçinde ve kamusal alanda gördükleri şiddet, taciz, tecavüz ve ötekileştirilmeyi eleştiriyor; bu zamana kadar Doğal Haklar Bildirgesi’nde insanlara verilen doğal hakların yalnızca insan olmalarından ötürü kendilerine verilmesini talep ediyorlardı.
Kanunlarda ve devlet nezdinde hor görülmeyi reddediyor, haklarını mecliste savunabilmeliyi en azından kendi temsiliyetlerini sağlayacak birilerini seçme hakkını istiyorlardı.
Ancak bunu sağlayabilecek meşru yerlerde bulunamadıkları, savundukları idealleri de görmezden gelindiği için gayrimeşru yöntemlerle ses getirdiler.
Vitrin camlarını taşlamak, kiliseyi kundaklamak gibi cana zarar gelmeyecek eylemlerde bulunuyorlardı: Amaçları, kamu önünde ellerinden geleni yaparak meramlarını dile getirmekti.
Öyle ki gözaltına alındıklarında adi suçlu olarak değil siyasi suçlu vasfıyla anılmak istiyorlardı.
Bu istedikleri gerçekleşmediğindeyse açlık grevlerine başvurdular.
Bunlarla beraber istedikleri etkiye ulaşamayan süfrajetlerden bir kadın (Emily Davison), İngiliz Kralı’nın seyrettiği at yarışında, atların önüne atlayarak kendisini kurban etmiştir.
Fakat I. Dünya Savaşı yüzünden bu hareket sekteye uğramıştır. İngiliz kadınları seçme ve seçilme hakkına ancak 1928’de ulaşabilmiştir.
Las Tesis’in Süfrajet’ten anımsattıkları
Las Tesis de kadınların negatif konumlarını eleştirerek değiştirmek, kadınlara yönelik eril şiddet, taciz ve tecavüzlerini engellemek amacıyla ortaya çıkan bir toplumsal harekettir.
Sufrajetlerin oy hakkı için ödedikleri bedeller işe yaramıştır bir derecede; kadınlar oy kullanabiliyor ve mecliste söz hakkına sahip olabiliyor. Ama hala kadınlar diğer aynı sosyal sorunlarla mücadele etmek zorunda.
Öbür benzerlik de polis engeli. Tabi bu Türkiye özelinde böyle oldu. Meşru şiddete sahip güç, meşru hakları için söz söyleyen kadınların yine önünü kesiyor ve gözaltına alıyor.
Sufrajetler ciddi baskılara maruz kalmışlardı ama artık daha gelişmiş olan demokratik ortam o zamanki baskılara izin vermemekte. Bu da sufrajetlerin çabalarının sonucu sayılır.
Las Tesis pasif bir direniş; gelecekte adı unutulabilir veya daha pozitif çıktılarıyla yeniliklerin önünü açabilir.
Şimdilik Türkiye’de kadın dernekleri ve kadın kolektif grupları dansın ardından “Asla Yalnız Yürümeyeceksin” sloganını atıyor.
Bir Cevap Yazın