Oğuz Atay Romanları

Oğuz Atay Türk Edebiyatı dendiğinde akla gelen ilk isimlerden. Tutunamayanlar gibi kült bir roman ve Mustafa İnan’ın hayatını anlattığı harika bir biyografik roman olan Bir Bilim Adamının Romanı, günlük ve öyküler yazarın farklı edebi türlere ne derece hakim olduğunu gösteriyor. Yazıda Oğuz Atay Romanları olan Tutunamayanlar ve bu romanın gölgesinde kalmış Tehlikeli Oyunlar, Bir Bilim Adamının Romanı ve Eylembilim romanlarını ele aldım.

Tutunamayanlar

Tutunamayanlar Oğuz Atay’ın 1968 yılında yazmaya başlayıp 1969 yılında bitirdiği ilk romanıdır. Günümüzdeki popülerliğinin aksine Tutunamayanlar yazıldığı ilk dönemde yayınevi dahi bulamamış bir romandır. Roman 1970 yılında TRT Roman Ödülü’nü kazanır ancak bu ödül de bir yayınevi bulmaya yetmez. Hacimli ve anlaşılması zor bir roman olmasından dolayı yayınevleri basmak için pek yanaşmamıştır. Bu durumu Oğuz Atay şu cümleleriyle anlatır: Kitabımı bastırmak için bir yıl kadar teksir olarak 500 sayfaya yakın ağır bir kütleyi Babıali yokuşunda dolaştırdım durdum. Bu zorlu süreçten sonra Sinan Yayınevi bu romanı iki cilt halinde basmayı kabul eder. Roman yayınlanır ancak pek bir ilgi görmez. Hatta ikinci cildi birinci cildine göre daha az satar.

Peki tam olarak neyi anlatır Tutunamayanlar?

Aslında Tutunamayanlar bir romanın yazılma öyküsünü anlatır. Turgut Özben bir sabah gazeteden yakın arkadaşı Selim Işık’ın intihar ettiğini öğrenir. Bu haberden sonra Turgut Özben içine kapanır, sürekli arkadaşı Selim Işık’ı düşünür, onunla konuşur, tartışır, hayalinde onunla yaşar. İşin içinden çıkamayacağını anlayınca arkadaşının neden intihar ettiğini, bu intiharın sebeplerini araştırmaya başlar. Bunun için de Selim Işık’ın arkadaş çevresiyle görüşür. Arkadaşına ait notlar, mektuplar, günlükler, müsveddeler ve yazmış olduğu uzunca bir şiiri toplar. Bunları okudukça arkadaşını aslında hiç tanımadığını fark eder.

Selim Işık topluma yabancılaşmış ve yaşadığı kalabalıkta yalnızlaşmıştır. Turgut Özben yaşadığı hayat ile Selim Işık’ın yaşamış olduğu hayat arasında bocalar ve zamanlar Selim Işık gibi olmaya başlar. Bütün kitaplarını ve notlarını alarak evi terk eder. bu sırada Turgut Özben’e eşlik eden ve onun iç beninin sesi olan Olric devreye girer. Olric ile birkaç yer gezdikten sonra bir tren istasyonunda gözden kaybolur.

Romanın kurgusu ve özellikle bölümleri aslında bir romanın yazılış ve yayına hazırlanış serüvenini içerir. Örneğin Sonun Başlangıcı bölümünde bir gazeteci romanı Turgut Özben’in gönderdiğini belirtir. Roman içinde roman anlatılarak bir üst kurmaca oluşturulmuştur. En dış çerçevede Tutunamayanlar romanının hikâyesi vardır. Bir alt katmanda Turgut Özben’in savruluş hikâyesi, merkezde ise Selim Işık’ın intihara sürüklenen hayat hikâyesi.

Tehlikeli Oyunlar

Tehlikeli Oyunlar Oğuz Atay’ın Tutunamayanlar’dan sonraki en meşhur romanıdır. Olric sözlerinden sonra Albayım ifadeleri de son dönemde çok popüler olmuştur. Bu romanın başkişisi Hikmet’tir. Hikmet’te tıpkı Turgut Özben gibi yaşadığı küçük burjuva hayatını sorgular ve hayata tutunamaz. Bunun üzerine her şeyini bırakıp bir gecekonduya taşınır. Roman Hikmet’in bu gecekonduda eski hayatıyla çatışmaları üzerine oyunlar yazması üzerine kurgulanmıştır. Hikmet’in komşuları Hüsamettin Tambay ile Nurhayat Hanım aynı zamanda oyunlarında işlediği karakterlerdendir. Hikmet’in yazdığı oyunlar sonu hiçbir zaman gelmez ve bu yazdığı oyunlarla geçmiş hayatını yeniden yazar. Okur da bu oyunlarda Hikmet’in hayata tutunamamasına şahit olur.

Romanda gerçek ile kurmaca, oyun ile hayat birbirine girmiştir. Belli bir süre sonra hangisinin oyun hangisinin Hikmet’in hayatı olduğu birbirine karışır, belirsizleşir. Hatta Albay Hüsamettin Tambay ile Nurhayat Hanımın gerçekliği bile şüphelidir. Onlar gerçekten Hikmet’in komşusu mu yoksa tamamen Hikmet’in hayal dünyasında yaşayan birer hayal ürünü mü belli değildir.

Tutunamayanlar romanında Turgut Özben’in öteki beni Olric iken bu romanda da Hikmet’in öteki beni Albay Hüsamettin’dir. Albayım…. diye başlayıp devam eden itiraflar aslında Hikmet’in iç beninin söyledikleridir. Yıldız Ecevit bu romanı Hıristiyanlıktaki teslis inancıyla yorumlar. Yıldız Ecevit’e göre Hikmet – İsa, Albay Hüsamettin – Tanrı, Nurhayat Hanım ise Meryem’i sembolize etmektedir.

Bir Bilim Adamının Romanı: Mustafa İnan

Türkiye Bilimsel ve Teknik Araştırma Kurumu Bilim Adamı Yetiştirme Grubu bir proje tasarlar. Bu projeye göre yeni nesilleri bilime özendirmek için ünlü bilim adamlarımızın hayat hikâyelerini kitaplaştırılacaktır. Bu proje için seçilen ilk isim ise Mustafa İnan’dır. Bu ismi öneren kişi ise o dönemin TÜBİTAK başkanı Cahit Arf’tır. Bir dönem İstanbul Teknik Üniversitesi rektörlüğü de yapan Mustafa İnan hayatını bilime adamış bir inşaat mühendisidir. Cahit Arf bu projenin klasik bir biyografik çalışma olmasını istememiş, bilim adamlarının hayatlarının roman şeklinde verilmesini istemiştir. Böylece okur sıkılmadan okuyabilecektir.

Mustafa İnan’ın hayatını romanlaştırması için düşünülen ilk isim Haldun Taner olmuştur. O sıralarda Mustafa İnan’n oğlu ile Oğuz Atay karşılaşır. Oğuz Atay’ın da bir mühendis olması, Mustafa İnan’ın öğrencisi olması, ödüllü bir romancı olması Oğuz Atay’ın seçilmesine yetmiştir. Oğuz Atay bu romanı yazarken özgür değildir. O, bir insan anlatılacaksa iyi ve kötü yönleriyle anlatılması gerektiğini düşünür. Oğuz Atay kesinlikle idolleştirme amacı güdülmemesini ister ancak yazdıkları hem TÜBİTAK hem de Mustafa İnan’ın eşi Jale İnan tarafından kontrol edilir, müdahale edilir ve bazı bölümler çıkarılır. Yine de roman beğenilen Oğuz Atay romanları arasında yerini alacaktır.

Eylembilim

Eylembilim Oğuz Atay’ın yarım kalmış bir romanıdır. Ölüm bu romanı tamamlamaya fırsat vermemiştir. Bu roman 12 Mart darbesi öncesi dönemleri anlatır. Üniversitede yapılan eylemlerle eylem ile bilimin birbirine karıştığını anlatır. Romanın başkahramanı Profesör Server Gözbudak’tır. Server Gözbudak dönemin siyasi buhranından dolayı kimlik karmaşası yaşayan bir aydındır.

Oğuz Atay günlüklerinde romanı bir kısa öykü olarak yazmaya başladığını ancak sonra genişletip roman olarak devam kararı aldığını söyler. Günlüklerinde Eylembilim’e ait bazı notlar, kurgular bulunur. Yarım kalmış olmasına rağmen romanın özünde Server Gözbudak’ın aslında çok sakin, silik bir hayatı varken yaşanan sağ-sol olaylarına duyarsız kalmaması üzerine bir konuşma hazırlar. Bu konuşma hayatını değiştirir.

Kaynak

Oğuz Atay romanları hakkında yazılırken aşağıdaki kaynaklardan faydalanılmıştır.

Yıldız Ecevit, Ben Buradayım, Oğuz Atay’ın Biyografik ve Kurmaca Dünyası, İletişim Yayınları, İstanbul 2014.

Yıldız Ecevit, Oğuz Atay’da Aydın Olgusu, Ara Yayıncılık, İstanbul 1989.

Bir Cevap Yazın

Diğer 1.080 aboneye katılın
Şiraz Duvarı
Gizliliğe genel bakış

Bu web sitesi, size mümkün olan en iyi kullanıcı deneyimini sunabilmek için çerezleri kullanır. Çerez bilgileri tarayıcınızda saklanır ve web sitemize döndüğünüzde sizi tanımak ve ekibimizin web sitesinin hangi bölümlerini en ilginç ve yararlı bulduğunuzu anlamasına yardımcı olmak gibi işlevleri yerine getirir.