Postmodernizm; tanımı yapılmaya çalışıldığında anlaşılması zorlaşan kelimelerden sonuncusu. Modernizm sonrası ve bu çağın yeni anlayışı, en azından bazıları için. Postmodernizm nedir? Bu soruyu bir kenara bırakıp postmodernistlerin ne dediğine bakarsak herhalde konuyu anlamak kolaylaşır. Modernizmde ne vardı ve bu modernizm nasıl bir sorun ortaya çıkardı ki postmodernizm ortaya çıktı?
Postmodernizm toplumda biraz daha ötelenmiş olanlar tarafından sahip çıkılan bir anlayış denilebilir. Tartışma konusu ise hakikat. Bir hakikat var mıdır? Batı rasyonalitesi bu hakikati elinde tuttuğunu iddia etmektedir fakat bu doğru mudur? Bilim, sanat, kültür esasında bir hakikatin temsili değil sadece hakim anlayışın bir yansıması mıdır?
Postmodernizmin neye karşı çıktığını anlamak
Feministler, eşcinseller ve azınlıklar tarafından da dile getirilen postmodernizm şunun farkındadır: Devleti yönetenler her zaman kendi çıkarlarını bilim gibi göstermeyi bilmişlerdir. Eskiden Batı’da eşcinsellik bir hastalık olarak kabul ediliyordu ve tedavi edilmesi gerekiyordu. Psikolojik bir sorundu. Yine eski bilimsel bir kabule göre kadınların zihni geliştiğinde rahimleri büzüşmekteydi. Öyleyse kız çocuklarının eğitilmesi doğurganlık açısından sorundu ve yapılmaması gereken bir işti. Yine Batılılar diğer ulusları sömürgeleştirirken bunu bilimsel ilerlemeci bir anlayışa sığınarak yaptılar. Beyaz adama, zavallı beyaz adama diğer uluslara medeniyet götürmek gibi bir ödev yüklemişti tarih.
Yukarıdaki örnekler ve fazlası bilim diye insanlara yıllarca amiyane tabirle yedirildi. Bu kadar da değil. Nazizm, sömürgecilik, Stalinist terör zamanında bilimsel dayanaklarla, ilerlemeci bilimciler tarafından savunuldu. Hiçbir ideoloji yoktur ki kendine bilimsel dayanak bulmamış olsun. Bugün de şirketlerin bilimsel süreçlere etkisi, medyanın ve sermayenin etkisiyle pompalanan, kapitalizmin bilimsel olarak insan uygarlığı için daha iyi olduğu fikri vs de aslında bugünün hakikatleri, daha doğrusu masalları olamaz mı?
“Ne Avrupa sömürgeciliği, ne Nazi ırkçılığı ne de Stalinist terör, bilimsel rasyonalite ve ilerleme teorileri çerçevesinde meşrulaştırılmaktan geri kaldı.”
Bugün öyleyse bu şu eski defterleri yeniden açalım ve kendi anlayışımızla bu meseleleri yeniden ele alalım demek postmodernizmdir denilebilir. Eskiden sorunları çözmek için üretilmiş pratik bir çözüm bu sorunun tek çözümü demek değildir, bugün bu sorun daha farklı ve akıllıca çözülemez mi? Bu soru elbette haklıdır fakat anlaşmazlık hakikatin tartışmaya açılmasıyla ortaya çıkıyor gibi görünmektedir.
Hakikat tartışmalı olabilir mi?
Bilim zaman zaman egemenlerce ya da bilimcilerin dünyaya bakış açıları nedeniyle çarpıtılmış olabilir. Bu bilinçli bile olmadan yapılmış olabilir ve bunu yapanlar söylediklerini bilim zırhına sararak eleştiriden uzak tutmuş olabilirler. Fakat bilimin sonradan düzeltebileceği bu kusurları düzelten mekanizması olan yanlışlanabilirlik bu hataları telafi edemez mi? Şimdiye kadar postmodernistlerin “kör” dediği bir zıpkınla tuttuğumuz balıkları, ismi olup cismi olmayan yeni iyi bir zıpkın geldi diye denize geri mi atmalıyız? Üstelik bilim kötü amaçlar için kullandıldı diye, başka türlü düşünmek adına rasyonalite yerine ne koyabiliriz? Siyahi bilimi, feminist bilim, Yahudi bilimi gibi yeni bilim alanları oluşturmak herhalde bir yere varmayacaktır. Nükleer enerji, astrofizik, coğrafya bu ayrımlara kayıtsız olsa gerektir.
Postmodernizm bilimsel hakikati de kabul etmez. Bunlar geçici bulgulardır ve daha iyisi gelince yerini ona bıracaktır. Gandhi’nin eleştirisiyle batı rasyonalitesi iyi bir fikir olabilir. İyi fikirlerden sadece biridir postmodernistlere göre. Yer çekimi, pi sayısı vs yalan mı? Hayır değil fakat bunlara yönelik açıklamalar şimdilik geçerlidir. Yer çekiminin olmadığını kabul edip kendimi yüksek bir binadan bırakamam fakat yer çekimiyle ilgili geçici açıklama onu hakikat yapmaz diyebiliriz.
Postmodernizmi tehlikeli olabilir mi?
Postmodernizm başlangıçta haklı savlardan yola çıksa da hakikati bireyselleştirmek ve onu bir anlamda yok etmek esasında bir anlamda “yanlış” olanın da doğrulardan bir doğru olduğu kabulüne yol açabilir. Tamam artık bir eserin sanat olması için Mona Lisa olmasına gerek yok, duvara bantlanmış muz da artık bir sanat eseri. Bir kitabın ya da bir filmin başarılı sayılmak için otoritelerin onayına ihtiyacı yok, onu seven beğenen birilerinin olması yeterli. Bilim ise şimdilik doğru. Hakikat kişilere göre değişir. Ortada bir anlam enflasyonu vardır artık.
Değerlerin böyle altı oyulduğunda, bir otorite bir kabul gerekmediğinde neyin hakikat olduğu gibi neyin yanlış olduğu da tartışmaya açılabilir. Hakikat arayışının da sonu olarak değerlendirilebilir geniş bir yorumla. Postmodernizm bilimde sanatta kültürde ve siyasette nelere yol açacak, gidişatı nasıl değiştirecektir? Bu da başka bir tartışmadır tabii.
Postmodernizm ile ilgili yukarıdaki örnekler ve tartışmalar şimdiye kadar izlediğim, dinlediğim okuduğum şeylerden fakat ağırlıklı olarak Bilim ve Postmodernizm Tartışmaları kitaplarındandır.
Bir Cevap Yazın