Siteye birkaç defa yeni endüstri devrimiyle ilgili içerikler eklemiştim. Bu yazılar doğrudan endüstri 4.0 kavramını tartışmaya açmıyordu. Bu yazı tamamen endüstri 4.0 nedir? sorusuyla ilgili. İnsanlığın tüm gelişiminin, onun ihtiyaçları doğrultusunda olduğunu hatırlarsak sanırım sorulması gereken ilk soru şu olmalı : Endüstri 4.0 hangi ihtiyaçtan doğdu? Endüstri 3.0 neydi ve hangi ihtiyaca cevap veremiyordu ki Endüstri 4.0 konuşulmaya başlandı? Bu yazıda Mahfi Eğilmez’in yazdığı kapsamlı Endüstri 4.0 makalesinden cevabını benim de merak ettiğim kısımları alıntıladım. Başka yerlerden okuduğum birkaç makaleden ve TUSİAD’ın Endüstri 4.0 raporundan eklemeler yaptım.
Endüstri 1.0, 2.0, 3.0 neydi ki Endüstri 4.0 ne olsun?
Endüstri 1.0 : Buhar makinesinin 1700’lerin son bölümünde dokuma tezgâhlarında kullanılmasıyla üretim sürecinde çeşitli aşamaları tamamlayacak biçimde birbiriyle bütünleşmiş bir düzene geçilmesi birinci sanayi devrimi olarak kabul ediliyor.
Endüstri 2.0 : Ford Motor Fabrikalarının otomobil üretiminde uyguladığı bu sistem, üretim ölçeğinin büyütülebilmesine ve dolayısıyla maliyetlerin ve fiyatların ucuzlamasına yol açtı. Bu devrimin yarattığı ekonomik verimliliğin yaygınlaşmasında karayolu ağının yaygınlaşması önemli rol oynadı. Endüstri 2.0 üretimin makineleşerek seri üretime geçilmesi ve üretilen malların demiryolunun yanı sıra karayolu ağıyla da tüketim merkezlerine ulaştırılması olarak tanımlanıyor.
Endüstri 3.0 : 1970’lere girerken algılayıcılardan alınan bilgiyi, bir program çerçevesinde iş elemanlarına aktaran mikroişlemci tabanlı programlanabilir mantık devresi geliştirildi. İletişim ve ulaşımdaki gelişmelerle, ticaret ve endüstri küreselleşti. Endüstri 3.0 üretimde insan emeğinin en aza indirilmesi ve üretimin otomasyonu olarak tanımlanıyor.
Endüstri 4.0 : Hannover 2011 Fuarında Almanların ortaya attığı Endüstri 4.0 kavramı üretimde bilgisayarlaşmanın son haddine ulaşması ve insan emeğinin en aza indirilmesi.
Amaç üretimde insan emeğini en aza indirerek Çin’in rekabet üstünlüğünü sona erdirmek
Endüstri 4.0 ‘a neden ihtiyaç duyuldu?
Bu kavram Almanya’da ortaya atılmış bir kavram. Doğu’nun (Çin vesaire) ucuz iş gücü sayesinde üretimi Batı’dan kendilerine çekmesi ve artık üretimle yetinmeyip kendi markalarını üretmeleri Batılı ülkeleri bir arayışa itti. Bu arayışın sonucu olarak robotiği ve otomasyonu artırarak üretimde insanın rolünü azaltmak istediler. Böylece Çin gibi ülkelerin ucuz iş gücünden doğan rekabet üstünlüğünün önüne geçilebilecek.
Batı’nın rekabet gücünün artmasının yanında Endüstri 4.0 dünyaya ne katkıda bulunacak?
1- Üretimde esneklik artacak. Artık otomobilde veya mobilyada kişiye özel ürünler aşağı yukarı aynı maliyetle üretilebilecek. Belki de internetten kendi otomobilimizi, telefonumuzu veya mobilyamızı parça parça seçebileceğiz.
2- Üretim süreçleri hızlanacak. Ürünler daha kısa sürede raflarda olacak. Özellikle teknoloji dünyasındaki ön siparişlere yetişememe derdi sona erecek.
Endüstri 4.0 işsizliğin artmasına neden olacak mı?
Endüstri 3.0’a bakıldığında bu algının doğru olmadığı ortaya çıkıyor. Her endüstri devrimi gibi endüstri 4.0 ‘da yeni ve çeşitli iş kollarının doğmasına neden olacağı için işsizliği artırması beklenmiyor. İstihdamın yeri değişebilir. Bu devrimle gelen zenginliğin yeni fırsatlar yaratması bekleniyor. Kısa vadede %6 istihdam, uzun vadede ise nitelikli insan gücüne olan ihtiyacı büyük ölçüde artırması bekleniyor. (Mahfi Eğilmez bu konuya katılmıyor.)
Endüstri 4.0 yaklaşırken Türkiye’de durum ne?
Endüstri 4.0 ‘da robotları ve yazılımları üreten ülkelerle bu robotları alarak bunlarla üretim yapan ülkeler olacak. Bu işten asıl parayı kazananların bu robotları ve yazılımları yapanlar olacağı belli. Bu robotları ve yazılımları satın alarak kullanabilen, üretim yöntemini dönüştürebilen ülkeler de bu işten kazançlı çıkacak çünkü bu yöntemlerle yapılan ürünlerin ciddi teknoloji üstünlükleri olacak. Türkiye’nin şimdilik ikinci yolda olacak gibi gözüküyor.
Endüstri 4.0 devrimini kaçırmamak için Türkiye ne yapmalı?
1- Sanayi odalarımızın önderliğinde yüksek kalitede eleman yetiştiren bilim liseleri kurulmalı. Bu liselerde öğrenciler bir yandan bu yeni sanayiye, bir yandan da onun gerektireceği programları kullanmaya adapte olacak şekilde yetiştirilmeli. Türkiye artık vakıf üniversiteleri yerine vakıf bilim liseleri kurmalı, devlet bunları teşvik etmeli. Bu okullarda üniversitelerin teknik alanlarında ders veren hocalar ders vermeli. Devlet, bu okullarda okuyacak öğrencilere burs vermeli.
2- Üniversitelerde bilim dallarına dönüş yapılmalı. İktisadi İdari Bilimler Fakültelerinde kontenjanlar hızla düşürülmeli. Çünkü bu bölümlerden mezun olanlara duyulacak ihtiyaç bu yeni devrimle hızla azalacak. Yeni düzende muhasebecilik, insan kaynakları uzmanlığı, işletmecilik gibi mesleklerin çoğu büyük ölçüde bilgisayar programları yoluyla yapılacak ve insana olan ihtiyaç azalacak.
3- Endüstri 4.0, aksine bütün iddialara karşın ister istemez işsizliği artıracak bir devrim. Robotlarla çalışan üretim birimlerinde mavi yakalılara ihtiyaç azalacak. Bu yeni oluşumda ancak program yazabilen, robotları ve makineleri yapabilen insanlarla programları kullanabilen insanlara yer olacak. Diğerleri sanayiden hizmetlere kaymak durumunda kalacak. O nedenle bu büyük dalgayı karşılayabilmek için geleceğin toplumuna yönelik eğitim değişikliğine gidilmesi gerekiyor.
Bu konuyla ilgili olarak okullarda kodlama dersi verilmesi konusunu okuyabilirsiniz. Konu hakkında ayrıntılı bilgi için Mahfi Eğilmez’in yazısının tamamını okuyabilirsiniz. Buradan da TUSİAD raporunu inceleyebilirsiniz.
Bir Cevap Yazın