Nepotizm Latince kökenli olduğu kabul edilen “yeğencilik” anlamına gelen ve akraba ve hısımları kayırmayı anlatan bir kelime. Küçükken “Bakın bu benim yeğenim kimse karışmasın ha.” cümlesinin büyüyünce de devam ettirilmesi. Özellikle iş hayatında. Favoritizm ise bunun bir gelişmişi ve kayırma işinin bir zümreye yayılması (sizdencilik, bizdencilik, memleketçilik!)
Bir dekanın üniversiteye kendi çocuklarını, damadını vs ataması, kendi karısını sekreteri yapması bir nepotizm örneğidir. Bir kuruma referansla girilmesi nepotizm için uygun ortam sağlayabilir. Mülakat yapmak, kişiye özel ilanlar yayınlamak, duyuru yapmamak vb hareketler nepotizmi kolaylaştırır.
İki nepotizm örneği
“35 yaşını geçmemiş, Aile planlaması üzerine akademik çalışma yapmış, Kastamonu’da ikamet eden, Rusça bilen ve E sınıfı ehliyeti olan…” Böyle bir ilan “Nepotizm nedir?” sorusunun cevabıdır.
Aliyev bir başka nepotizm örneğini dünyaya göstermişti. Azerbaycan lideri Aliyev Cumhurbaşkanı 1. yardımcısı olarak eşini atadı. Şu kaderin cilvesine bakın ki ülkede bu işi en iyi yapacak isim meğer Aliyev ile aynı evde yaşıyormuş.
Modern toplumlarda kendine pek yer bulamayan nepotizm toplumsal gelişimin alt basamaklarındaki gruplarda barınmaya devam eder. Nepotizm ile liyakat arasında elbette bir zıtlık vardır ve liyakata (becerikli olanın işin başına gelmesi) dayanmayan yapılanmalar çözülürler ya da iş üretemezler ya da bekleneni veremeyebilirler. Peki adaylar arasında bu işe en uygun kişi benim yeğenim olamaz mı? Olabilir fakat bunun “objektif” olması, kamu vicdanını yaralamaması beklenmektedir. “Biz kocaman bir aileyiz.” sloganı mecazi anlamda kullanılmalıdır 🙂
Nepotizm ile ilgili bir hikaye duymuştum. İş bulamayan birisi 82 darbesinden sonra darbecilerden birine giderek kendine iş bulmasını istemiş. Önerilen hiçbir işi beğenmeyince “Sen bana bakma, biz darbe yaptık da ben buradayım. Sen bu işlerden birini beğen de çalış.” demiş. Burada işsiz gencin darbeci tanıdığı vasıtasıyla iş bulması nepotizm, darbeci olduğu için kendi işini bulması ise favoritizm kapsamında değerlendirilebilir. “Cumhuriyet kimsesizlerin kimsesidir.” sözü ise nepotizmin ilkesel olarak reddidir.
Akraba kayırma ve nepotizm ile ilgili Saatleri Ayarlama Enstitüsü‘ndeki şu alıntıya bakarak konuyu bitirelim. Ahmet Hamdi Tanpınar bu meseleyi de muhteşem üslubuyla ele alarak bize anlatmış.
Saatleri Ayarlama Enstitüsü ve Nepotizm
Belediye reisinin tereddüdü başka yerden geliyordu:
-Yalnız, malûm ya, böyle meselelerde… Bu kadar personeli birden bulmak… Dedikodu, filândan bahsediyorum. Tavsiyeli, tavsiyesiz…
Halit Bey bir el işaretiyle bütün bu vehimlere son verdi:
Biz bu meseleyi hallettik. Müessesemize tam referansı olmayan, iyi tanımadığımız kimse giremez. Bunun için de prensipimiz gayet sağlam. Memurlarımızın yarısı, kendi akraba ve yakınlarımız olacak. Yarısı da dışardan güvendiğimiz yüksek insanların tavsiyelileri. Böylelikle her nevi dedikoduyu önlemiş olacağız… Herkes kefaleti umumiye altında çalışacak.
Belediye reisi bunu çok beğendi.
Hiç hatırıma gelmemişti, bu. Hakikaten kestirme yollar buluyorsunuz, Halit Bey. Bu prensip bir yığın güçlüğü ortadan kaldırır. Demek imtihan yapmayacaksınız?
Hayır, asla…
Şahadetname, filân?..
Hayır efendim, hayır… Onlar alelâde memuriyetler için lâzım gelen şeylerdir. Halbuki bu hayatın bizatihî kendisi olan bir iş. Memur değil, mütehassıs ister… Hem böylece barem müşkülâtından kurtuluruz.
Ve o sayede evlendi. Ve tabiî evlenir evlenmez kocasını yelkovan şubesi şefi ve mütehassısı yaptık. Damadımı da dışarda bırakacak değildim ya! Küçük baldızım, Zehra’dan boş kalan yere tâyin edilmişti.
Nepotizm örnekleri düşünürken bunun kültürle bağlantılı olduğu görülmektedir. Bu bir toplum anlayışıdır. Bir yerlerde tanıdığın olacak, dayın olacak, benim falanca yerde adamım var… gibi sözler toplumun bu konuyu kanıksamışlığının bir göstergesi olmalıdır. En küçük işinde “torpil” arayan fakat nepotizmi eleştiren bir toplum onu sadece üretecektir.
Bir Cevap Yazın