Sovyetler Birliği’nin dağılması çok boyutlu bir olay olsa da bu dağılmanın bazı önemli nedenlerini ortaya koymak mümkün. “Onlar bize para ödermiş gibi yapıyor biz de çalışıyormuş gibi yapıyoruz.” Bu alaycı Sovyet deyişi Sovyetler Birliği’nin dağılmasının nedenlerinden en önemli olan ekonomik neden hakkında ipucu veriyor.
Sovyetler Birliği’nin dağılması, 25 Aralık 1991 tarihinde Sovyetler Birliği Devlet Başkanı Mihail Gorbaçov’un istifa etmesinin ardından Sovyetler Birliği’ni teşkil eden cumhuriyetlerin bağımsızlığını kazanmalarıyla Sovyetler Birliği dağılmıştır.
Sovyetler Birliği Neden Dağıldı?
Emek ve yetenek ödüllendirmeyince çalışmaya ilgili duymayan bir toplum ortaya çıktı.
Marifet iltifata tabiidir. Eğer çaba ve yetenek ödüllendirilmiyorsa, vasat ve çalışkan olana aynı gözle bakılıyorsa çaba sahipleri yılacaktır. İnsanlar kendilerini enayi hissetmemek için çabalarından vazgeçecektir. Sadece topluma yararlı olmak için çaba harcama düşüncesi insanların çoğunluğuna hitap etmeyebilir.
Toplum ile devlet arasında hiç aracı kurum kalmamış, halk devlete yabancılaşmıştı.
Bolşeviklerin 1917’de iktidarı ele geçirdiğinde sistematik olarak parti dışında her şeyi yok etmeye başladı. Sivil toplum örgütleri, kilise ve muhalif her duruş yok edilmeye başlandı. Tek kurum partiydi.
Devlet kendini toplumun her noktasına sokmaya çalıştı. Bu da halkın önceki değerleriyle çatışma zorunluluğunu doğurdu.
Mikhail Heller’in sözleriyle; “Toplumun temel örgüsünü oluşturan insan ilişkileri, yani aile, din, tarih, dil rejimin hedef tahtası haline geldi.” Parti aileden de dostluktan da önce geliyordu.
Asıl büyük neden ekonomik nedendi. Sovyetler Birliği açık olarak ekonomik anlamda geri kalmıştı ve geri kalan devlet silahlanma yarışı için gerekli ekonomik kaynağı sağlayamamıştı.
Sovyetler Birliği halkın en büyük beklentisi olan refahı getirememişti. Halk kot pantolon istiyordu. Halk baskıyla susturulsa bile rakiple silahlanma yarışı için gerekli maddi kaynak da bu sistem ile üretilemiyordu.
Meşrutiyet krizi. Halkın devleti ne kadar benimsediği bir devletin dayanıklılığı ile doğrudan ilgilidir.
Devlete küskün bir halk vardı. Devletler daha zor durumlara düştüğünde bile çıkabilmiştir fakat sistemin benimsenmemesi onun zaaflarının hoş karşılanmasına imkan vermiyordu. Sovyet yöneticilerinin canice uygulamalarını halk görmüştü. Sorun rejimin benimsenmemiş olmasıydı.
Sınıfsız toplum oluşmamış yeni ayrıcalıklı bir sınıf oluşmuştu.
Bal tutan parmağını yalar anlayışı Sovyet yöneticilerine de mantıklı gelmişti. Eşitlik uğruna çıkılan yol partinin kaymak tabakası olması sürecine dönüştü. Parti, eski rejimden geri kalmıyordu kendine rant sağlama konusunda.
Merkezi plan ekonomisi uygulanabilir değildi.
Bazı şeyleri kontrol altında tutmak çok zordur. Ekonomi ve hukuk böyledir. Kurallarla ve kısıtlamalarla ekonomiyi kontrol altına alma çabaları sonuç vermemişti. Serbest piyasa ekonomisi tüm günahlarına rağmen işliyordu fakat merkezi planlama, yani ürünlerin fiyatının devletce belirlenmesi büyük bir sorundu. Hantal ve ihtiyacı cevaplamaktan uzak bu sistem tutmayacaktı.
Liyakate değil sadakate önem veriliyordu.
Liyakat partiye sadakat kadar önemli değildi. Örneğin Stalin ünlü uçak tasarımcısı Tupolev’i bir seferinde Gulag’a göndermişti. Tupolev en iyi uçaklarından birini burada çizmiştir.
Tüm bu nedenler Sovyetler Birliği’nin dağılışı ile doğrudan ilgilidir. Bu konudaki tartışmalar çok kapsamlıdır. Sovyetler Birliği’nin dağılışı ile ilgili temel nedenler; halkın rejimi benimsememesi, sosyalist ütopyanın beklenen eşitliği ve zenginliği sağlamaması ve ABD’nin daha iyi bir iş ve alternatif olmasıdır.
Günümüzde Çin sosyalist bir rejim olsa da kalkınması serbest piyasa ekonomisi ilkelerine göre işleyen ekonomisi sayesindedir. Sovyet sisteminin zayıf karnı ekonomiydi. Çin’in insan hakları ve demokrasi gibi konulardaki durumu çok tartışmalıdır.
Bir Cevap Yazın