Sultanın Casusları

Sultanın Casusları, özellikle 16. yy da Osmanlı Devleti’nin ve çağdaşı olan diğer devletlerle istihbarat ağları ve bu konudaki devletlerin çalışmalarını konu alan Doç. Dr. Emrah Safa Gürkan’ ın kitabıdır.

Osmanlı Devleti’ nin en parlak döneminde casusluk ve istihbarat çalışmalarını en çok o dönemde karşı karşıya geldiği Habsburg İmparatorluğuna karşı yapmıştır. Tabi onlarda boş kalmamış bu konuya oldukça önem vermiş ve hatrı sayılır paralar harcamışlardır. Osmanlı Devleti Beşinci kol faliyeti denilen istihbarat faliyetlerini o dönemde Habsburgların yanı sıra çağdaşı olan Safeviler, Memlükler ve Avusturya’ ya karşı da yapmışlardır.

Osmanlı Diplomasisi ve Casusluk Faaliyetleri

Günümüzde ki konumları ve kurumsal altyapıları değişsede günümüzde olduğu gibi yine o dönemde de elçilerin en önemli görevlerinden biri istihbarat toplamak ve bu bilgileri kendi ülkerine bir şekilde göndermektir. Bu elçilerin görevlerinden biri bulundukları ülkelerde kriz çıkarma fırsatlarını da asla kaçırmamak olmuştur. Günümüzde de bu tip faaliyetleri görmekteyiz. Her devlet kendi ülkelerinde bulunan elçileri bir şekilde kontrol etmekte ve faaliyetlerini öğrenmeye çalışmaktadır.

Osmanlı Devleti’nin bu en güçlü zamanlarında da dahi kitaptan öğrendiğimiz üzere istihbaratı çokta kurumsal bir yapıya ulaştıramamıştır istihbarat çalışmalarını. Osmanlı Devletinin bu konuda kurumsal yapı oluşturmamasının nedenlerinden biri mali külfetin oldukça fazla olmasıdır. Diğer bir sebep ise Osmanlı Devleti’ nin çok 18. yy kadar kalıcı elçilik açmamasıdır. Bu Elçiliklerin olmaması kurumsal yapının oluşmamasının nedeni olarak ortaya çıkmaktadır. Elçiliklerin neden bu kadar geç açıldığı konusunda en geçerli bilgi buna çok ihtiyaç duyulmadığıdır. Özellikle Osmanlı Devleti’ nin güçlü dönemlerinde istihbaratın başkenti İstanbul olması kalıcı elçiliklerden elde edilecek faydanın bu yapıyı oluşturmadan da elde edildiği düşüncesi olabilir.

Osmanlı Devleti’ nde istihbarat faaliyetleri divan üyelerinin faaliyetleri ile bazen çok ileri seviyeyede ulaşmıştır. Buna verilecek en önemli devlet adamı ise Sokollu Mehmet Paşa’ dır. I. Süleyman, II. Selim ve  III. Murad dönemlerinde 14 yıl sadramzamlık yapan çok önemli bir devlet adamıdır.

Sokollu Sicilya, İspanya, İtalya ve Almanya’ya pek çok casus yollamış ve bu devletlerden pek çok önemli bilgileri ele geçirmiş ve kullanmıştır. Sokollu bu faaliyetleri sırasında ailesini dahi kullanmış ve kardeşleri vasıtası ile casusluk faaliyetlerini ileri bir adıma götürmüştür.

”Dil Almak ” İfadesinin Kullanım Alanları

Kitapta ilgimi çeken diğer bir konu ise ”Dil almak” ifadesinin kullanım yerleridir. Bu ifade haber alma anlamında kullanılması yanı sıra esir alma anlamında da kullanılmasıdır. Aralarında ki bağlantı ise çoğu zaman esirlerden bilgide alınmış ve bu ifade bağlantılı bir şekilde kullanılmıştır.

Osmanlı İstihbaratının Performansı

İstanbul hem bir istahbarat hem ticaret merkezi olması istihbari bilgilerin biraz daha hızlı ulaşmasını sağlasada Osmanlı’nın kullandığı casusların mahir olduğunu da söyleyebiliriz. O dönemde en önemli istahbarat merkezlerinden biri de Venediktir. Venedik’ in kurumsal bir posta teşkilatının olması bu konuda pek çok bilgiyi elde etmesini de sağlamıştır. Bu durumu pek çok ülkeye çeşitli çıkarlar sağlayarak pazarlamışlardır.

Osmanlının performansının kıyaslanacağı devletin Venedik olması burada ortaya çıkmaktadır. Kitapta bir haberin devletlere ulaşması 37 gün gibi bir ortalama iken yapılan çalışmalarda Osmanlı nın pek çok bilgiyi 37 günden daha erken ulaştığı ortaya çıkmaktadır. Avrupa da meydana gelen bir savaşın sonuçlarını veya bir kral değişikliğini Osmanlı Devletinin 3-4 hafta içerisinde aldığını görmekteyiz.

Sonuç olarak Osmanlı Devleti bu parlak devirlerinde istahbarat alanında kurumsal bir yapı oluşturmasada İstanbul’un avantajı, deneyimli devlet adamları, korsanları iyi kullanması ve bu konudaki başarılı devletleri kullanarak pek çok önemli bilgiyi elde etmiştir. Kitapta da yazdığı üzere bu bilgilerin Osmanlıya nasıl fayda sağladığı konusunda malasef veri eksikliği vardır. Bunun en önemli nedenlerinden biri Divan görüşmelerinde not tutulması. Devlet meselelerinin görüşüldüğü divanda istahbari bilgiler elbettte konuşulmuş ve devletin adımlarını etkilemiştir fakat bu konuda kaynak maalesef bulunmamaktadır. Tabiki dönemle ilgili mantıklı yapılan her okumada bu istihbari bilgilerin kullanıldığı ve devletin adımlarını etkilediği de açıktır.

Sonuç:

Yazıda genel olarak Sultanın Casusları kitabında ilgimi çeken bazı konuları ele aldım. Kitap bu konuda çalışma yapmak isteyenler için önemli bir kaynak. Kitapta pek çok birincil kaynaktan faydalanılması kitabın değerini de arttırmaktadır. Aslında kitapta ilginç konulardan biri de 10 casusun faliyetleri ve yaşamının konu alındığı bölümdür. Fakat yazıyı uzatmamak açısından bunun gibi pek çok ilginç olaylara değinmedim. Kitap tarih severlerin ve casusluk ve istihbarat konularını merak edenler için oldukça önemli bir kaynak.

Bir Cevap Yazın

Diğer 1.071 aboneye katılın
%d