Yönetsel Kararların Mekanizması

Karar alma belli koşullar içinde en doğru olanı yapmaya çalıştığımız gündelik hayatın her anında yer alan bir süreç. Yönetsel karar ise günlük hayatta çok yeri olmayan etkisi tüm toplumu ilgilendirebilen karar süreçlerini içerir. Toplumun büyük çoğunluğunu ilgilendiren yönetsel kararlar deyince de aklımıza devlet yönetimi ve dolayısıyla bürokrasi gelir. Bir veya birkaç siyasi parti seçimi kazanır, parti lideri birlikte çalışacağı bakanları seçer ve yetkisini ilgili bakana devreder ve yönetme süreci başlar. İlgili bakanlığın yönetilmesinde bakan en yetkili kişidir artık fakat bakanlığı tek başına yönetmeyecektir. Etki etmesi ve birlikte çalışması gereken bir bürokrasi vardır. Bütün dünyada süreç aşağı yukarı böyledir.

Siyasetten gelen bakan ile bürokrasiden gelen memurların olaylara bakışı arasında bazı farklar ortaya çıkması muhtemeldir. Bürokrasi yönetmelik, mezuat, yasa, paydaşlar arası dengeler, işin yapılabilirliği gibi meseleleri öncelerken siyasetten gelen bakan partisinin hedeflerini, değişimi ve başarıyı önceler. Kendisini kanıtlamak başarılı olmak, gelecek dönemde de bakan seçilmek ya da daha üst bir hedefe yönelmek ister. Bürokrasiye göre daha heyecanlı ve daha istekli olması normal olmalıdır. Bunun yanında neyin yapılıp yapılamayacağı bilgisi ise herhalde liderlik becerileri açısından hayatidir. Enerjisini ve kaynaklarını olmayacak bir şeyi oldurmaya çalışan ya da olsa bile netice getirmeyecek bir işe harcayan siyasi olumsuz sonuçlarla karşılaşabilir.

Bir karar almak bürokrasideli alt ve üst düzey yöneticiler için de bakanlar ve devlet başkanı için de hayati bir konudur bu anlamda. Peki bürokrasideki ya da siyasetteki yönetici kararını neye göre alır? Elbette hedeflerine göre ama hedefin ne olduğunu bilmek önceliklerin bilinmesini sağlar. Neyin önemli ve öncelikli olduğu hiyerarşide en üstten aşağıya kadar iletilir. Bakan, bakanlığa, bakanlık illere, iller ilçelere, ilçeler kurumlardaki müdürlere iletir. Yönetsel karar alan kişi teşkilattaki diğer kişilerden farklı olarak neyin önemli ve öncelikli olduğu bilgisine sahiptir ve neyin öncelikli neyin gözardı edilebilir olduğunu bilen kişidir.

Yöneticinin kararsız kaldığında konuyu bir üst yöneticiye danışmasının bununla ilgili olması muhtemeldir. Şurası önemlidir ki personel önem ve önceliğin bilgisine çoğu zaman sahip değildir çünkü farklı departmanlardaki personel kendi yaptığı işin önemini ve önceliğini tayin edemez. Arı kovanı gibi işleyen bir yapı vardır ve herkes kendi işini yapmaktadır. Departman ya da kişi sadece kendi yaptığı işi bilir. Bir otomobil yapılırken arabanın kilitlerini yapan kişilerin sadece kilitlerle ilgilenmesi gibidir bu ya da cephedeki askerlerin aldıkları emirler gibi. Elbette tahminleri vardır fakat o işin yönetimin gözündeki önemini tam olarak kestiremez. İki departmanın projesinden ya da çalışmasında bir çakışma ya da aralarından tercih yapılması durumu varsa hangisinin feda edilebilir olduğunun bilgisi yöneticidedir.

Eylemi tetiklemek ve çelişkiler

Buraya kadar yönetimin bürokrasi aşamasının karar alma mekanizmasını anlatmaya çalıştım. Bürokratlar ister istemez kararlar alırken siyasilerin aklındakileri gerçekleştirmek için çaba harcayacaklardır ve neyin önemli ve öncelikli olduğu bilgisi liderden gelir. Siyasilerin neyden etkilendikleri ise başka bir meseledir. Danışmanları, parti, paydaş ve halk beklentileri elbette önemlidir fakat bu tür bahane kabul etmeyen ve önemli kararlar almayı gerektiren pozisyonlar ağır bir sorumluluğu beraberinde getirir ve bu yollar yalnız yürünmek zorundadır. Süreç siyasilerden bürokrasiye doğru giderken bir takım dirençlerle karşılaşabilir. Elbette liderlik talebi olan kişi bu süreçlerin farkındadır ve bunlarla mücadele etmesi gerektiğini bilir fakat bir şeyi bilmek onu yapabilmeyi sağlamaz.

Eylemi tetiklemek büyük bir iştir büyük ve dikkat çekici eylemler kaynak gerektirir. Gerekli kaynağı bulmak ayrı bir mücadele konusu olabilir. Olmazcılardan sıyrılmak gerekir ki bu da çok kolay değildir. Sopa kullanmak sorunları çözmek yerine büyütebilir. İşi yapacak kişi kalmayabilir, güven ya da motivasyon kayıpları ortaya çıkabilir. Gordion düğümünü kesmek için Büyük İskender olmak gerekir ama genelde bürokratlardan Büyük İskenderler çıkmaz. Büyük İskenderler liderlerdir yani siyasi parti liderleri. Mevcut siyasi parti liderinin yerine geçmek için doğru zamanı bekleyen parti için liderler de vardır elbette. Büyük İskenderler ise devleti yöneten lider için her zaman göz önünde bulundurulması gereken biridir. Kontrol altında tutulması mümkünse öğütülmesi gerekebilir.

Bazen ise liderlerin amaçları ile kurumların amaçları çelişebilir! Eylemi tetiklemekten bahsetmek için yazı fazla uzadı. Burada kalsın. Yazıyı yazarken bu konuda zannettiğimden daha karamsar olduğumu fark ettim. Ne zor işler! Ferhan Şensoy’un “Soyut Padişah” oyununda Padişah Sadaret mührünü Bekri Mustafa’ya veriyordu. Bekri Mustafa tüm sorunlardan bahsediyor ve bu işlerin çözülemeyeceğini söyleyip mührü geri verip kendi işine dönüyordu. Aklıma o geldi. Elbette durum bu kadar karamsar değildir ve işlerin yoluna girmesinde şahısların payı hiç de az değildir. Pozisyonlar ve rütbeler birer şablondur mesele iyi insan yetiştirmektir. Eylemi tetiklemek bu iyi niyetli ve liyakatli insanlarla mümkündür.

Bir Cevap Yazın

Diğer 1.068 aboneye katılın
%d blogcu bunu beğendi: