İsveç modeli olarak bilinen ekonomik model kapitalizm ve sosyalizm arasında bir üçüncü yol, bir sentez olarak görünüyor. Son yıllarda İsveç modelinin başarısız olduğu düşünülse de ABD’de yapılan anketlerde halkın %40’ının sosyalizme olumlu bakması ve Bernie Sanders gibi kendini sosyalist olarak tanımlayan bir siyasinin başkanlık yarışında aktif olması İsveç modeli tartışmalarını canlı tutuyor.
ABD, Avrupa ve birçok ülkede 1980’lerden sonra sağlanan ekonomik büyümenin kalitesiz bir ekonomik büyüme olduğunu ortaya koyuyor Ulusların Düşüşü kitabının yazarı ünlü ekonomist Daron Acemoğlu. Ekonomi büyüyor fakat bu büyüyüş halka yansımıyor. Lise mezunları, lisans mezunları ve toplumun büyük bir kesimi eskiye oranla daha çok kazanmıyor, hatta daha az kazanıyor.
Ekonomik büyümenin alt ve orta sınıfa yansımamasının nedenleri arasında endüstrideki robotlaşma, demokrasi kalitesinin düşmesi gibi nedenler yazılabilir fakat bu nedenler dünyadaki çok ciddi gelir dağılımı eşitsizliğini ve orta sınıfın yok olmasını açıklayamaz. Orta sınıf yok oluyor. Ne makinenin insanın işini elinden alması tarihte ilktir ne de demokrasi seviyesinin düşmesi bu sorunun yaşandığı tüm ülkeler için ortaktır. Ekonomideki bu sorunlar dünyayı yeni bir arayışa itebilir.
İsveç Modeli Özellikleri
İsveç modeli tam olarak nedir? Bu model güçlü bir sosyal devlet programı. Devlet eğitim ve sağlıkta özel sektöre neredeyse yer bırakmayacak kadar ön plandadır. Şirketlerin aşırı kar yapmalarına izin verilmez. Modelin ayırt edici özelliği tam istihdama yönelmesi ve işsizlikle mücadeledir. Devlet çok büyük bir işverendir. Kadınların istihdama katılımı,işsizlik sigortası (çok önemlidir) gibi bireyi desktekleyici uygulamalara yer verilir.
Tam istihdam (evrenselci istihdam), kadın işçilerin emek piyasasına katılımı, işsizlik ve yaşlılıkta belli hayat standartını sağlayabilecek gelir, genç, engelli, yaşlı ve hastalara yönelik kapsayıcı sosyal hizmetler modelin öne çıkan özellikleridir (Toprak, 2015, s.161-162).
Sağlık bu modeldeki ülkelerde çok büyük çoğunlukla devlet elindedir ve ücretsizdir.
Norveç’te sağlık hizmetlerinin uygulama ve finansmanı Ulusal Sigorta Yasası ile sağlanmaktadır. Ulusal sigorta uyruğu ne olursa olsun ülke sınırları içinde yaşayan tüm bireyleri zorunlu olarak bu kapsama alır. Dünyada gelişmiş en iyi sistemlerden biridir. Son dönemde Çin reform hareketleri kapsamında Norveç’i örnek almaktadır. Sağlık, hamilelik, doğum, ölüm, yaşlılık, evli olmayan anneye destek ve yardım hizmetleri, işsizlik veya iş göremezlik durumlarına…
Tam istihdam İsveç modelinin önemli bir özelliğidir.
2008 itibarıyla Lüksemburg ve İsviçre’den sonra işgücüne katılım oranı en yüksek olan ülke Norveç’tir. İstihdamın yaklaşık %30’u kamu kesimindedir ve yüksek eğitimli işgücü yoğunluklu olarak kamu kesiminde çalışmaktadır (Karahanoğulları, 2013, s.236-237).
İsveç modeli ve eğitim, yaşlı bakımı, çocuk hizmetleri gibi alanlarda da bireyi destekleyici bir model sunmaktadır. İsveç Sosyal Sisteminin Özellikleri (Çevik, 2002, s. 2-7);
* Tüm belediyeler vatandaşlarına yardım etmek zorundadır.
* Bayanlara hamilelik sonrası 1 yıl ücretli izin kullanır. Erkekler ise 4 ay kullanırlar.
* Devlet çocuklu aileye yardımda bulunur.
* Devlet tüm vatandaşlarının (sağlıklı, engelli, alkolik vb.) gelişmesi, sosyo- ekonomik şartlarının iyileşmesi için her türlü çabayı göstermek zorundadır.
* Temel ihtiyaçlardan biri olan sağlık ve eğitim tüm vatandaşları için ücretsizdir.
* Vatandaşların işsizlik sigortası hakkı vardır.
* Devlet göçmen aileleri topluma uyum sağlamasında yardımcı olmak zorundadır.
İsveç modeli gelir eşitsizliğini azaltma, orta sınıfı koruma ve kaliteli büyüme için uygun bir model gibi görünse de pekçok eleştiri alıyor. Bir kere bu ülkeler az nüfuslu ve dünyanın en zengin devletleri. Son seçimlerde bu ülkelerde sosyal demokratlar güç kaybetmeye başladılar. Diğer yandan ABD eğitimde fırsat eşitliği ve sağlık açısından çok eleştirilen bir ülke. Ekonomi büyürken temel insani ihtiyaçlara ulaşmak zorlaşıyor.
İsveç modelinde vergiler doğal olarak yüksek. Devletin uzun süredir yeni istihdam yaratamadığı söyleniyor. Kurumlarda işsizliği önleme adına şişme var. Bu verimsizlik demek ve İsveç önemli markalarını Çin’e satmak durumunda kaldı. Şirketlerin sınırlı büyümesine izin verilmesinin rekabeti engellediği görüşü var. Tüm bunlar bir eleştiri konusu.
Belki geleceğin sentezi ya da paradigması İsveç modelinin yeniden ele alınmış hali olur. Vatandaşlık maaşı gibi uygulamalar ile bu model sentezlenebilir. Alıntılar Dergipark’ta yer alan bu makaledendir.
Bir Cevap Yazın