Borsa Çöküşleri ve Kapitalin Otoparkı

Borsa çöküşlerini gülümseyerek izliyorum. Anlaşılması güç bir şey. Bir hisse ederinin (gerçek değerinin) %50 aşağısına yani yarı fiyatına satılıyor olabilir. Elbette bu kararı vermek için ilgili işten anlıyor olmak gerekir. Hissenin gerçek değerinden emin olmak altın kuraldır. Bu hisseler alıp beklenir ve doğru zamanda satılırsa ya da tutulursa enflasyonun çok çok üstünde bir kar sağlayabilir. Doğru zamanda doğru fiyattan alınan doğru hisse diye belirtmeme gerek yok sanırım. Bunların yanında her şeye rağmen bu %50 iskontolu hisse “siyasi” bir kriz nedeniyle daha da ucuzlayarak ederinin %75 aşağı fiyatına satılabilir. Şimdi yazıya yukarıda söylenenleri doğru kabul ederek devam edelim.

Ulusal ya da küresel bir kriz nedeniyle zaten ucuz olan zaten gören gözler için fırsat olan hissemiz %30 daha düşmüş olsun. Zaten ucuz olan bu hisse ucuzun da ucuzu olduğu halde hisseyi satan satana. Bu durumla ilgili akla gelebilecek iki soruyu soralım ve bu cevabı teorik bağlamda ele almayı deneyelim. Birinci soru şudur: Ulusal ya da küresel bir kriz ortaya çıktığında neden insanlar alelacele ellerindeki diğer yatırımları satmazlar da akıllarına direkt sahip oldukları hisseler gelir? Neden kimse beş milyonluk evini iki milyona satmıyor ya da iki milyonluk arabasını bir milyona satmıyor ama yüz lira değerindeki hissesini otuz liraya satıyor?

Bu sorunun birden fazla cevabı olacaktır. Belirsizlikler, çabuk nakite dönme isteği, diğer araçları elden çıkarmanın zorluğundan vs bahsedilebilir. Kriz durumlarında hisse senedi satmanın bazı faydaları söz konusu olsa da aynı faydalara sahip başka bir yatırım araçları aslında vardır. Zannediyorum borsalardaki büyük para çıkışlarının sebepleri çok daha temel bir sorunla ilgilidir. Bu sorun ekonominin üretim ve tüketim süreçlerinden uzaklaşarak artık kapitalin korunması ve güvenli park edilmesinin sağlanmasıyla ilgili bir meseleye dönüşmüş olmasıyla ilgili olabilir.

Yabancılar hisse senetlerini kapışırken çıkan arbede!

Hisse fiyatları ulusal ve küresel krizler nedeniyle hırpalanırken ve hisseler bu kadar ucuzken neden bu hisselere yabancı yatırımcı talebinin olmadığı ikinci sorudur. Hisse senetlerinin gerçekten ucuz olup olmadığı sanırım önemli bir tartışma konusudur. Bir hisse gerçekten ucuzsa zannediyorum ederinin yarı fiyatına satılacak kola gibi satın alınması, toplanması gerekir. Yine de bir hisse gerçekten yarı fiyatına satılan kola gibi yarı fiyatına satılıyorsa kaç yıl daha aynı fiyattan satılacağı bilinemeyeceği için söz konusu hisseye kolaya olduğu gibi dev bir talep olmayacaktır.

Bir hisse gerçekten yarı fiyatınaysa ve şirketin sağlayacağı katma değer yatırımcıları ihya edecekse neden yabancı yatırımcılar bu hisselere saldırmazlar ve biz neden bu hisseleri yabancılar alsın diye umutlanırız? Bu hisselerin yerli yatırımcıda kalması ve Türkiyede yaşayan insanların şirketin sağlayacağı katma değerden faydalanması daha iyi değil midir? Bir hissenin ederi hissenin sahibine sağladığı faydadan değil de hisseye olan talepten geliyorsa hisse senetleri ile coinler arasındaki fark sandığımız kadar değil demektir.

Bir şirket gerçekten iyi bir şirketse, iyi yönetilen ve iyi kar eden bir şirketse temettü gibi hisse geri alımı gibi araçlarla yatırımcısını mutlu edebilir. Böyle bir şirkete yabancı yatırımcının gelip gelmemesi önemli olmayacaktır. Suni ya da geçici ulusal ve küresel krizlerden şirket etkilenmeyecektir. Bu bağlamda hisseye yabancı gelmemesi ya da sosyal ve siyasi krizler, hissenin beş yıldır aynı fiyatında olmasının, hissenin enflasyon kadar bile kazandırmamasının nedeni değildir. Sorun çok daha temeldedir.

Kapitalin büyük kısmı artık yalnızca markette var olabilir.

Borsadaki şirketlerin beş yıldır dolar bazlı aynı fiyatta olması ya da zaten gerçekten ucuz olan bir hissenin daha da ucuz hale gelmesi market ekonomisinin ucubeleşmesinin sonuçlarından biri olmalıdır. Sanırım sorun, piyasadaki para miktarının sürekli artmasına karşın basılan para kadar hızlı şekilde mal ve hizmetlerin artmamasıyla ilgilidir. Çok fazla para var ve para yakmak gibi bir seçenek neticeleri nedeniyle sevimsiz olacağı için bu paranın park edilmesi gerekmektedir. Kapital bir kere oluştuktan sonra artık en azından enflasyon oranında artması gerekmektedir ki değer kaybetmesin. Bu durum piyasaya yeni giren tüm paralar için geçerlidir. Kapital sürekli büyümek zorundadır ve kapital “üretimden” ileridedir. Öyleyse kapitali park edecek limanlar gereklidir. Bu park edilen paraların çok büyük bir bölümü belki hiç mal ve hizmete dönmeyecektir bile. Kapitalin büyük bir kısmı her zaman markette olacaktır.

Borsada zaten ucuz olan hisselerin ucuz olması konusuna yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda dönelim. Bir hisse nasıl ucuz olduğu halde yıllarca öyle kalabiliyorsa çok pahalı olduğu halde de yıllarca öyle kalabilir. Bunun bir önemi olmayabilir çünkü kapital zaten marketten hiç çıkmayacaksa hangi hissede bulunduğunun bir önemi kalmayacaktır. Eğer bu durum gerçekse markete karşı kazanmak zor olacaktır çünkü zarlar bir miktar hileli olabilir. Kapital artık markette sıkışmıştır ve reel ekonomiye yansımayacaktır. O artık sadece güvenli bir park yeri arayışındadır, sokağa inmesi söz konusu değildir. Yeterince uygun koşullar oluşursa artık ne kadar sabırlı olduğumuzun bir önemi kalmayabilir bile.

Bir Cevap Yazın

Diğer 1.080 aboneye katılın
Şiraz Duvarı
Gizliliğe genel bakış

Bu web sitesi, size mümkün olan en iyi kullanıcı deneyimini sunabilmek için çerezleri kullanır. Çerez bilgileri tarayıcınızda saklanır ve web sitemize döndüğünüzde sizi tanımak ve ekibimizin web sitesinin hangi bölümlerini en ilginç ve yararlı bulduğunuzu anlamasına yardımcı olmak gibi işlevleri yerine getirir.