Şunu kabul edelim ki artık dünyada zenginliğin yolu eğitimle değil büyük ölçüde şehir rantı ile ilgili. Çok iyi bir bölüm okuyup iyi bir işe yerleşmek iyi bir sitede ev ve lüks arabadan fazlasını sunamayabilir. Elbette iyi eğitim sonucu iyi kazanan çok insan vardır fakat bugün eğitim sadece kişinin hayatını çevirmesini sağlamaya yetecektir. Bu insanlar için ev, dükkan, işyeri veya arsa edinimi söz konusu olmayabilir. Bugün iyi bir iş yakalayan eğitimli bireyin yaptığı “birikim” Kadıköy’de bir daire parası etmeyebilir. Özellikle parasal anlamda vaadi olmayan mesleklerde birey kendisini ne kadar geliştirse geliştirsin gelirini arttıramayabilir. Ne sektörün böyle bir talebi vardır ne de patronun bu bedeli ödemeye niyeti vardır.
Eğitimin artık insanların varlık edinmelerini sağlamadığıyla ilgili cümlem elbette sınanmış değildir. Günümüzde çok fazla yetişmiş insan olması ve dünyanın bir akademik tıkanma içinde olması gözlemlenebilir bir olgu olsa da eğitimin eskiden de varlık edinmeye ne kadar katkı sağladığı tartışmalı bir mesele olabilir. Zenginliğin gözle görülen bir kaynağı şehir rantıdır. Babadan dededen kalan arsa ve dükkanların bireyleri zenginleştirmesi. Bir şehir geliştikçe oradaki mülkler değer kazanır. Yeterince gelişen bir şehirde sıradan bir dairenin kirası iyi bir mesleğin gelirine denk olabilir. Bir işyeri kirası bazıları için minik bir servet anlamına gelebilir.
Şehir rantının güzel yanı servet edinmek için mal sahibinin yatırım yapmak zorunda kalmamasıdır. Bir raylı ulaşım, hastane, üniversite, organize sanayi veya avm şehrin değerinin artmasını sağlayabilir. Önemli olan şehrin gelişmekte ve göç alan bir konumda bulunmasıdır. Şehir rantının mantığı basittir. Bir Rize’li üniversite için Ankara’ya gittiğinde Rize’nin kaynakları Ankara’ya akmaya başlar.Bir göçmen birikimlerini alıp başka ülkeye gittiğinde muhtemelen artık elde edeceği mülk değil sadece hayatını çevirmek olacaktır ve birikimini de gittiği şehire akıtacaktır. Bir turist Londra’yı gezmek isteyip orada üç bin sterlin harcadığında bu para artık Londra’ya yani Londra şehir rantının artmasına harcanmış demektir. Bu şehre gelen kaynaklar elbette ilk olarak burada iş yapan insanları etkileyecektir.
Şehir rantı ve eşitsizlik
Şehir rantı şehrin gelişmesine ve kalkınmasına katkı sağlasa da şehirde herhangi bir mülkü bulunmayan bireyler için bir sorun haline gelebilir. Daha önce turistik değilken turistik hale gelen bir şehirde mülk sahipleri olumlu etkilenirken herhangi bir mülk sahibi olmayan bireyler zor duruma düşebilirler. Artan kiralar ve ev fiyatları bu şehirde yaşamayı imkansız hale getirebilir. Bireyler çok uzun süre yaşadıkları şehirlerden taşınmak zorunda kalabilirler. Sadece bir ev sahibi olmak şehrin artan nimetlerinden faydalanmayı sağlayarak şehir rantından pay almayı sağlasa da arsa ve dükkan sahiplerinin elde edeceği fayda daha üst düzeyde olabilir.
Şehirlerde ortaya çıkan rant şehircilik ilkelerinden uzaklaşılırsa şehir uzun vadede rezil olabilir. Daracık sokaklar ve kaldırımlar, yüksek binalar ve yürüyüş alanları ve yeşil alan sorunları şehirde ortaya çıkabilir. İmar verilmeyerek, su yol ve kanalizasyon hizmetleri götürülmeyerek şehir belli bir alana iyice sıkıştırılabilir. Şehir başlangıçta rant yaratsa bile zamanla bir sağlıksızlık ve çirkinlik kaynağına dönüşebilir. İş imkanı yaratarak bir şehire kalabalıkları çekmek mümkün olsa da şehrin iyi bir şehir olması sağlanamaz. Şehre yerli ve yabancı turistler ya da sadece yaşamını sürdürmek için şehir nitelikli insanlar gelmeyebilirler.
Şehir rantının uzun süreli olması ve şehrin cazibesinin artması için şehirlerin kısa vadeli ekonomik çıkarlar yerine uzun vadeli bir planlamayla, sürdürülebilir olarak gelişmesi daha doğru bir yöntem olabilir. Otopark krizinin olmadığı, trafiğe kapalı caddelerde insanların işlerini yarım saatte halledebildikleri, bol yeşil alana ve yürüyüş yoluna sahip estetik şehirler kurmak uzun vadede şehir rantını devam ettirebilmek için işe yarayabilir. Bir şehre moda devlerinin mağazalarını açması, uluslararası teknoloji şirketlerinin mağazalarını açması ve harika restoranlar olması iyiye işaret olarak değerlendirilebilir. Sadece bir Starbucks bile şehir rantını arttırır. Starbucks şubesi açılan yerlerin civarındaki evlerin ve kira fiyatlarının değerlerinin arttığıyla ilgili değerlendirmeler var. Bu etki kimileri için olumsuz olabilir.
Özetle; şehir rantı artık, akademik tıkanma, robotik ve yapay zekanın iş gücüne duyulan ihtiyacı azaltması, iklim değişikliği, şehirler arasında açılan devasa farklar ve dünyadaki göçmen akını gibi sebeplerle daha önemli hale gelmiş olabilir. Bu da hem şehirler arasındaki hem de şehirlerde yaşayan bireyler arasındaki gelir dağılımını dengesizleştirmektedir. Şehir rantından pay almak ekonomik anlamda diğer seçenekler kadar iyi bir tercih olabilir. Bunun yanında şehirden şehire çok fark vardır. Doğru olan şehir rantının sürdürülebilirliğini sağlamak ve güzel şehirler inşa etmek olabilir. Şehir cihanda bir nakış olmalıdır. Aynı zamanda şehir elbette ilerlemenin kalbidir ve kültürün nesnelleşmesini yani bilim ve tekniği zorunlu kılar.
Bir Cevap Yazın