Bir kavram olarak transhümanizm bilimkurgu ve gelecekle o kadar iç içe geçmiş halde ki onu yaşamın içinde düşünmek zor. Cyberpunkvari bir evren kurmadan transhümanizmden bahsedilemezmiş gibi. Bu yüzden transhümanizm sadece bir kavram olarak aklımızda. Daha önce yazdığım Transhümanizm ve ötesi başlıklı yazı da aynı anlayışın bir uzantısı.
Transhümanizmi daha sonra düşündüğüm zamanlarda bu kavramı bu kadar ütopik olarak ele almanın onu kavramayı zorlaştırdığını ve konuyu bilimkurgunun zırvalarına yaklaştırdığını düşünmeye başladım. Anlaşılamayacak ve ulaşılamayacak bir kavram olan transhümanizmi günlük hayat içinde ele alarak bir önceki yazıdaki boşlukları kapatmayı umuyorum. Kavramdan yeryüzüne ifadesi ise Platoncu bir ifade olan ideaların “kavram” olarak kabulüne dayanıyor. Onu yeryüzüne indirmek ise doğada karşılıklarını bulmak.
Herhangi bir şeyi kategorize etmek onların bütününü anlamayı kolaylaştırırken aslında ne olduklarını anlamanın önünde bir engel olabilir. Transhümanizm, insanın artık teknolojiyle bütünleşerek insan üstü ya da doğanın sınırlarını zorlayan bir varlığa dönüşmesiyse biyonik göz kadar bir gözlük de transhümanizm ile ilgilidir. Günlük yaşamın basitliğinde doğanın sınırlılıklarını aştığımızı düşünmeden bu sınırları zorlarız.
Doğanın sınırlarını aşmamızı sağlayan her olay transhümanizimdir demeyeceğim fakat hem doğanın sınırlarını aşmamızı sağlayan hem de sahip olanla olmayanı hiyerarşik olarak ayırma potansiyeli olan üç eşyayı kısaca ele alalım.
Kıyafet, güneş gözlüğü ve diş implantı
Doğanın sınırlarını aşmamızı günlük hayatın basit birkaç teknolojisidir bunlar. Kıyafetler sayesinde yaşadığımız iklim aralığı genişlemiştir. Çeşitli nedenlerle yaşayacağımız sıkıntılar daha aza inmiştir. Üstelik kıyafetler zaman zaman günlük hayatta hiyerarşi belirleyen eklentilerdir. Hem doğanın sınırlarını zorlamamızı sağlayan hem de sosyal konuma etkisi olan kıyafetler transhümanizm kavramından bağımsız düşünülemez.
Özellikle güneş gözlükleri hem yazın zorluklarını aşmamızı sağlayan hem de insanlar arasındaki en büyük sosyal meselelerden biri olan göz göze gelmeye dair büyük bir fark yaratır. Gözlerinin içine bakanı taşa çeviren Medusa ve ancak sen bakmıyorken sana yaklaşabilen Doctor Who’nun ağlayan melekleri çok temel duygulara hitap ettiği için bu kadar dikkate alınır. Basit bir güneş gözlüğü içinde olunmak zorunda olan kalabalığa sizi umursamıyorum ya da görmediğimden emin olamazsın gibi biyopolitikayla ilişkilendirilebilecek bir sürecin parçası olabilir. Karşılaştığımız bir yakınımızı görünce sadece gözlüğü çıkarmak bile bir jest olarak algılanabilir…Neyse. Gözlükler,mitoslar ve sosyal ilişkiler belki başka bir yazının konusu olur.
Diş implantı ise kimi insanlar için tamamen bir sorun olan diş meselesine karşı transhümanizm ile ilgili bir cevaptır. Dişlerin öneminde ve sosyal etkilerini ele almaya gerek yok fakat diş implantları genetik olarak zayıf olanların bu konuyu aşmalarını ve genetik olarak şanslı olanlardan bile daha iyi bir noktaya gelmesini sağlar.
Değişim ve süreklilik
Yukarıdaki örneklerle söylemek istediğim kendimizi bir günde cyberpunkvari bir ortamda bulmayacağız. Büyük kavramlara küçük adımlarla ulaşılır ve değişim ve süreklilik bağı dikkate alınmadan hiçbir mesele tam olarak kavranamaz. Birgün metaverse ya da transhümanizm ile ilgili bir ders yapılacaksa ya da bu konular üzerine kafa yorulacaksa metaverse için online satrançtan hatta öncesi olan telefonlardan bahsetmek gerekecektir. Bugün internet dediğimiz kavram ile ilk başta ortaya çıkan internet arasındaki fark çok fazladır. Yine de ikisi de internettir.
Yarınlarda hayal güçlerinde olduğu gibi bir metaverse olacaksa onu anlamak için döneceğimiz yer online satranç oyunları olacaktır. Her kavram için geçerlidir bu ve etimoloji de aslında bu köklere mümkün olduğu kadar yaklaşmamızı sağlar. Kavramları yeryüzüne indirmek onların geçmişteki ve şimdiki hallerini anlamamızı sağlar. Kavramın kendisi ise henüz ulaşılmayan ya da ulaşılamayacak bir yerde olabilir. Köklere dönüş, ileriye doğru bakışımızı daha az hatalı yapacağı için önemlidir.
Bir Cevap Yazın