Cani Çin İmparatoriçesi Wu

Wu Zhao 624-705 yılları arasında yaşamış bir kadın. Canilik göreceli bir kavram elbette ve Çinli tarihçilerin cani olarak değerlendirdiği bir imparatoriçe neler yapmış olabilir merak konusu. İktidar konusu çok ilginç bir konudur çünkü dünyada olan biten birçok şey kitle ve iktidar ilişkileriyle birlikte ele alınmadığı zaman hakikati kavranamaz diye düşünüyorum. Felsefe, sanat, edebiyat ve bilim için bile geçerlidir bu. Wu Zhao hakkında yazacaklarımı Francis Fukuyama’nın Siyasi Düzenin Kökenleri kitabını okurken öğrendim.

Çin’de kendi hanedanını kuran tek kadın olan Wu’nun yaptıkları Roma tarihindeki deli imparatorların yaptıklarından farklıdır. Wu kadınların sözünün geçmediği bir ortamda adeta iktidarı her türlü yöntemi kullanarak ele geçirmiştir. Babadan gelen yetkiyle değil kendi yaptıkları ile varolmuştur fakat amacına ulaşmak için hiçbir değer yargısı gözetmemiştir.

Cani İmparatoriçe Wu’nun bazı eylemleri

Wu başlangıçta bir cariye fakat kurnazlığı ve entrikaları sayesinde tahtı ele geçirecek. Yaptığı en korkunç şeylerden biri, cariyeyken kraldan bir kızı olunca, o zaman kralın eşi olan İmparatoriçe Wang’ın ziyareti sırasında kendi çocuğunu boğdurtuyor. Böylece kralın eşi çocuğu boğdurmakla suçlandı, halk statüsüne düşürüldü ve sürgün edildi. Wu ise baş zevce ünvanını aldı. Aynı Wu rakibi olan bir başka cariyeyi ise parçalara bölerek bir şarap fıçısının içine dolduracaktı.

Wu kendine karşı olanlara karşı caydırıcıydı elbette. Krala sadık birçok sadık saray görevlisini sürgün edilmesini ya da öldürülmesini sağladı. Wu yönetime talipti ve bu yüzden gücünü gizli kapaklı değil halka göstererek kullanıyordu. İmparator tehlikeyi görünce onu cadılıkla ve büyücülükle suçlayınca onunla yüzleşti ve imparator kendini temiz çıkarmak için yakınlarının ve destekçilerinin cezalandırılmasını sağlamak zorunda kaldı. Cadılık suçlamasının iktidar kitle ilişkileriyle derin bir bağı olduğunu gösteren bir örnektir bu.

Wu imparatorunun varisini zehirliyor, kendi oğlunu ise imparatoru devirmekle suçlayıp sürgün edilmesini sağlıyor. Oğlu intihar ediyor. Öldürdüğü rakiplerinin hayaletinden kaçmak için başkenti değiştiriyor. İmparator ölünce kendi adıyla imparatorluğa el koyuyor. Wu’yu kabullenmeyen aristokratlar isyan başlatınca casus ve istihbarat ağı kurarak tüm soylu sınıfa karşı terör estirdi. Yargısız infazdı bunlar. Aristokrat tehlikesi ortadan kalkınca da kurduğu örgütün memurlarını idam ettirdi.

Wu zamanında bazı sosyal ve ekonomik politikalar

Amaca ulaşmak için her yolu meşru gören Wu, Makyavelin yazdıklarını okusa herhalde ona eklemeler yapardı. Peki başarılı bir entrikacı olan Wu devleti nereye taşıdı? Bu sorunun cevabı hem konudan bağımsızdır hem de konu hakkında yeterince bilgi yok Fukuyama’nın kitabında. Liyakat yerine nepotizmi tercih ettiği için başarısızdı Wu Fukuyama’ya göre. Yine de bir Makyavel öğüdü olan başkalarının duygularına değil, çıkarlarına hitap et tavsiyesine kendi tecrübeleriyle ulaşmış olmalıdır. Kabullenilmenin şartlarından biri de budur.

Wu vergileri ve ücretsiz çalışma zamanını azalttı. Kamu harcamalarını keserek tasarrufa gitti. Yaşlılara ve yoksullara yardım dağıttı. Çinli kadınların tarihinin yazılması için destek vermiş ve kendi annesini de aziz ilan etmiş.

Devlet işlerine yetenekli sıradan insanları değil, gözdelerini ve dalkavuklarını getirmiş Wu. Bunun için sınav ve eğitim gerekliliği gibi şartları esnetmiş. İltimas ve rüşvet yaygınlaşmış. 80 yaşında da komplo ile tahttan zorla indirilmiş ve yerine oğlu geçmiş. İlkesizliğin sonuçlarından biri bu sanırım. Thomas Hobbes isyan girişimlerini tehlikeli bulur çünkü bu hem istikrarsızlık ortaya çıkarır hem de diğerlerine bir mesaj verir. Bu mesaj siz de bu şekilde iktidara sahip olabilirsiniz mesajıdır. Wu da herhalde yaptıklarıyla istemeden de olsa bu oyunda bir kural olmadığını diğerlerine göstermiş olmalıdır.

Bir Cevap Yazın

Diğer 1.069 aboneye katılın