Maslow İhtiyaçlar Hiyerarşisi ve Bir Eleştiri

Maslow ihtiyaçlar hiyerarşisi üzerine çok yazılmış bir konu. Konuyu anlatmak ya da zenginleştirmeye çalışmak yerine teorinin eksikliklerine odaklanacağım. Maslow’un ihtiyaçlar hiyerarşisini kitabından okumadım hep ikincil kaynaklardan okudum bu yüzden yapacağım eleştirilere Maslow kitabında zaten cevap vermiş olabilir. Yine de Maslow teorisi deyince hepimizin aklına gelen meşhur piramite biraz olumsuz yaklaşacağım.

Maslow ihtiyaçlar hiyerarşisi kısa özeti

İnsanın özü istektir. Bizi harekete geçiren şey isteklerimizdir. İstekler de ihtiyaçlardan doğar. Öyleyse ihtiyacı gidermek için hareket ederiz. Bir anlamda insan davranışlarının temelinde ihtiyaçlar vardır. Maslow ihtiyaçlarımızı fizyolojik ve psikolojik ihtiyaçlar olarak ayırır temelde. Bu ihtiyaçları kaba şekilde bir piramit olarak göstermek isteklerin öncelik ve sonralıklarını ortaya koyması açısından önemlidir.

Bu görseli Wiki’den aldım ben ve ihtiyaçlar hiyerarşisi teorisini eleştirmek için yeterli bu görsel ama tabii birilerince hazırlanmış ve konunun anlaşılması için yapılmış iyi niyetli bir çalışma olduğunu unutmamak gerekiyor. Maslow ihtiyaçlar hiyerarşisi bu kadar değil aslında. Teori güncelleniyor Maslow tarafından klasik beş basamak yedi ve sekize çıkıyor. Kendini gerçekleştirme basamağının üstüne sekizinci basamak olarak “Üstünlük ihtiyaçları” dediği basamağı koyuyor. Kendini gerçekleştirme basamağının altına ise “estetik” ve “entelektüel” arayışı koyuyor.

Fizyolojik – Güvenlik – Sevgi/Ait olma – Saygınlık – Bilişsel ihtiyaçlar (bilme, anlama, kavrama) – Estetik ihtiyaçlar (güzellik arayışı ve sanat) – Kendini gerçekleştirme – Üstünlük ihtiyaçları (kendini kendinden daha büyük bir şeye, bir ideale adama)

Kendini gerçekleştirme

Maslow yaşasaydı belki de bu liste artar giderdi. Kendini gerçekleştirme ne demektir? Kendini gerçekleştirmiş kişilerin özelliklerini okursak Maslow’un ne demek istediği daha kolay anlaşılır sanırım. Kendini gerçekleştirme herkesin ulaşamayacağı bir aşamadır ve kişinin kendi potansiyeline kavuşması ve kendini kabullenmesini ifade eder.

Kendini gerçekleştiren insanların bazı özellikleri

Kendini gerçekleştiren insan kendini ve başkalarını olduğu gibi kabul eder, yaratıcıdır, mizah anlayışı gelişmiştir ve prensiplerle yaşar. Sorunları çözmeye çalışırlar, ben merkezci değillerdir ve insanlığı ilgilendiren temel konulara karşı duyarlıdırlar. Az insanla ama derin ilişkiler kurma eğilimindedir bu insanlar. Hileden ve rol yapmaktan uzaktırlar ve herhalde bunun bir ödülü olsa gerek temel insani deneyimlerden yoğun bir haz alabilirler. Belki sadece kahvesini içmekten?

Maslow ihtiyaçlar hiyerarşisi eleştirisi

Nihayet asıl yazmak istediğim konuya geldim. Maslow’un ihtiyaçlar hiyerarşisi bana kalırsa çok temel konuları ıskalamaktadır. Tartışma daha derinlerdedir. insan davranışları insanın sahip olduğu biyolojik donanımın bir sonucu mudur yoksa çevrenin bir sonucu mudur? Kuvvetle muhtemel cevabımız “ikisinin de” olacaktır. Öyleyse kültürü ve beyindeki kıvrımları ya da gri maddeyi göz önünde bulundurmayan bir varsayım hatalı olacaktır.

Söylemek istediğimi soruya dönüştürürsem şu soruların cevabı aranmalıdır:

1- Tüm ülkelerin kültürleri insanları bu arayışlara itmeye uygun mudur? Bir Avrupalı ile Afrikalının aynı süreçlerden geçeceğini varsayabilir miyiz?

Kültür eğer bilim ve sanata önem vermiyorsa, saygınlığın yolu maddi erişimse, mevcut sosyo-kültürel yapı kendi çekirdek değerlerine çok bağlıysa kişi basamağı tırmanmadan ya da ihtiyaç duymadan kendini gerçekleştirmiş olamaz mı? Eğer kişi bu durumda kendini gerçekleştirmiş sayılmazsa ya bu piramit belli toplumlar için geçerlidir ya piramit diye bir şey yoktur. Kültürün üstünlük için gerekli gördüğü eylemlere yönelme hali vardır.

Eğer kültürde müzik yapmak değil de ev satın almak saygınlık kazandırıyorsa apartmanı olan biri yine bir daire peşinde koşabilir. Çocuğuna bir enstrüman almayı düşünmez bile. Kültür enstrüman çalmayı ya da dil öğrenmeyi saygınlık için gerekli sayıyorsa bir daire alındıktan sonra yönelim bu yönde olabilir.

2- İlk aşamadaki ihtiyaçların karşılanmasının diğer ihtiyaçları tetiklemesi zorunlu mudur? Gerçekten birbirini izleyen hiyerarşik bir düzen mi vardır yoksa piramidin basamakları atlanabilir mi?

Yalnız ve yoksul bir yaşam geçirmiş ama başarılı olmuş ya da kendini gerçekleştirmiş insanlar vardır. Bunun yanında tüm imkanlara sahip olduğu halde piramidin aşamalarını hiç de zorlamamış insanlar söz konusudur. Çok zengin olan fakat kaliteli bir hayat yaşamayan insanların sayısı az değildir. Entelektüel estetik faaliyetler ise toplumlarda kısıtlıdır. Yine tüm bu aşamaları atlayıp bir zahid gibi yaşamak mümkündür. Mistik deneyimler de bu aşamalardan geçmeyi gerektirmeyebilir.

Daha çok temel ihtiyaçlarını halletmediği halde göklerde uçanlar da vardır. Çeşitli sebepleri de olabilir bunun. Yeterince karşılanmaktan ya da yüzdelerden bahseder konuyu ele alanlar. İyi ama bunu kim ölçecek?

3- Tüm bu aşamalar esasında fazlaca ayrıntılandırılmış değil midir? Tüm psikolojik ihtiyaçlar “saygınlık” basamağının değişmiş halleri değil midir?

Sevgi, kabullenilme, özsaygı ve diğer psikolojik ihtiyaçlar esasında diğer insanlardan üstün olma isteğinin çeşitlenmesi değil midir? Primatlar hiyerarşik yapıda örgütlenirler ve başkalarından üstün olma isteği çok ilkel ama güçlü bir duygudur. Diğer üyelerden üstün olan, bunun ödüllerini de alır. Psikolojik ihtiyaçlardan hangisinin hangisini tetiklediği düşünüldüğünde aslında bu kadar ayrım olmadığı söylenebilir.

İki insandan birinin entelektüel faaliyetlerle ilgilenirken birinin ilgilenmemesi, birinin daha üst aşamada olduğunu söyleme imkanı verir mi? Belki de herkes kendi ilgi alanlarına eğiliyordur. Birçok kişi kendini gerçekleştirmiş insanların özelliklerinin çoğunun kendisinde olduğuna inanacaktır sanıyorum. Hem de hiç bu aşamalara uğramadan 🙂 Ölçülebilir bir şey değil gibi görünüyor. Fizyolojik ihtiyaçlar tamamlanmadan psikolojik ihtiyaçlara geçilme eğiliminde olunmayacaktır ama bu çok temel bir bilgidir. “Aç ayı oynamaz.” kadar.

Kaynaklar

Dergipark

Academia

4 cevap

  1. Teşekkür ederim Bilal Bey nazik yorumunuz için. Katkınız için teşekkürler. Söylediklerinize katılmakla birlikte birkaç şeyi eklemek isterim. Maslow zamanında evrimsel psikoloji ve sinirbilim bu noktada değildi. Bu eleştiri adil olarak değerlendirilmeyebilir bile.

    Bunun yanında asla harcayamayacağı bir paranın asla harcayanayacağı bir bölümünü Afrika’da su sorununu çözmek isteyen Bill Gates’in aşkınlık aşamasında olup ülkesi ya da inancı uğruna ölmeyi göze alan bir kamikaze pilotunun ya da radikalin aşkınlık aşamasında olmadığını düşünmek bana çok doğru gelmiyor. İnsan deyince Maslow’un aklına bir daire yerine bir piramit gelmesi fikri çok doğru gelmiyor.

  2. Yani bütün kültürleri göz önünde bulundurarak bir çıkarım yapamazsın ki. Muhakkak ki belli bir sosyo ekonomik düzleme ve onun ortaya çıkardığı insan modeline oturtman gerekir savlarını. İlerleyebilmek adına. Dolayısıyla eleştiri haklı bir eleştiri ancak Maslow’a da hak vermek lazım 🙂

    1. Sadece toplumlar değil, kişiler için de bu aşamalar çoğu zaman doğru değil gibi geliyor bana.

    2. Öncelikle eleştirinizi değerli bulduğumu ifade etmek istiyorum. Bu mecradan yeni haberdar oldum. Böyle bir mecraya hayat verdiğiniz için sizi ayrıca tebrik etmek istiyorum.

      Bunların dışında yazınız genel kanaate göre konuların ele alınışına uygun. Genelde dünya ve özelde Türkiye fikir dünyasında düşünür ve düşünceler zaman ve zeminlerinden kopartılıp ele alınıyor. Fakat ben her düşünür ve düşüncenin kendi zaman ve zemininde hayat ve anlam bulduğunu düşünüyorum. Bu açıdan doğup büyüdüğümüz dünyanın içinden Maslow ya da Doğu veya Batı’dan herhangi bir düşünürün fikirlerini eleştiriyoruz.

      Yanlış anlaşılmasın. Eleştirinizi beğenmediğim için değil söylediklerim. Tabii ki eleştiri hakkımız her zaman bulunmaktadır. Fakat bir düşünürü anlamak -acizane kanaatimce- kendi içinde bir çok problem ve sancı barındıran bir süreçtir.

      Yazılarınızı severek okuduğumu eklemek istiyorum.

Bir Cevap Yazın

Diğer 1.068 aboneye katılın
%d blogcu bunu beğendi: