The Platform : Don Kişot Olmak

The Platform (2019) 333 katlı bir tür hapishanede bir grup insanın hikayesini anlatan, her yöne çekilebilecek seyir zevki yüksek bir film. The Platform filminin her yöne çekilebilecek yapısı film hakkında geniş bir okuma yapmaya da olanak veriyor. Bana kalırsa Platformun ne olduğunu anlamlandırmak için Don Kişot ve İsa göndermelerine yakından bakmak gerekiyor.

Filmin bir kapitalizm eleştirisi olduğu değerlendirmeleri çok doğru olmayabilir. Yönetmen filmin bir toplum özeleştirisi olduğunu söylüyor röportajında ama benim çıkardığım anlam yine bu değil. Hem sadece verili kodları işlemekten ibaret olan bu yapı eleştiri geçirmezdir. Neyseki yapımların onları üretenlerden bağımsız olarak değerlendirilebiliyor.

Şu 333 kat ve her katta 2 kişiden 666 sayısına ulaşılması şeytan bağlantısına yoruluyor ama her katta iki kişinin olmadığını biliyoruz. Daha konuşulmaya değer olan baş karakterin İsa’yı temsil etmesi. Karakterler onla konuşurken mesih kelimesini geçiriyorlar konuşmalarında ve elindeki Don Kişot kitabı onun mesih olduğunu düşünmemiz için iyi bir neden.Bir sahnede de Baharat baş karakteri uyandırırken rüyasında ona “Ramses” olarak çağrıldığını duyar. 2. Ramses. Ramses de ışığın seçtiği kişidir.

Don Kişot Kara İncil’dir

Kimi yorumculara göre Don Kişot bir kara İncildir çünkü asla uygulanamayacak olan Hristiyanlığın bir eleştirisidir. Don Kişot olmadık hayaller peşinde koşmaktadır tıpkı İncil’in insan doğasını anlayamayan kuralları gibi. “Zenginin cennete gitmesi devenin iğne deliğinden geçmesinden zordur.” , “Biri sana bir tokat atarsa diğer yanağını çevir.” , “Sana taş atana ekmek at.” , “Dünya nimetlerinden yüz çevir.” Bu öğretilerin insan hayatında yeri yoktur ve İncil’in öğretileri Don Kişotluktan başka bir şey değildir.

Panna Cotta neden mesaj olamaz?

Filmde panna cotta isimli tatlının mesaj olmasını istemektedir mesih ama kimsenin tatlıdan vazgeçmeye niyeti yoktur. Tatlı için dövüşürler, birbirlerini öldürürler. Tatlı burada dünya nimetleri olarak okunabilir. İncil’in tavsiyesinin aksine herkes maddiyat peşindedir. Dünya nimetlerinden yüz çevirerek bir mesaj vermek isterler ama bu mümkün değildir. Ne platformda ne gerçek hayatta.

Platform dünyanın kendisidir.

Platform bir hapishane ya da deney alanı mıdır? Bunların filmin gidişatı açısından cevabı evet olabilir ama platform aynı zamanda dünyadır. Bir şekilde gelinmiştir oraya, neden orada olduğunun bir önemi yoktur ve kendi değerlerini ve zevklerini oluşturmaya başlamışsındır. Diploma almak için orada olduğunu düşünebilirsin ya da ceza almak için. Sevdiğin bir yemek de vardır. Kendi tercihlerinle örmüşsündür biraz da orayı.

Platform neden bir kapitalizm eleştirisi değildir?

Bu çağda her şeyin sebebini kapitalizme yüklemek çok normal çünkü alternatifini görmedik. Fakat burada kapitalizm alttaki kaplumbağadır peki onun altında ne vardır? Kapitalizm zenginlik ve fakirliği getirmedi. Önceden de vardı zenginlik ve fakirlik. Daha doğrusu eşitsizlik. Daha insan var olmadan önce bile eşitsizlik vardı. Birkaç asır geriye gidersek feodalite şartları çok daha kötüydü. Burada dikkat çekilen nokta farklıdır. 

Film bir kapitalizm eleştirisi olsa katların sabit olması daha iyi bir tercih olabilirdi. Burada kime ne çıkacağı belli olmayan, tahmin edilemez belki de tamamen rastgele bir sistem vardır ve kime ne çıkacağı belli değildir. Toplumsal sınıflar söz konusu değildir, insanlığın içinde bulunduğu acizlik söz konusudur. Baş karakterin öldürdüğü ve hayallerinde yaşayan kişi bunu anlatmak istemektedir. Şartlar yeterince zorlaşırsa canavarlaşma kaçınılmaz olabilir.

Mesaj yerine ulaşacak mı?

Son sahneler belirsizliği arttıran sahnelerdir. Platformun kurucusu orada bir kız çocuğu olduğunu bilmemekte mi yoksa umursamamakta mıdır? Bu yoruma göre değişir ama eğer Platform bir dünya benzetmesi ise elbette küçük kızın orada olduğu bilinmektedir ama umursanmamaktadır. Yerine ulaşacak bir mesaj belki de hiç yoktur. Bir mesaj iletilebileceğine eski bilgelerden duymuş olan mesih böyle bir hayale kapılır. Mesaj iletme gayesi Don Kişotluktur, yel değirmenleriyle savaşmaktır, boş iştir.

Filmin son sahnesi

Mesaj yerine ulaşacak gibi değildir ama umut? Bina ne kadar yüksek olursa olsun çıkışlar hep en alt katta değil midir? Filmin son sahnesi belirsizdir. 333. kata iner baş karakter kızla beraber. Orada bir belirsizlik vardır. Çıkışı bulmuş gibi geniştir en alttaki oda. Her taraf karanlık olduğu için anlayamayız ama belki de çıkışı bulmuştur? Öyleyse Hristiyanlık haklı mıdır? En tepelere çıkma arzusu bizi sadece hayvanlaştırır. Kurtuluş yukarıya gitmekte değil aşağı inmektedir. İsa mesihin dediği gibi. Çünkü en üst katlarda bile adi davranışlar vardır, kimsenin inmediği, inmek istemediği yerde ise kurtuluş vardır. Belki de mesih o yanlış yerde aranan kurtuluşa burada kavuşmuştur.

Filmle ilgili bu yorumlar elbette kişiseldir. Filmi biraz karamsar yorumladım. Yine de Don Kişot olmak gereklidir belki de.

In

Bir Cevap Yazın

Diğer 1.078 aboneye katılın