Mareşal nedir ve Mareşal Fevzi Çakmak kimdir? Mareşal kelimesi dilimize Fransızca’dan geçmiş. İnternette, üç kez meydan savaşı kazanan ya da üç meydan savaşının birini kazanan orgeneral veya oramirallere verilen rütbe olduğu bilgisi yer alsa da üç savaş kazanma şartı bir kaynağa dayanmıyor. Mevzuatta yer alan ifade şu: “Mareşal ve Büyükamirallik rütbeleri savaşta olağanüstü yararlıkları görülen hayattaki veya ölmüş orgeneral veya oramirallere kanunla verilir.“
Mareşal Fevzi Çakmak’ın askerliği
Bilindiği gibi Türkiye Cumhuriyeti tarihinin iki mareşali vardır. Mustafa Kemal Atatürk ve Fevzi Çakmak. İkisi de aynı cephelerde ve savaşlarda bulunmuş isimler. Birlikte de savaşmışlar, halef-selef bağları da olmuş. İkisi de o dönemdeki genç subayların geçtiği eğitimlerden geçmişler. Mareşal Fevzi Çakmak Atatürk’ten farklı olarak 1876 İstanbul doğumlu bir asker (albay) çocuğu. Yetenekli bir asker. Özellikle Makedonya ve Arnavutluk bölgelerinde başarılar gösteriyor. Öyle ki 9 yıl gibi kısa bir sürede albaylığa yükseliyor. Eski Osmanlı Ordusunda bunun bir rekor sayılabileceğini söylüyor Şevket Süreyya Aydemir.
Mareşal Fevzi Çakmak Birinci Dünya Savaşı‘nda Hangi Cephelerde Bulundu?
Çanakkale Cephesi: Birinci Dünya Savaşında Kolordusuyla Çanakkale’de vazife aldı. Gelibolu Yarımadasının Aralık 1916’da düşman tarafından tahliyesinden bir ay kadar önce de, rahatsızlığı dolayısıyla ayrılan Mustafa Kemal Paşanın yerine Anafartalar Grup Kumandanlığına vekâlet etti. Oradan gene V, Kolordu Kumandanlığına geçti.
Kafkas Cephesi: Atatürk’ün de görev yaptığı bir cephe yine. 1919’da ise Kafkas cephesinde II. Kolordu Kumandanlığına geçti. Oradan da Mustafa Kemal Paşa ile halef selef oldu. 1917’de aynı cephede II. Ordu Kumandanı oldu (aynı orduda Mustafa Kemal Paşa da kumandanlık etti).
Suriye Cephesi: Gene 1917’de Suriye cephesinde ve Mustafa Kemal Paşanın kabul etmediği VII. Ordu Kumandanlığı makamına tayin olundu. 28 Temmuz 1918’de rütbesi Tümgeneralliğe yükseldi. Mütarekeden sonra 1918 sonlan ve 1919 başlarında İstanbul’da Genelkurmay Başkanlığı yaptı.
Fevzi Çakmak Osmanlı’da Genelkurmay Başkanlığı ve Harbiye Nazırlığı’nda bulundu.
Milli Mücadeleye Katılması
Fevzi Çakmak, Atatürk milli mücadele için Anadoluya çıktığında başta onun yanında yer almadı. İstanbul’un işgalinden sonra Anadoluya geldi. Gelişi milli mücadeleye büyük güç kattı. Böyle büyük bir generalin milli mücadeleye katılması çok önemliydi. Batı Cephesindeki en önemli komutanlardan biri oldu Kurtuluş Savaşı’nda. Milli mücadeleye desteğin artması için mecliste yaptığı konuşma halka dağıtıldı.
Mustafa Kemal, Fevzi Paşayı kürsüye davet etti. Fevzi Paşa kürsüye çıktı. İstanbul mebusu sıfatıyla konuşuyordu. Bu konuşma çok ilgiyle dinlenildi… Çok uyarıcı oldu. Fevzi Paşa nutkunda, mütareke fenalıklarını, 16 Mart’ta İstanbul’un işgalini, işgal facialarını anlattı. Harbiye Nezareti’nin de işgal edilerek, kendi Nazırlık odasına kadar süngülü İngiliz neferlerinin nasıl sokulduğunu, göğsüne süngüler dayanmış bir Harbiye Nâzırı olarak İstanbul’un artık bir hilâfet makamı olma vasfını kaybettiğini gördüğünü, acıyla nakletti.
Ondan sonra Harbiye Nezareti’nden çıkarken, saf tutmuş 400 İngiliz askeri arasından nasıl geçilerek Babıâliye götürüldüğünü, İngilizlerin selâmlık resmine bile asker bırakmak istemediklerini ve güç belâ yapılabilen ilk selâmlık resminde Padişahın, kendisine: “— Vaziyet çok vahimdir. Aman, Anadolu ile bağlılığı temin ve muhafaza ediniz… ” dediğini belirtti, işgalden iki hafta sonraya kadar Salih Paşa hükümetinde kaldığını, bu hükümetin durumunu, yabancıların hükümet üzerindeki tazyiklerini açıkladı: ”İngilizlerin istediği, Kuva-yı Milliye’nin ret ve takbihiydi. Biz de Kuva-yı Milliye’nin haksız işgallerden ve Yunanlıların İzmir ve Aydın mezaliminden meydana geldiğini ve haklı müdafaayı reddetmek milletimize karşı bir hıyanet teşkil edeceğini, bunu yapamayacağımızı söylüyorduk. (Sürekli alkışlar)*
Sonra İngilizlerin maksatlarını ve tertiplerini anlattı: “Bir İngiliz neferinin bile burnu kanamaksızın, bizi bize kırdırmak istiyorlardı… “Malûmunuz olan hatt-ı hümayunlar, fetvalar İslâmı birbirine düşürmek için misli görülmemiş bir İngiliz fitnesi, acı birer vesikadır… “Fakat Cenab-ı Hak’tan niyaz ederim ki, birçok şeylerde ve meselâ Çanakkale’de aldandıkları gibi, bunda da aldanacaklardır..
Fevzi Çakmak’ın Batı Cephesi Başarıları ve Mareşal Oluşu
İkinci İnönü Muharebesi üzerine Korgeneralliğe terfi ettirildi. 17 Temmuz 1921’e kadar Genelkurmay Başkanlığına vekâlet etti ve gene İcra Vekilleri Heyeti Reisiydi. Sakarya Savaşından sonra Mecliste bir takdirnameyle taltif edildi (29 Eylül 1922). Büyük Zafer’i müteakip Müşir (Mareşal) oldu. Aralıksız 23 yıl Genelkurmay Başkanlığında bulundu. 48 yıllık hizmeti vardı. Sonra emekli oldu. Emeklilikten sonra siyasî hayata atıldı ve mebus seçildi. Bir aralık Millet Partisi’nce benimsendi. Fakat bu son safhada devamına zaten sıhhati müsait bulunmuyordu. 10 Nisan 1950 pazartesi sabahı vefat etti.
Fevzi Çakmak ile ilgili bilgiler Şevket Süreyya Aydemir’in Tek Adam 2. Cilt kitabından alınmıştır.
Bir Cevap Yazın