Tarihin sonu tezi, Tarihin Sonu Ve Son İnsan kitabında Francis Fukuyama’nın liberal demokrasinin artık insanlık tarihinin geldiği son halka olduğunu temel alan tezdir. Hegel ve Hegel uzmanı Kojeve kaynaklı tarihin sonu tezini düşüncelerini temellendirerek neden liberal demokrasinin insanlık tarihinde son durak olduğunu örneklerle açıklıyor yazar.
Liberal demokrasinin muhtemelen “insanlığın ideolojik evriminin son noktasını” ve “nihai insani hükümet biçimini” temsil ettiğini öne sürmüştüm. Buna göre liberal demokrasi “tarihin sonu”ydu. Önceki hükümet biçimleri, sonunda kendi çöküşlerine yol açan büyük eksikliklere ve akıldışı özelliklere sahipken, liberal demokrasi çarpıcı bir şekilde bu tür temel iç çelişkilerden uzaktır.
Evet liberal demokrasi tarih merdivenini sadece şimdiki basamağı değil aynı zamanda son basamağıdır. Artık yeni bir Bu düşünceyi Hegel’in efendi ve köle diyalektiğine dayandırıyor yazar. Kant bir dünya tarihinin yazılıp yazılamayacağını merak ediyordu. Kant’ın takipçilerinden Hegel bunun yapılabileceğini düşündü.
Tarihte ilkel kabile toplumu, teokrasi, monarşi, feodal aristokrasi ve komünizm gibi dönemler olsa da bunlar rastgele değildi. Hepsinin yok oluşunun ve yerini liberal demokrasiye bırakmasının (veya bırakmakta olmasının) bir nedeni vardı. Geçmişte ve günümüzde tüm toplumsal devinimlerin nedeni aynıydı. Tarihi hareket ettiren olguyu anlamak için efendi köle diyalektiğini anlamak gerekirdi.
Efendi köle diyalektiğinin toplumsal yansıması
Toplumda iki grup karşı karşıya geldiğinde, hayatını kaybetmek pahasına kendi iradesini dayatmak isteyen efendiler ve canını kaybetme riskini almayıp durumu kabullenen köleler vardı. Toplumlar ve devletler böyle ortaya çıkmıştı. Fakat bu çelişkili bir durumdu. Köle zamanla ölüm korkusuna alışması gibi sebeplerle efendinin kendisine saygı duymasını isteyecekti. Efendinin paradoksu ise bir hiç olarak gördüğü köle için can vermeyi göze almasıydı. Değersiz bir şey için canını ortaya koymak bir çelişkiydi.
Yazarın Hegel ve Kojeve’den anladığına (benim de yazardan anladığıma) göre bu çelişki toplumları bir ilerlemeye itiyordu. Giderek köleye duyulan saygı artacak ve efendi hırslarını dizginleyecekti. Kabul görme ihtiyacı efendi için de köle için de giderek daha belirgin hale gelecekti. Bu Hegel ve Marx’a göre sonsuza dek sürmeyecekti. Efendi ve köle arasındaki denge bulunduğunda artık tarihin sonu gelecekti. Hegel bu dengenin liberal demokrasi ile Marx ise işçi sınıfı hakimiyeti ile sağlanacağına inanıyordu.
(Marx ile Hegel’in diyalektiğe ve efendi köle ahlakına bakışları hakkında bu yazıyı okuyabilirsiniz.)
Yazara göre liberal demokrasi bu dengenin sağlanmasıydı. Devlet halkına saygı duymak zorundadır ve köle kendini yöneterek aynı zamanda efendi olmuştur. Bu yüzden tarihin sonu gelmiştir. Modern devletler sırf şan için savaş çıkaran prensler gibi halklarını cepheye süremezlerdi çünkü kamuoyu bunu kabullenmezdi.
(Efendi köle diyalektiği hakkında daha fazla bilgi için bu yazıya bakabilirsiniz.)
Neden bütün devletler er geç liberal demokrasi aşamasına geçecektir?
Örneğin dünyada dikdatörlükler yok olmakta, tüm devletlerde göstermelik de olsa bir seçim yapılmaktadır. Yöneticiler meşrutiyetlerini bir yere dayandırmak zorundadır. Dünya liberal devletleri örnek almaktadır. Bir devlette eğer yönetim meşru değilse darbelere dayanamaz ve tüm sistem çöker fakat yönetim meşru ise devlet başkanının ve hükümetin istifası ile sorunlar çözülür. Örneğin SSCB’nin çökmesinde etkili olan ekonomik kriz herhangi bir liberal devlette meydana gelen krizden ciddi değildi fakat meşrutiyetin olmaması işi facia noktasına getirmişti.
Her türlü, sağ ve sol otoriter diktatörlük çökmektedir. Bazı devletlerde çöküşten sonra gelişen ve istikrarlı demokrasiler oluşmuş, bazılarında ise çöküşü bir istikrarsızlık dönemi ya da bir başka diktatörlük biçimi izlemiştir. Sonunda başarılı demokrasilerin kurulup kurulmayacağından bağımsız olarak, her türlü otoriter rejimin pratikte dünyanın her yanında derin bir kriz içine girdiği söylenebilir. 20. yüzyılın başında en önemli politik yenilik Nazi Almanyası ve Sovyetler Birliği gibi totaliter devletlerin ortaya çıkmasıydı. Son yıllar ise çok güçlü görünen devletlerin bile özünde muazzam zayıflıklara sahip olduğunu gösterdi.
Bunun yanında tüm devletler liberal demokrasiye geçmek zorundadır çünkü ülkeler savunma ve teknik alanda geri kalmamak zorundadır. Savunma ve teknik alanda çalışacak yetenekli bireyler ise eğitimli olmak zorundadır. Hem en gelişmiş savaş teknolojileri için hem de buna ayrılması gereken devasa bütçeyi sağlayabilmek için. Bu eğitimli insanların kendilerine olan özsaygıları yüksek olduğu için liberal demokrasiyi istemektedirler.
Franko’nun Ekonomik Gelişme Planlama Komiseri Laureano Lopez Rodo’nun, kişi başına gelir 2000 dolara çıktığında İspanya’nın demokrasi için olgunlaşmış olacağını ileri sürdüğü söylenir. Bu büyük bir öngörüydü: Franko’nun ölümünden hemen önce kişi başına yıllık gelir 2446 dolardı. Ekonomik gelişme ile liberal demokrasi arasında benzer bir gelişme Asya’da da görülebilir. Modernleşen ilk Uzak Doğu ülkesi olan Japonya, aynı zamanda liberal bir demokrasinin oluştuğu ilk ülke olmuştur.
Örneğin Hegel’e göre, Roma İmparatorluğu bütün insanlara yasa önünde eşitlik sağlamış olmasına rağmen, onların haklarını ve insanlık onurunu tanımadığı için çökmüştür. Kendisine saygısı olan insanların efendiye baş kaldırmaları normaldir. Bunun nedeni eski Yunanca’dan bir kelime olan “thymos” dur ve thymos tarihin sonu tezindeki en önemli kavramlardan biridir.
(Thymos ve konu hakkında ayrıntılı bilgi için bu yazıya bakabilirsiniz.)
Neden Son İnsan
Tarihin Sonu ve Son İnsan beş yüz sayfadan fazla içeriğe sahip burada kitabın temel olarak savunduğu düşünceye yer verdim. Kitabın isminde yer alan son insan düşüncesinin ise kaynağı şudur; liberal demokrasi ile birlikte dünyaya köle ahlakı egemen olacak. Nietzsche’nin olumsuzladığı bir durumdur bu çünkü köle ahlakı reddedilmesi gereken bir şeydir. İnsandaki en büyük duygular haksızlıkla mücadele ederken ortaya çıkar. Hiç haksızlık kalmadığında daha doğrusu mücadele edecek bir şey kalmadığında insan bencilleşir. Sadece kendi çıkarlarını düşünen bu insan her şeye karşı kayıtsız kalarak hayvanlaşmaya başlar. Böyle bir toplumdan büyük adamlar ve büyük fikirler çıkmaz.
Nietzsche’nin köle ahlakı üzerine düşünceleri hakkında bilgi için bu yazıya bakabilirsiniz.)
Tarihin Sonu ve Son İnsan kitabının genel bir özetini verebilmişimdir umarım. Kitabı buradan satın alabilirsiniz. Daha önce düşünmediğiniz şeyleri düşünmenizi sağlayabilecek ender kitaplardan. Tarihin Sonu tezine karşılık başka kitaplar yazılmıştır. Bunlardan en bilinenlerden biri ünlü Medeniyetler Çatışması kitabıdır.
Bir Cevap Yazın