Baştan uyarayım, bu yazı kişisel bir yazı olacak, herhangi bir konuda gündelik ya da akademik bilgi içermeyecek. Başlık gündemle ilgili değil, biraz sitenin gidişatı ve burada ne yaptığımızla ilgili olacak. Gereksiz yere vaktinizi almak istemem.
Yazmayı eskiden beri sevdim. Üniversiteden beri düzenli olarak düşüncelerimi ve öğrendiklerimi daha iyi sindirebilmek adına yazıyorum. Sadece siteyi yani sirazduvari.com’u kastetmiyorum. Harici edebi ve felsefi metinler de yazmaya çalışıyorum. Bu yazma işi bir şekilde benle birlikte dönüşerek devam ediyor. Zaman insanı dönüştürüyor ve bu dönüşüm elbette yazılara da yansıyor. 2016 yılında bir dönem ara verdikten sonra yeni dönemde neler yapmayı düşündüğümü yazmıştım bir zamanlar içerik girdiğim kişisel blogumda. Dört beş yıl aklımdaki plana göre yazılar yazmaya başladım ve sanırım şimdi yeni bir eşikteyim. 2013’te başka bir şehirde yaşamaya başlamıştım. Şimdi 2021’de yine bir şehir değişikliği.
2016’dan bu yana yazdıklarıma bakınca şunu tespit etme imkanım oldu. Genel yazılardan özel yazılara doğru kaymışım ve bu özelleşme beraberinde bir derinleşmeyi de getirmiş. Daha geniş olan ilgi alanım sosyal bilimlere ve onun özelinde felsefe ve sinemaya kaydı. İlk başta “büyük fikirlerin” izini takip eden yazılar yerini belki daha özgün, daha sentezlenmiş yazılara bıraktı. Herhalde biraz iyi oldu bu. Anlamak, ezberlemekten iyidir.
Metinlerde ve görsellerde arındırma
“Büyük fikirlerin” temsilcilerini anlatırken ilk başta sorun etmediği fakat sonradan kafamı karıştıran bir mesele ortaya çıktı. Telif hakları meselesi. İktibas yaptığım kitapların yazarları öleli çok olmuşsa bile sanırım çeviriden kaynaklı bazı haklar nedeniyle izin almam gerekirdi. Açıkçası her yayın evine mesaj atmadım. Bahsettiğim kitapların satış linkini de verdim. Yayıncılara zararı olacak bir eyleme elbette girmedim ama izin almak doğru olurdu. Bu kadar çok yayınevine ulaşmak zahmetli olacağı için bir arındırma işine giriştim. İki yüze yakın yazıyı sildim. Çok da katkım olan yazılar değillerdi sonuçta. İktibas işini biraz abarttığım yazılardı. Bu yazılar her ne kadar bilimsel olsa da, bilimsel konularla ilgili konularda hoşgörü olsa da herhangi bir can sıkıcı durumla karşı karşıya kalmak istemedim. Arındırma işlemi büyük ölçüde bitti ama birkaç küçük iş kaldı, yorulup ara verdim.
Metinlerle ilgili durum görseller için de geçerliydi. Görselleri ücretsiz, lisans durumu her türlü kullanım için uygun görseller arasından seçmeye çalıştıysam da bazen çok güzel bir görseli siteyi eklemekten çekinmedim. Bu türden telif durumu belli olmayan görselleri de son birkaç haftadır kaldırdım ve sitedeki görseller artık Pixabay gibi her türlü kullanıma izin verilmiş görsellerin olduğu hizmetlerden. Görsellerle ilgili tek pişmanlığım çizim yeteneğimin olmamasıdır. Biraz çizim yeteneğim olsaydı, yazılarda kullandığım görselleri kendim çizmekten çok keyif alırdım sanıyorum.
Aslında yurt dışından hizmet alıp, izimi kaybettirip bu yorucu arındırma sürecine girmemek de bir çözümdü fakat belki de bir “iş” ayakta kalmak için yan yollara başvurmak zorunda kalıyorsa yeterince iyi bir iş değildir. Bu anlayışla hiç yan yollara sapmadan devam edebilmekte bir tür erdem görüyorum.
Siteye giren çıkan var mı?
Biraz bu web işlerinden anlayanların doğrulayabileceği gibi sitenin artık ortalama üstü bir trafiğinin olduğunu söyleyebilirim. Pandemi süreci elbette içeriği büyük oranda akademik konular olan siteye zarar verdi. Arındırma süreci de buna tuz biber ekecektir ama günlük 3-4k sanırım bu dönem için fena değil. Fakat bir sorun var. Benim çok inanarak ve eğlenerek yazdığım konular çok ilgi çekmiyor ya da çok okunmuyor. Girişler az. Asıl trafik kaynağı lise ve üniversite öğrencilerinin ihtiyaç duyduğu tarih, sosyoloji ve psikoloji başta olmak üzere alanın temel konuları. Bu bir parça rahatsız edici fakat nedenini anlıyor ve hak veriyorsunuz. Benim hoşuma giden konular zaten Youtube gibi platformlarda alan uzmanlarınca, eğlenceli bir üslupla ele alınıyor. Bu konuda şikayet etmek yersiz olur.
Sitede reklamlar var? Reklam koymaya değiyor mu?
Aslında beni arındırma sürecine iten şey biraz da bu reklamlar oldu. Ticari faaliyet dendiğinde bir işle ilgili algı çok değişiyor ve web sitesi reklamlarının büyük bir kazanç kapısı olduğu düşünülüyor sanırım. İçinizi rahatlatayım, öyle bir şey pek yok. Belki zirve için böyle bir şey söz konusu. Sitedeki reklamlar trafiğin yoğun olduğu zamanlarda üçüncü nesil kahvecilerden günlük kahvenizi alabileceğiniz kadar. Belki bazen arkadaşınıza da ısmarlayacağınız kadar. Bu arada hiç para almadım. Yakında kaldırırım zaten.
Mali Konular ve 2021 sonrasında ne olacak?
Sitede bir gelir modeli yok ve tamamen içsel motivasyonlarla devam eden bir oluşum burası. Dört beş yıldır da güzel gidiyor. Bu kadar süre olunca en başında benim gibi yazan ve daha sonra bu yazılardan hoşlanan arkadaşlarla zaman zaman sitenin gidişatı üstüne konuştuk. Bir arkadaş, site için on bin lira kaynak ayırdığını söyleyince bu kaynağı bazı işler için kullandık. Bazı güzel alanlarda yazan kişilerle irtibata geçtik ve bazı altyapı iyileştirmeleri için bu parayı kullandık.
Aldığımız etki hoşumuza gidince bazı arkadaşların da dikkatini çekti ve bu işi biraz büyütüp büyütemeyeceğimizi değerlendirdik. Otuz binlik bir kaynak ayırmayı kararlaştırdık. Bu rakamı ayırmadan önce bunun geri dönüşü olup olmayacağını anlamak için siteye tecrübe edinmek amaçlı reklamları koydum fakat bu reklamlarla ayrılan kaynağın geri dönmesi çok zordu. Kimsenin aklında soru işareti kalsın istemedim. Bu yüzden bu fikir şimdilik askıda. Belki pandemi sonrası, belki şartlar olgunlaşınca bu söz konusu adım ve daha da büyük adımlar atılabilir. İyi haber veremediğim için üzgünüm.
2021 sonrası planlar
Peki 2021 ve sonrasında süreç nasıl devam edecek? Süreç aynı kaldığı yerden devam edecek ama belki biraz daha yavaş. 2021’e buruk girdik. Reform ihtiyaçlardan gelir. Reform yapmadan, dönüşerek devam edeceğiz. Yürüyeceğiz sadece.
Pandemi sürecinin yarattığı bunalma hali herhalde üretkenliği de azalttı genel olarak. Aynı durum hemen her sektör için geçerli. Biraz enerjimizi kaybettik. Bunun yanında artık biraz daha genel konulara yer vermeyece çalışacağız çünkü işi daha iyi hale getirmek için biraz dikkat çekmek gerekiyor. Bunu bana en başından beri söylerlerdi fakat içime sinmiyordu. Kafamda hem genel konularda hem de kaliteyi kaybetmeden ne türde içerikler üretilebileceğiyle ilgili bir fikir var. Önümüzdeki bir yıl bu fikri test etmekle geçecek sanırım. Bakalım ne olacak? Bunun yanında toplumsal bilimler ve felsefe elbette sitede kendine hep yer bulacak. Söylemeye bile gerek yok.
2021’de sanırım artık hayatımın kalanını yaşayacağım şehirdeyim. Son durak bir nevi. Belki biraz erken oldu bu son durak için. Hayat ne getirir bilinmez yine de. 2021’de bu ruh dinginliği ile kafamızı karıştıran ve bizi şaşırtan konularda yazmaya devam. Bir amaç olmadan fakat olabilecek şeylerden de kaçmadan. Yürümeye devam. Yazıyı okuyan, göre duyan veya 2021 sonrasını merak eden varsa, durum budur. Beş yıl sonra bir durum yazısı daha bırakmak dileğiyle. Pandemi hatırası olsun bu yazı.
Bir Cevap Yazın